Paris’in anaerkil simgesi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, günlerdir beklenen ulusa sesleniş kaydını yeni bitirmişti. Sarı Yelekliler isyanını bastırmak için tüm ülkede 15 Ocak’ta açılan “Büyük Ulusal Tartışma”nın sonucu olarak alınacak önlemleri açıklayacaktı.
Yangın alarmları, TSİ 19.30’da çalmaya başladı. Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın kimliğinde Paris’in anaerkil simgesi Notre Dame Katedrali’nden yükselen duman; yerini kısa sürede kurşun levhalarla kaplı çatısını tutan 850 yıllık meşe putrellerin birer kibrit gibi alev aldığı kan rengi bir kızıllığa bıraktı.
Saat 20.00’de, taş bir transatlantik biçiminde inşa edilen ve zaten iç mekânı “gemi” diye anılan 50 metre yüksekliğindeki yapının 46 metrelik rüzgâr kulesi tutuştu. Gökyüzüne dantel bir ok gibi uzanan muhteşem kule yıkıldığında, saat 20.53’ü gösteriyordu.
Manzarayı yaşlı gözlerle izleyen kalabalıktan toplu bir feryat yükseldi. Turist rehberliği de yapan tarih öğrencisi Lorraine, “Kalbim çatlayacak. Aşk gibi, gözlerimin önünde ölmesini istedim. 850 yıllık bir anıt, Paris’in, Fransa’nın kalbi yanıyor” diye hıçkırıyordu.
Katedralin çevresindeki butiklerde çalışan Aline; “Duygularımı anlatacak söz yok. Yanan, Paris’in başladığı yer. Paris onun çevresine kuruldu. Eyfel’den bile önemli” diyordu.
Papalık kurumunun bin yıldır “Büyük Kızı” nitelediği Fransa’nın Katolik müminleri, ülkenin koruyucu meleği, “ana” motifi Notre Dame’ın kaybından elbette ki en üzgünleri. Yangın yerinde başladıkları ayinleri sürdürüyorlar.
Cumhurbaşkanı Macron, “Bu katedrali hep birlikte tekrar inşa edeceğiz” dedi. Ve dün, katedralinin restorasyonu için resmen “Ulusal Bağış” kampanyası başladı. Dünyadan ve özellikle ABD’den büyük katılım olacağı kesin. 2000 yılı başındaki kasırga felaketi sırasında yıkılan pek çok tarihi anıt ve özellikle Versailles Sarayı; Fransa tarihinin hayranı Amerikalı zenginler tarafından finanse edilmişti.
İtfaiye yeterli miydi?
Notre Dame Katedrali’nin yanan çatısı ve kolayca tutuşan tüm ahşap aksamı, dört ay önce başlayan bir restorasyonun odağındaydı. Katedralin çevresine iskele kurulması altı ay sürmüş ve çatısını süsleyen paha biçilmez 12 havari ile bazı heykeller, geçen perşembe günü özel vinçler tarafından kaldırılmıştı. Ancak 17 Mart’ta Da Vinci Şifresi’nin odağındaki Saint Sulpice’te bir yangın çıkartılmaya çalışıldığı ve söndürüldüğü, ancak dün ortaya çıktı. Dolayısıyla Notre Dame’daki yangının da “kriminel” olması ihtimali var.
Yangına müdahalede itfaiyenin yetersiz kaldığı kanısı ise, doğru değil.
Uzmanların verdiği bilgiye göre, Fransız itfaiyesinin çalışma yöntemi Amerikan itfaiyecilerinin tersine, daha tehlikeli ama daha etkin olan “içerden müdahale”. Yangın sırasında katedralin dışından çok içinde çalışan itfaiye, çatının çökme riskini göze alarak çok sayıda değerli sanat eserini kurtardı ve yangının taş kulelere sıçrayarak içindeki dev çanların eritmesini önledi.
ABD Başkanı Trump dahil, tüm izleyenlerin “Niçin yangın uçakları müdahale etmedi” eleştirisi de yanlış. Yangın uçaklarının boşalttığı su ağırlığını, katedralin narin yapısı kaldıramayacağı için bu yönteme başvurulmadı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması