Sakık: Ana dilde eğitimi serbest bırakın

BDP ile bazı sivil toplum kuruluşları üyeleri, ''sivil itaatsizlik eylemi'' kapsamında Taksim Gezi Parkı'nda ''demokratik çözüm çadırı'' kurdu. Sırrı Sakık, burada yaptığı konuşmada, ''Kürt halkının, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar, demokratik hakkını elde etmek için çok ağır bedeller ödediğini'' savundu. Sakık, demokratik bir çözüm için 4 taleplerinin olduğunu belirterek, bunları, ''Ana dilde eğitim serbestliği, siyasi tutukluların serbest bırakılması, tüm siyasi ve askeri operasyonlara son verilmesi ve adaletsiz seçim barajının düşürülmesi'' olarak sıraladı.

Türkiye'yi yönetenlerin, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da olup bitenlerle ilgilendiklerini, oradaki diktatörlere seslenerek halkın taleplerine kulak verilmesini istediklerini ifade eden Sakık, ''Şimdi biz de burada, Kürt coğrafyasında, Kürdistan'da ve Türkiye coğrafyasında alanlardayız. Oturuyoruz ve demokratik haklarımızı seslendiriyoruz. Bu ülkede sağır olan ve yıllardan beri bu halkın diline, kültürüne, kimliğine, diline gem vuranlar bu sesi duymalıdırlar. Bu halkın taleplerini görmelidirler. Eğer bu talepler hayata geçmezse, bizim de görevimiz bu alanlarda sürekli bu sesi seslendirmektir'' diye konuştu.

''Kürt halkının kendini özgürce ifade etmesi için demokratik kanalların açılması gerektiğini'' söyleyen Sakık, siyasi partiler yasasının 12 Eylül döneminde çıkan bir yasa olduğunu belirterek, ''Özgürlüklerden bahsediyorsunuz Kenan Evren'in getirdiği, 12 Eylül'ün getirdiği, diktatörlerin getirdiği siyasi partiler yasası ve seçim kanunundan nemalanarak iktidar olmak istiyorsunuz'' dedi.

''Eğer demokratik zeminde bu sorunun çözümünü istiyorsanız, ana dilde eğitimi serbest bırakmalısınız, askeri ve siyasi operasyonlara son vermelisiniz'' diyen Sakık, anadilde eğitimin ''bir lütuf değil hak'' olduğunu, ancak bunun görmezden gelindiğini söyledi. BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da Kürt halkının taleplerini meclisten sonra artık sokaklarda da ifade ettiklerini belirterek, ''Bunlar ertelenemez taleplerdir. Çünkü Kürt sorununu, cezaevinde, mahkemede, barajlarla, operasyonla çözemezsiniz. Kürt sorunu çözümü, demokratik siyasi çözümdür, demokratik bir anayasadır, demokratik bir cumhuriyettir. Hiç bir şey yapmayıp bir şey yapıyormuş gibi gözükmek toplumu çürütmektedir'' dedi.

Tüm illerde kurulacak ''demokratik kent konseyleri'' ile doğrudan demokrasiyi, demokratik özerkliği inşa edeceklerini kaydeden Uras, şöyle devam etti:

''Sivil itaatsizlik ne demek? pasif vukuat ne demek. 12 Eylül rejimine, 12 Eylül anayasasına,12 Eylül yasalarını ve onun temsilcisi olan AKP iktidarına karşı herkesi pasif mukavemete, herkesi bu dayanışmaya herkesi sivil itaatsizliğe çağırıyoruz. Kimse bizi 12 Eylül anayasasına secde ettiremez. Nasıl Mısır halkı, Tunus halkı, Libya halkı kendi onuru için mücadele ediyorsa, bizim halkımız da kendi onuru, halkı kendi haysiyeti için mücadele ediyor.''

Sabaha kadar devam etmesi planlanan eylemde Kürtçe müzikler eşliğinde halay çeken eylemciler, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan posterleri açtı. Polis, Gezi Parkı ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı.