Saygun: 27 Nisan bildirisini yazdığım iddiası doğru değil

Ergenekon davasında, Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılmış bulunan eski 1. Ordu Komutanı ve Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, emekli albay Dursun Çiçek’in savunma tanığı olarak ifade verdi.

Saygun: 27 Nisan bildirisini yazdığım iddiası doğru değil
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.11.2012 - 11:03

Hastaneden ambulansla getirilen Ergin Saygun, birlikte çalıştığı birçok arkadaşının davada sanık olduğuna dikkat çekerek “Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız’ın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanmasından büyük bir üzüntü duyduğumu öncelikle belirtmek istiyorum” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesindeki küçük salonda görülen davanın 259. duruşması gerçekleştirildi. Duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli orgeneral Hasan Iğsız, emekli albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık katıldı.

Oturumu açan Başkan Hasan Hüseyin Özese, emekli Orgeneral Ergin Saygun’un tedavi gördüğü Halkalı’daki Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden ambulans ile getirildiğini açıkladı. Emekli orgeneral Saygun, salona baston yardımıyla yürüyerek girdi. Saygun kimlik tespiti sırasında meslek sorusunu “Emekli subayım” şeklinde yanıtladı.

Başkan Özese, Saygun’a “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin altında ıslak imzası bulunduğu iddia edilen Dursun Çiçek’in savunma tanığı olarak hazır edildiğini açıkladı.
İhbar mektubu

Başkan Özese, dava dosyasında bulunan bir ihbar mektundaki “Eylül 2007 tarihinde Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun’un emri ile üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda şube müdürü olarak görevli kurmay albayların kamuoyunu yönlendirmek maksatlı faaliyetlerine tanık oldum” şeklindeki iddiaları okundu.
İhbar mektubu delil değil

Ergin Saygun’un “imzasız ihbar mektuplarının kanunlara göre delil niteliğinin bulunmadığını” söylemesi üzerine Başkan Özese “Burada vakıf olduğunuz olayları, gözlemlerinizi anlatın, hukuki vasıflandırma yapmayın” diye uyardı.
 

Silme ve imha

Özese, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın basında yayımlanmasının ardından belgenin hazırlandığı iddia edilen Bilgi Destek Dairesi’nde kullanılan tüm bilgisayarların silindiği, silme ve imha işleminin de sizin sekreteriniz olan Uğur Berksun’un kontrolünde gerçekleştiği iddia ediliyor” diyerek Saygun’dan bildiklerini anlatmasını istedi.

Yeminlerine sadıklar

Ergin Saygun ifadesine şu sözlerle başladı: “Öncelikle Genelkurmay 2. Başkanlığı yaptığım dönemde emir ve komutam altında çalışan karargah personelimin bir kısmı da bu davada sanık olarak yargılanıyor. Arkadaşlarım, vatanına, bayrağıma, milletine ve ettikleri yemine sadık kalan mümtaz silah arkadaşlarımdır. Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız'ın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanmasından büyük bir üzüntü duyduğumu öncelikle belirtmek istiyorum.”
 

Başka görevdeydim

Saygun, Hasan Iğsız’dan önce 2006-2008 yılları arasında Genelkurmay 2. Başkanlığı, 2008-2009 yılları arasında ise Birinci Ordu Komutanlığı yaptığını anlattı. Tanık Ergin Saygun, bu kırpma ve silme işleminin 2009 yılında yapıldığını kendisinin ise 2008 yılında Genelkurmay 2. Başkanlığı’ndan 1. Ordu Komutanlığı’na atandığına dikkat çekti. Silme işlemine nezaret eden Albay Berksun’un o tarihte karargahta bulunmadığını ifade eden Berksun “Benim emir verdiğim ve Berksun’un da bu emrin kontrolünü sağladığı iddiaları asılsızdır. Bu işlem öncesinde görev yerimin değiştirilmesi nedeniyle böyle bir emir vermem mümkün değil” dedi.

“E-muhtırayı ben yazmadım”

Saygun “Ayrıca benim 27 Nisan bildirisini de yazdığım iddia edildi. Bunlar doğru değil” şeklinde açıklama yaptı.

Sahte belge

Birinci Ordu Komutanlığı’na atandığında, kullandıkları bilgisayarlarda doğal olarak silme işlemi yapıldığını kaydeden Saygun “Hukuksuz bir işlem yapılmamıştır” dedi. Saygun şöyle devam etti: “Benim sözlü bir emir verdiğim ve bazı planlar hazırlattığım iddiası doğru değildir. Zaten bu konuda bir soruşturma açıldı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Belgede kaos ve kargaşa oluşturma amacıyla bazı faaliyetlerden bahsediliyor. Ancak bu belge sorulmuş ve Genelkurmay Başkanlığı bu belgenin sahte olduğunu belirtmiştir. Bu belgeye ilişkin haberi yapan basın kuruluşu hakkında da bir soruşturma başlatılmıştır ancak sonucunun ne olduğu konusunda bilgim yok.”
 

Gizli tanık beyanları yalan

Saygun, İrtica İle Mücale Planı’nın Erzincan’da uygulamaya konulduğu iddiasıyla ilgili olarak “Gizli tanıklara, ‘Ergin Saygun Erzincan’a geldi’ şeklinde bu telkinleri yapanlar, ifade vermeye zorlayanlar kimdir. Tamamen yalandır. Ne Erzincan’a gittik, ne de bir seminere katıldık. Bunlar dosyada olduğu için açıklık getirmek istedim” diye konuştu.

Saygun, Balyoz soruşturması sırasında Emniyet’teki ifadesi sırasında “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin de kendisine sorulduğunu anlatan Saygun “Bana ‘İlhan Cihaner’i tanıyor musun’ diye sordular. ‘Tanıyorum’ dedim. İhbar mektubu olduğunu söylediler” diye konuştu.

Saygun, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu Başkanı Yaşar Karayel’in “28 Şubat’la ilgili elimize geçen bazı listeler var. Balyoz’dakilerle örtüşüyor” sözlerine dikkat çekti.

Saygun “Şimdi 3 ayrı liste ortaya çıktı. Bu listelerden dolayı birçok pırıl pırıl insana Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası verdiler” diye konuştu.
 

Saygun, “irtica.org” ve “türkatak.com” adlı internet sitelerinin 1999’dan beri işletildiğini, 64 genelge ve yönetmeliğin Aralık 2010’da hükümet tarafından yürürlükten kaldırıldığını anlattı. Saygun “Siteler kapatılacaktı. Kapatıldı zaten. Gizli saklı bir şey yok. Sitelerle ilgili bir şikayet de yok” diye konuştu.
 

İfadem usülsüz alındı

Başkan Özese’nin “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında emniyette alınan 110 sayfalık ifadesinin dosyaya getirildiğini belirtmesi üzerine Saygun, “Ben o ifademi kabul etmedim. Reddettim. İfadem usulüne uygun alınmamıştır. Bana Emniyet ifademden soru sormayın” diye konuştu. Buna karşın mahkeme başkanı Özese, 110 sayfalık emniyet ifadesinden Ergenekon davasıyla ilgili bölümleri okuyarak sorular yöneltti.
 

Başkan Özese “Size Emniyet’te ‘Çevik Bir ile birlikte Amerikalılarla görüşme yapmışsınız. Amerikalılarla Türk siyasetini etkilemek için mi görüştünüz’ diye sorulmuş” diyerek açıklama istedi.

Saygun, ABD Büyükelçiliği’nde görevli Robert Pistane adlı diplomat ile görüştüğünü ancak Pistane’nin de kendisinin de Türk siyasetini etkileyebilecek biri olmadığını söyledi.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler