"Şahin, derhal istifa etmelidir''

Sezgin Tanrıkulu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, hazırladığı ''AKP Hükümeti döneminde gözaltında ölüm vakalarına ilişkin raporu'' açıkladı.

2003'den 2011 yılı sonuna kadar 44 vatandaşın gözaltı merkezlerinde yaşamını yitirdiğini ifade eden Tanrıkulu, bu sayının 2008'de 8, 2010'da 6, 2011'de 5 olduğunu savundu. Tanrıkulu, bunların 23'üne ''intihar'', 5'ine ''kalp krizi'', diğerleri için ise ''yere düştü, kaçarken fenalaştı öldü'' şeklinde raporlar tutulduğunu söyledi.

Bu ölümlere neden olanların, cezasızlıktan yararlandığını, üzerlerinde idari koruma bulunduğunu, disiplin işlemi yapılmadığını, yargının da bütün bu vakalara hoşgörüyle yaklaştığını öne süren Tanrıkulu, demokrasilerde bir vatandaşın bile gözaltı merkezinde herhangi bir nedenle ölümünün, büyük sorumluluk gerektirdiğini, o ülkelerde İçişleri ya da Adalet bakanlarının istifa ettiğini kaydetti.

Tanrıkulu, Hükümet'e, ''gözaltında ölüm vakalarına son verilmesi, hoşgörü gösterilmemesi, memurlar üzerinde korumanın kaldırılması'' çağrısında bulundu.
Uludere olayının ardından İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in açıklamalarının sorulması üzerine Tanrıkulu, Şahin'in, derhal istifa etmesini istedi.

Tanrıkulu, ''Kendi partisinin sözcüsü, yaptığı açıklamayla ilgili 'insani değil' dedi. Bu saatten sonra, bu açıklama yapıldıktan sonra Türkiye'deki yurttaşların, kişi özgürlüğü, güvenliği, yaşam hakkı bu İçişleri Bakanı'na emanet edilemez. Bütün yurttaşlarımızın güvenliğinden kendisi sorumludur, bu yaklaşım içinde, bu zihniyet dünyasında olan bir bakana, milletvekiline, Türkiye'nin yurttaşlarının yaşam hakkı emanet edilemez. Bu nedenle derhal istifa etmelidir. Eğer istifa mekanizması işlemiyorsa, Başbakan, bakanlarına, milletvekillerine sus emri vereceğine, kendisini görevden almalıdır'' diye konuştu.

Kayseri'deki patlamaya ilişkin soruyu yanıtlarken Tanrıkulu, saldırıyı kınayarak, ölen polislere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.

Bu tür saldırıların bir daha yaşanmamasını temenni eden Tanrıkulu, silah ve şiddetle hiçbir sorunun, aradan 30 yıl geçmesine rağmen çözülemediğini ve çözülmeyeceğini, örgütün bu yöntemlere derhal son vermesi gerektiğini vurguladı.