'Recep Erdoğan'la Kenan Paşa aynı kişidir'

Partisinin Yalova İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, nükleer santrallere ilişkin soru yönelten gazetecilere Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu'nun verdiği cevabı eleştirdi.

Karakullukçu'nun, gazetecilere, ''Ne varsa durduruyoruz. Yok, durdurma yok artık. İlerleme var. Ben espri yapıyorum siz ciddiye alıp yazıyorsunuz. Devletin, milletin lehine ne varsa yapılacak. Bunun lamı cimi yok. Öyle bir şey mi var? Onu durdur, bunu durdur. Durdurduk ne oldu? Bir şey görelim, beğenmezsek...'' şeklindeki esprili sözlerle verdiği yanıtı değerlendiren İnce, şöyle dedi: ''Kervana Danıştay Başkanı da katıldı. Türkiye artık zarara uğratılmayacakmış. Bunlar nasıl hukuk adamıysa, nasıl yüksek yargıçsa doğrusu anlayabilmiş değilim. Bu ülkede yüksek mahkemeler bu milletin malını korudu. Bu ülkenin çıkarlarını, 90 yıllık birikimlerini korudu. Bunları durdurmak vatana ihanet değildi. Bu satışları durdurmak vatana hizmetti. Ama şimdi geldiğimiz noktada iktidarla aynı tarafta olan, iktidar gibi düşünen ve bunu durdurmamayı marifet sayan bir yüksek yargıyla karşı karşıyayız. Bu gerçekten şaşılacak bir durum.''

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in Türkiye'nin dışarıda itibarının arttığına ilişkin açıklamalarına da değinen İnce, ''Şöyle bir sayalım bakalım'' ifadesini kullanarak şöyle devam etti: ''Dışişleri Bakanı'nı parmakla çağıran bir Obama var. Burada mı itibar arttı? İran ziyaretinde Ahmedinejad iki gün seni bekletti. Türkmenistan heyetiyle görüştü, seninle görüşmedi. Burada mı itibar arttı? NATO Genel Sekreterliği seçiminde posta koymuştu Başbakan. 'Roj TV kapatılacak, Hazreti Peygamber'e hakaret eden karikatür nedeniyle özür dilenecek'. Bunların hiçbirisi olmadı. Tıpış tıpış gittik, NATO Genel Sekreterliğine oy kullandık. Mavi Marmara'da vatandaşlarımız öldürüldü, özür bile dilenmedi. OECD ülkelerinde bebek ölümlerinde birinciyiz. Çocuk yaşta evlilik oranında birinciyiz. Çocuk yoksulluğunda OECD birincisiyiz. Kayıt dışı işçi çalıştırmada yine dünya birincisiyiz. Böyle bir ortamda nasıl itibarımız arttı bizim? Askerimizin başına çuval geçirildi, gıkını çıkaramadın. Amerikan istihbaratıyla vatandaşlarımız bombalandı. Yine Başbakan sesini çıkaramadı.''

İnce, ''Türkiye'nin karanlığın içine sürüklendiğini, tek adam yönetimine doğru gittiğini'' ileri sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, ''ona uymayan kararlar veren hakim ve savcıların yerini değiştirdiğini'' iddia eden İnce, ''Eğer bunlar da olmazsa kişiye özel kanun çıkaran bir yönetimle karşı karşıyayız'' dedi.

Tutuklu milletvekilleri

Muharrem İnce, tutuklu milletvekilleriyle ilgili süreç konusunda şunları söyledi: ''18 bin 500 oyla Başbakan oldu 2003'te, 73 bin oyla Haberal tutuklu. Türkiye'de demokrasinin geldiği nokta bu. Yargıya talimatla milletvekillerini içeride tutuyorlar. Silivri hukuku, faşist hukuk nedeniyle arkadaşlarımız tutukludur. AKP, yargıyı kuşatmıştır. AKP, kendilerine göre yanlış karar alan hakimlerin, savcıların yerlerini değiştirmektedir. Mehmet Haberal, tutukluğun devamına karar veren hakimlere dava açtı. Davayı açtı, tazminat kazandı. Bu sefer AKP bununla da yetinmedi, bir kanun çıkardı. Artık hakimlere dava açılamıyor, devlete dava açılıyor.''

CHP Grup Başkanvekili İnce, eleştirilerini şöyle sürdürdü: ''Kişiye özel kanun çıkarmasını biliyorlar. MİT müsteşarını yargıdan nasıl kaçırdıklarını hepiniz biliyorsunuz. Bu kafa 12 Eylül kafasıdır. Recep Erdoğan'la Kenan Paşa aynı kişidir. 12 Eylül 1980'den sonra paşalar veto ediyordu milletvekili adayını. Şimdi de Recep Erdoğan veto ediyor. Biz tutuklu olan arkadaşlarımıza af istemiyoruz, ayrıcalık istemiyoruz. İstediğimiz şey yargılansınlar ama tutuksuz yargılansınlar. Tutuklu milletvekilleri AKP'nin rehinesi değildir. Aklını başına almalıdır, nankörlük yapmamalıdır. 2003'te Recep Erdoğan'ın milletvekili olması için anayasa değiştirdik biz. Oy verdim ben o yasaya. Bu kadar nankör bir demokrasi olamaz. Yan çizme demokrasisi bu. İleri demokrasi değil. İleri faşizm bu.''

İnce, Yalova'da bazı bürokratların AKP İl Başkanı'nı tebrik ziyaretine gittiğine ilişkin iddialar konusunda, ''Bürokratlar AKP il başkanını kutlama yarışına girmişler. Herkes haddini bilsin. Devlet adamlığı sınırını aşmasınlar, ben de terbiyemi aşmayayım. Vali de dahil buna. Kadın kolu ziyareti, gençlik kolu ziyareti... Vali misin eş başkan mısın?'' ifadesini kullandı.