Selahattin Demirtaş'tan 'muhafazakar aday' açıklaması

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Muhafazakâr adayların mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerekiyor" şeklindeki sözleriyle ilgili sorulan soruyu yanıtladı.

Yayınlanma: 03.11.2018 - 09:33
Abone Ol google-news

Tutukluluğunun ikinci yılında kendisine sorulan soruları yanıtlayan Selahattin Demirtaş, "muhafazakâr adayların mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerekiyor" şeklindeki sözleriyle ilgili sorulan soruyu yanıtladı. Demirtaş, "Bizim partimizde her düzeyde görev yapan, canla başla çalışan milyonlarca muhafazakâr, dindar yöneticimiz, tabanımız var. Sosyalist arkadaşlarımız da bu insanlarımızın emekleri ve destekleriyle seçilebiliyorlar zaten" dedi.

Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'ın Selahattin Demirtaş söyleşisinin ilgili kısımları şu şekilde:

Sizce hapishane nedir?

Teke tek dövüşten korkanların bugüne kadarki en namertçe icadıdır hapishane. Ama yine de tarih boyunca hapse atanlar değil, hapisten başı dik çıkanlar yazılmıştır yiğitlik defterine. Bu yönüyle nafile bir icattır hapishane.

ABARTILI, GEREKSİZ BİR KORKU ATMOSFERİ VAR DIŞARIDA

Hapisten bakınca dışarısı nasıl görünüyor?

Abartılı, gereksiz bir korku atmosferi var dışarıda. Yağmurda ıslanmaktan niye bu kadar korkuluyor anlamakta zorlanıyorum. İnsanlık tarihi de, bizim yakın-uzak geçmişimiz de çok daha beterlerine şahitlik etti. Korkmayın, çıkın dışarı ve ıslanın yağmurda biraz. Merak etmeyin, güneş açınca kurursunuz hepiniz. Ve benden duymuş olmayın, her seferinde güneş mutlaka doğuyor.

HDP İLE ARAMDA EN KÜÇÜK İDEOLOJİK, SİYASİ, ÇİZGİSEL SORUN YOKTUR

Demirtaş, geçtiğimiz günlerde HDP’nin kuruluşunun 6’ncı yıl dönümü vesilesiyle hazırlanan bir videoda fotoğrafınının yer verilmemesi hatırlatılarak  "Partinizle aranızda fikir ayrılıkları yaşıyor musunuz? Bu fikir ayrılıklarının temelinde ne yatıyor? Siz hapse girmeden öncesine dayanan sorunlar mı var?"  sorusuna yanıt olarak

"HDP ile aramda en küçük bir ideolojik, siyasi, çizgisel sorun yoktur. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini istiyorum. Böyle bir şey olsa, bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyeceğimi herkes bilir zaten. Partide yönetim anlayışı, taktik ve siyasi hamleler konusunda bazı yetmezlikler yaşanıyor olduğunu görmek üzüyor beni sadece. Bundan kendimi de sorumlu tutarak hem özeleştiri yapıyor hem de eleştiri ve önerilerle dışarıdaki arkadaşlarıma güç vermeye çalışıyorum. Beni başka bir yerde, başka şekilde değerlendirmeye çalışanlar sadece vefasızlık yapmıyorlar, çok da ayıp ediyorlar. Fakat pire için yorganı yakacak kadar da alçalmayacağım hiçbir zaman. Ben, benden beklenen olgunlukla siyasi görevlerime layık olmaya çalışıyorum sadece. Gerisini zamana bıraktım artık. Benim bu mücadelede 28 yılım geride kaldı. Ömrümün kalanında da içinde doğup büyüdüğüm demokrasi ve özgürlük hareketinin bir evladı, yoldaşı olmaya devam edeceğim. Bu benim için bir onurdur. Kimse boş laflara kulak asıp da ciddiye almasın. Büyük bir moralle görevlerimize sarılalım hep birlikte." dedi.

Söyleşinin devamı şu şekilde: 

Ankara’dan İstanbul’a, Diyarbakır’dan Hakkâri’ye kadar, karşılaştığımız herkes “Demirtaş ne olacak, daha ne kadar hapiste kalacak” diye soruyor. Sizin buna dair bir öngörünüz var mı? Sizce ne zaman hapisten çıkarsınız?

Halkımız ne zaman bu gidişata “êdî bes e” derse, siyasi tutsaklar o zaman çıkar. Mesala önümüzdeki yerel seçimler, Newroz, 8 Mart hep “yeter artık” demenin fırsatlarıdır.

BİZİM DİNDAR TABANIMIZ SİYASAL DİNCİ DEĞİL, HESAPSIZ MÜSLÜMANLARDIR

Medya Haber’de yayınlanan mülakatınızda yerel seçimler için muhafazakâr tabanın temsiliyetini sağlayacak adayların “mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerektiğini” ifade etmiştiniz. Peki sol ittifak konusunda yapılabilecek neler var?

Genel seçimlerde güçlü bir sol ittifak yapıldı. Elbette bunun yerel seçimlerde de sürmesi lazım. Ama bizim partimizde her düzeyde görev yapan, canla başla çalışan milyonlarca muhafazakâr, dindar yöneticimiz, tabanımız var. Sosyalist arkadaşlarımız da bu insanlarımızın emekleri ve destekleriyle seçilebiliyorlar zaten. Bizim dindar taban ve yöneticilerimiz, siyasal dinci değil, inançlı, hesapsız, çıkarsız, dürüst Müslümanlardır. Koltuk için, rant için Allah’a inanıyormuş gibi de yapmıyorlar. Hepsi de emeğe, demokrasiye, insan haklarına, doğaya, kadın haklarına duyarlı Kürt yurtseverleridirler. Tabii yanlış anlaşılmasın, başka partilerde de var böyle insanlar. Bizim bu insanlarımız dindardır diye kimsenin “yobazlıkla”, “gericilikle” yaftalamasına müsamaha gösteremeyiz. Benim bizzat tanıdığım binlerce Kürt “Seyda’sı”, “Melle’si”, dindar kadını vardır ki, en fedakâr mücadeleleri ortaya koymuştur. Hepsi de kendisine sosyalist diyen bir kısım milliyetçi, Türkçüden daha da emekçi ve daha “solcudur” aslında. Çok şükür bu tür sahte solculuk HDP’de yoktur. O nedenle bizim aynı ilkeler etrafında birleşmiş tabanımızın sesine kulak vererek, mutlaka dindar kimlikli belediye yöneticilerine ciddi şekilde yer vermemiz, demokrasinin de, halkın iradesine saygı duymanın da gereğidir. Ayrıca hem inançlı bir Müslüman’ın adil ve demokrat olması neymiş, hem de iyi bir Müslüman yönetici nasıl olurmuş, bunu da herkese HDP’nin muhafazakâr belediye yöneticileri, eminim ki gösterecektir. Ben bir solcu Kürt siyasetçi olarak buna yürekten inanıyor ve destekliyorum. Elbette her kimlik ve inançtan adaylarımız yine olacak.

YENİ ÖYKÜ KİTABIMIN ADI “DEVRAN” OLSUN İSTEDİM

Barış Atay ve Erkan Baş’ın HDP’den istifa edip TİP’e geçmelerini nasıl yorumluyorsunuz? Sizce Atay ve Baş HDP’de kalmalı mıydı? Kalmaları ne anlama gelirdi, gitmeleri ne anlama geliyor?

Bu onların kendi kararıdır. Bize düşen, saygı duymaktır. Zaten HDP’yle ortak kararla yaptıkları için bu bir ayrılık veya ayrılma değildir. TİP geleneğini doğru temsil edeceklerini ve mücadelede ortaklaşmaya daha ciddi katkı sunacaklarını umuyorum. Her halükarda bizler yol arkadaşıyız. Başarılar dileyebilirim ancak.

<haber-yatay:1121943,1124825>


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler