Nişasta bazlı şekerler hayvancılığı bitirecek mi?
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çelik, 2001 yılında çıkarılan şeker yasasıyla yaklaşık 30 bin insanın pancar tarlalarından uzaklaştırıldığını öne sürdü.
Çelik, nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 50 artırılmasının, hayvancılığı geliştirmeyi düşünenlerin önüne bir engel olarak çıkabileceğini iddia etti. Nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 50 artırılmasıyla şeker pancarı üretiminin yaklaşık 120 bin ton azaltacağını öne süren Çelik, ''Bu da, Anadolu insanını Ardahan'dan Edirne'ye 210 bin dekarlık pancar tarımı yapılan alandan uzaklaştırılması anlamına gelmektedir. Bunun kabaca bir hesapla Türkiye ekonomisine maliyeti yaklaşık 300 milyon liradır'' dedi.
Uygulamanın aynı zamanda beraberinde kapasite kullanımındaki düşüşü getireceğini de ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
''Bu uygulama şeker fabrikalarında çalışan ve dolaylı hizmet sunan sektörlerde de daralmayı getirecek. Sonuçta, tarımsal alanlarda iş ve aş bulan 20-25 bin civarında tarım işçisini işsiz bırakacaktır. Diğer taraftan, 120 bin tonluk üretim daralması, özellikle son 20 yıldır bitme noktasına getirilen hayvancılık sektöründe, yıl da 300 bin ton üretilen ve besi hayvanlarında yüksek nitelikli bir yem ham maddesi olan pancar posasının da 50 bin ton dolayında üretilmemesi anlamına gelecektir. Ülke hayvancılığını destekleme kararı alanların bunu göz ardı etmemeleri gerekir.''
Türkiye'nin mısır üretiminin yıl da 2 milyon ton, tüketiminin ise 3 milyon ton civarında olduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin gelecek yıllarda mısır açığını kapatmak için, her yıl 1,5 ile 2 milyon ton mısır ithalatı yapmak zorunda kalacağını savundu. Çelik, pancardan şeker üretiminin tasfiyesiyle pancar tarımından uzaklaştırılan üreticilerin hayvancılığa ham madde sağlama işlevinden de uzaklaştırıldığını öne sürdü.
''ABD'deki Princeton Üniversitesi, Pennington Tıbbi Araştırmalar Merkezi gibi saygın bilim kuruluşları, son 200 yıldır enerji alımını giderek artıran insanların, akılcı beslenmelerinde günlük şeker tüketimlerinin en fazla yüzde 10'unun fruktoz kaynaklı olması gerektiğini, aksi halde ciddi sağlık sorunlarının kaçınılmaz olacağını göstermektedir'' diyen Çelik, halkın nişasta bazlı şekerin ne olduğu noktasında önemli bir bilgi birikimi olmadığına işaret etti. Bu konuda devletin halkı korumak amacıyla tedbir almasının temel yükümlülüğü olduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti:
''AB ülkelerinde nişasta bazlı şeker için ortalama yüzde 2'lik kota bulunmaktadır. AB'nin en büyük şeker üreticisi Fransa'da bu oran yüzde 0,42, Almanya'da ise yüzde 0,89'dur. Türkiye'de 2001 yılında çıkarılan Şeker Yasası ile bu kota yüzde 10 olarak belirlenmiştir. Bakanlar Kuruluna bu miktarı yüzde 50 artırma ve azaltma yetkisi verildi. Bakanlar Kurulu da bu yetkiye dayanarak, nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 15'e çıkardı. Şimdilerde kotanın yüzde 50 artırılması gündemdedir. Bu, zaten zor durumda olan ülke hayvancılığına nişasta bazlı şekerin yeni bir darbesi anlamına gelmektedir.''
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği