Savaşta bir yazar: Vasili Grossman

İngiliz tarihçi Antony Beevor, ünlü yazar Vasili Grossman'ın cephe günlükleriyle yirminci yüzyıla bir pencere açıyor.

Yayınlanma: 18.07.2013 - 12:37
Abone Ol google-news

"XX. yüzyılın Savaş ve Barış'ı" diye tanımlanarak Tolstoy'la kıyaslanan Yaşam ve Yazgı romanının yazarı Vasili Grossman, büyük bir edebiyat adamı olmanın yanı sıra, savaş muhabiri sıfatını da taşır.İkinci Dünya Savaşı’nın en acımasız günlerinde Donetsk’te, Stalingrad’da, Kursk’ta Almanlarla savaşan Kızıl Ordu saflarında Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazetesinin cephe muhabiri olarak görev yaptı, 1941-1945 arası Avrupa’nın doğusunda yaşanan büyük savaşın en yakın tanığı oldu.

Cephede bin günden uzun süre kalan Grossman, olağanüstü bir röportaj tekniğiyle kısa dinlenme sürelerinde siper gerisine çekilen askerlerle konuşuyordu; çünkü resmî açıklamaların tersine askerlerin akıllarındaki her şeyi açık seçik anlattıklarına inanıyordu. Bu yüzden gözlemlerinin keskinliği ve insancıl yaklaşımı, yazar ve tarihçiler için paha biçilmez bir değer taşıyor.

“İkinci Dünya Savaşı”, “Stalingrad: Ölümcül Kuşatma: 1942-1943”, “Berlin’in Düşüşü 1945”, “D-Day: Normandiya Çıkarması”, “Girit: Savaş ve Direniş”, “Kurtuluştan Sonra Paris 1944-1949” gibi kitaplarıyla bilinen, İkinci Dünya Savaşı uzanan İngiliz tarihçi ve yazar Antony Beevor’ın yayına hazırladığı bu kitap, hem Grossman’ın savaş defterlerine, hem de Rus Devlet Edebiyat ve Sanat Arşivi’nde bulunan makalelerine dayanıyor.

Doğu Cephesi’nin gelmiş geçmiş en iyi tanıklığı, Grossman’ın, “Bence 1941 yazının bütün o sıkıntılarını hiç yaşamamış olanlar, asla zaferin mutluluğunu tam olarak yaşayamayacaklar” sözleriyle betimlenebilir.

Can yayınlarından çıkan kitap okurları için kitapçılarda.


Vasili Grossman

Vasili Semyonoviç Grossman 1905’te Ukrayna’da, asimile olmuş Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Moskova’da kimya mühendisliği eğitimi gördü, Donbass havzasında kimya mühendisi olarak çalıştı. 1930’dan sonra yazar olmaya karar vererek öykü, roman ve oyunlar kaleme aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın başından itibaren savaş muhabiri olarak Sovyet ordusuyla birlikte Moskova, Stalingrad, Kursk ve Berlin savaşlarına katıldı; özellikle Stalingrad Savunması sırasında yazdığı yazılar ve sergilediği cesaretle bir efsane oldu. 1943-1946 arasında İlya Ehrenburg’la birlikte, Almanların, işgal altındaki SSCB topraklarında Yahudilere uyguladıkları vahşeti anlatan Çornaya Kniga (Kara Kitap) adlı çalışmayı hazırladı. İlk kez tanıklıklara dayalı bir belge niteliği taşıyan ve gerek tarihî, gerekse insani açıdan büyük öneme sahip bu kitap, Stalin’in “kozmopolitizm”e karşı başlattığı kampanya nedeniyle imha edilerek, ancak yıllar sonra gün ışığına çıkabildi. Narod Bessmerten (Ölümsüz Halk) adlı romanı, tıpkı Stepan Kolçugin gibi Stalin Ödülü’ne aday gösterildi ama Stalin tarafından veto edildi. Grossman’ın bir sonraki eseri Za Pravoye Delo (1952, Haklı Bir Dava Uğruna) önce övüldü, sonra kınandı. Grossman’ın Nazi ölüm kamplarını anlatan ilk yazı olan (1944) Treblinka Cehennemi adlı makalesi, Nürnberg Davaları’nda yeniden yayımlandı ve belge olarak kullanıldı. Başyapıtı Yaşam ve Yazgı’yı 1960’ta bitiren Grossman, müsveddelerini Znamya dergisine verdi. Ancak roman reddedilmekle kalmadı, devlet güvenlik organları romanı mahkûm ederek ilgili her şeye el koydu. Sovyet toplumunu Yaşam ve Yazgı’dan daha da ağır eleştiren Her Şey Geçip Gider’i tamamladı. Grossman, yaşamının son on yılını Sovyet rejiminin yoğun baskısı altında, eserlerinin hemen hemen hiçbirinin yayımlandığını göremeden geçirdi ve 1964’te Moskova’da umutsuzluk içinde öldü. Ne ki Yaşam ve Yazgı, rejim muhalifleri tarafından ülke dışına çıkarıldı ve bazı eksikliklerle de olsa ilk kez 1980’de, İsviçre’de basıldı. Başyapıtı Yaşam ve Yazgı, yetmiş yıl sonra yüz binler tarafından okunan, eleştirmenlerce “XX. yüzyılın Savaş ve Barış’ı” olarak nitelendirilen Grossman, aynı zamanda tarihin en önemli savaş muhabirlerinden biri olarak kabul edilir. Ölümünden sonra derlenerek yayımlanan İkinci Dünya Savaşı yazıları, eleştirmen ve tarihçiler tarafından bu alandaki en önemli çalışmalardan kabul edilir.

 

Antony James Beevor

Antony James Beevor , 1946 doğumlu İngiliz tarihçi ve yazar. Winchester Üniversitesi ve Sandhurst Kraliyet Askerî Akademisi’nde modern askerî tarih öğrenimi yaptıktan sonra 5 yıl İngiltere ve Almanya’da 11.Süvari Birliği’nde görev yaptı. Annesi, büyükannesi, büyük ninesi de yazar olan Beevor, askerlikten ayrılınca bir süre bir reklam şirketinde finans müdürü olarak çalıştıktan sonra yazarlık alanına geçti. Beevor’ın savaş ve tarih konularını ele alan The Second World War (İkinci Dünya Savaşı), Stalingrad (Stalingrad: Ölümcül Kuşatma: 1942-1943), The Fall of Berlin 1945(Berlin’in Düşüşü 1945), D-Day: The Battle for Normandy (D-Day: Normandiya Çıkarması), The Spanish Civil War(İspanya İç Savaşı), The Battle for Spain: The Spanish Civil War 1936-1939 (İspanya için verilen Savaş: İspanya İç Savaşı 1936-1939), Inside the British Army(İngiliz Ordusunun İçinde), Crete:The Battle and the Resistance (Girit:Savaş ve Direniş), Paris: After the Liberation, 1944–1949 (Kurtuluştan Sonra Paris 1944-1949), The Mystery of Olga Chekhova (Olga Çekhova’nın Gizemi), adlı kitaplarının yanı sıra Violent Brink (Mor Kıyı), The Faustian Pact (Faus Sözleşmesi), For Reasons of State (Devlet Çıkarları), The Enchantment of Christina von Retzen (Christina von Retzen’in Büyüleyiciliği) adında romanları vardır. Kitapları II.Dünya Savaşı’yla ilgili belgesel filmlerde kaynak olarak kullanılan Beevor, Runciman Ödülü, Samuel Johnson Ödülü, Wolfson Tarih Ödülü, Hawthonden Edebiyat Ödülü, Longman Günümüz Tarihi Fonu Ödülü, La Vanguardia Ödülü’nün yanı sıra Sanat ve Edebiyat Şövalyesi Nişanı, Bath ve Kent Üniversiteleri Onursal Doktora ödüllerinin de sahibidir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler