Müsilajdan sonra kıyılarda yeni tehdit: Sargassum
Marmara Denizi’ndeki deniz salyası kabusunun ardından İzmir'in Dikili İlçesi kıyılarında da “Sargassum” (kahverengi alg) türü yosunlar görülmeye başladı. Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, çürümüş yumurta gibi kokan bu yosun türünün deniz ekosistemini hızla çökertebileceğini ve turizm faaliyetlerini sekteye uğratabileceğini ileri sürdü.
İzmir'in Dikili İlçesi kıyılarında da “Sargassum” (kahverengi alg) türü yosunlar görülmeye başladı. Suda tehlikesiz olan, kıyıda ise çok ciddi cilt sorunlarına yol açan bu yosunun hidrojen sülfür saldığını ve çürük yumurta gibi koktuğunu söyleyen Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin; Kuzey Ege'nin yanı sıra özellikle Akdeniz kıyılarında, Kaş, Kalkan, İskenderun ve Gökova civarında sık görüldüğünü aktardı.
Prof. Dr. Çetin, şunları söyledi:
“Deniz kıyılarımızdaki ‘Musilaj’ istilasına ek olarak, acilen gerekli tedbirler alınmazsa Dikili sahillerindeki gibi yoğun olarak yeni yeni görmeye başladığımız ‘Sargassum’ isimli kahverengi deniz yosununun yakın zamanlarda oldukça önemli olumsuz etkileriyle karşılaşabiliriz.
Bir an önce kıyılarımızda Sargassum popülasyonunun miktarı tespit edilmesi, kıyıya vuranların yerel yönetimler tarafından toplanarak bertaraf edilmesi ve yöre halkının bilinçlendirilmesi önem arz ediyor.”
MEKSİKA’DA KIRMIZI ALARM VERİLMİŞ
2019 Yılında Meksika’da büyük sıkıntılar yaşandığını belirten Prof. Dr. Çetin, şöyle konuştu:
“2019 yılında Meksika’nın Karayip Denizi kıyılarındaki dünyaca ünlü plajları, çamur rengi yosunların istilasına uğradı. 621 mil kıyı etkilendi. Uzmanlar küresel iklim değişimi nedeniyle deniz suyunun ısınması ve deniz akıntılarının yön değiştirmesinin etkili olduğunu ifade etmişlerdi. Bozuk yumurta kokusu yayan yosunlar, turistlerin plajlardan uzak durmasına ve otel rezervasyonlarını iptal etmesine neden oldu.
Kıyıya vuran yosunlar hava ile temas sonucu bir süre sonra çürümeyle birlikte hidrojen sülfür üretiyor. Havada solunum problemlerinden cilt döküntülerine kadar her şeye neden olabilecek yakıcı bir gaz olma özelliği taşıyor. Suda oldukça asidik olan hidrojen sülfür, yüzücüler için toksik olabiliyor. Deniz yosununa temas eden veya yakın olan kişiler kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve baş ağrıları bildirmişler.”
KAPLUMBAĞALAR, TEHDİTİ ÖNLÜYOR
Prof. Dr. Barbaros Çetin, deniz kaplumbağalarının bu yosunu tüketerek tehlikeyi önlediğine işaret etti. Çetin, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sargassum, tüm yaşam döngüsünü bir alt tabakaya bağlanmadan tamamlayabilen eşsiz bir kahverengi deniz yosunudur. Temel tür olarak küçük balıklara ve omurgasızlara barınak sağlayarak, denizin sahil veya deniz tabanına yakın olmayan kısımlarında önemli bir ekolojik rol oynar. Bu yüzen yaşama alanı, deniz kaplumbağalarının yanı sıra hayati önemde yengeçler, karidesler gibi birçok deniz hayvanı için yiyecek, barınak ve üreme alanı sağlarlar. Örneğin deniz kaplumbağalarının tüm yaşamları boyunca önemli yiyeceklerinden biridir.”
Prof. Dr. Çetin, Sargassum tehdidinde, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri ile bilinçsiz balıkçılığın etkili olduğunu dile getirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt