Sevişmeden uyumayalım

Sıla, yeni albümü “İmza”da akustik ve elektronik sınırlarda kendini ararken alaturkadan uzak duramıyor. Bu albümde çok daha kadınsı. Albümün isminin önüne geçen “Sevişmeden Uyumayalım” parçası aslında bir balad... Bir pazarlama hilesi yapılmış. Sıla da kabul ediyor bunu. “Burada yaptığım uyanıklık. Ama bu uyanıklık da müziğe dahil. Aslında bu şarkı bir barış temennisi” diyor.

Sevişmeden uyumayalım
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.04.2009 - 06:42

Sıla yeni albümü “İmza”da akustik ve elektronik sınırlarda kendini ararken alaturkadan uzak duramıyor. İlk albümündeki agresif ve isyankâr görünüşünden rahatsız olmasa da bu albümde çok daha kadınsı. Çıkış parçası “Sevişmeden Uyumayalım” klişe pazarlanma anlayışına inat melankolik bir balad. Sıla’ya göre bu “uyanıklık” olsa da oyunu kuralına göre oynamak kaçınılmaz. Şarkının gerçek derdi ise barış temennisi.

Sıla yeni albümü “İmza”ya müzikal kimliğini verirken yalnız kendisinden yola çıkmadığını söylüyor. Yaşadıkları ve gözlemlerini cebine atıp karıştırdığını sonra da rastgele seçimleriyle şarkılarını oluşturduğunu anlatıyor. Bu albümde ne yapmak istediğine de daha yakın. Sıla’nın tüm şarkı sözlerini yazdığı albümdeki bestelerin bir kısmı Efe Bahadır‘a ait. Müzisyen, bu albümünde de müziğin ‘Bermuda şeytan üçgeni’ni kurmuş. Yani Ozan Doğulu, Murat Yeter ve Efe Bahadır tekrar bir arada. Murat Çekem, Cihan Okan, Fatih Ahıskalı, Erdinç Şenyaylar, Cengiz Ercümer, Ezgi İçellioğlu, Cudi Genç, Kerem Türkaydın, Göksun Çavdar, Opus 34 ve Gündem ve Yaylı Grubu bu albümde ona yoldaşlık etmiş. İşte Sıla’nın anlattıkları.


Durmak tehlikelidir

-Kendi adınızı taşıyan ilk albümünüz epey gürültü kopardı. Kazandığınız ödüller ve satışlar da cabası. Bir buçuk yıldan kısa bir sürede de yeni albümünüz “İmza”yı tamamladınız. Belli ki hemen işe koyulmuşsunuz. Bu albümde neler değişti?

Durmak tehlikelidir. Arayı açmadan hemen işe giriştik. Zira ben durmak kadar farklı işlere bölünmeyi de sevmiyorum. O yüzden iki albüm arasında da yalnızca konserler verdim. İlk albümümde 20’li yaşlarımın farklı dönemlerinde yaptığım şarkılar vardı. Şimdi baktığımda onların epey dağınık ve tutarsız olduğunu düşünüyorum. Tek elden çıkmalarına rağmen kendi içerisinde dengeleri bozuk gibi. Elbette bunlar zaman farklarından doğdu. İkinci albümü ise son bir yılda yaşadığım, gözlemlediğim, kurguladığım ve tecrübe ettiğim hikâyelerden bir araya getirdim.

- Albümde “Bitse de Gitsek”, “Her An Aksilik Çıkabilir” gibi ortak paydası sıkıntı ve tedirginliği anlatan, sloganlaşacak şarkılar var...

Öğrenciler sınavlardan, çalışan işinden... Belki de siz bu söyleşiyi yaparken bile bunu aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz. İnsanlar sıkıntılı. Yaptıklarını da isteksiz yapıyor. “Bitse de Gitsek” buna bir gönderme. Aksilikler ise yakamızı bırakmıyor. Her an, her yerde bizimle, onlardan kaçış yok. O yüzden de aksiliklere fazla takılmamak gerekli. Çünkü hayat her şeye rağmen yaşanabilir.

 

Evim sığınağım

-Bu, hayata bakış açınızın da bir özeti o zaman?

Hayata çok karamsar bakmıyorum. Her şeye hazır olmak gerekli olduğunu düşünüyorum. Bir de hayatımı evinde kuranlardanım, evim sığınağım.

- “Sevişmeden Uyumayalım” bir aşk şarkısı, balad, haliyle melankolik. Ama ismi albüm tanıtımı için pazarlama hilesi gibi...

Evet, burada yaptığım uyanıklık. Aslında bu şarkı bir barış temennisi. Ben kavga edemem, etsem de küs kalamam. Huzursuzluğa hiç dayanamam. Şarkının ikinci mısrası “Anlaşmadan Ölmeyelim”, ama şarkının adının çekici olması için bunu koymadım. Bu yaptığım uyanıklık da müziğe dahil. Zaten kötü iyinin ayracı. İyi olmayan kapının arkasına geçmez, kötü olan da rüzgârda silinir.

 

Şarkı canlı söylenir

-Müziğinizde alaturka bir hava da var, dünya müziği sınırlarında elektronik de. Nedir müzikal derdiniz?

İlk albümde de Ege’den müzikler duyuluyordu. Ben hem akustik hem de elektronik olarak bir şeyler yapmanın derdindeyim. İlk albümde çok şey öğrendim. Artık benim baladlarım nasıl olmalı, temposu yüksek şarkılarım nasıl duyulmalı daha iyi biliyorum. Formları Batılı olsa da enstrümanları yerellerden seçiyorum. Maya iyiyse karmak kolay.

-Bir de müziğinizin görsel tüketimi söz konusu. Özellikle bu albümde daha kadınsı bir duruşunuz var. Bu da bir “Uyanıklık” mı?

İlk albümde görselliğe oynamadım, çünkü o bir “Merhaba” albümüydü. Şarkılarım ve sesimle ön plana çıkmak istedim. Kendimi insanların gözüne gözüne sokmadım. Bu sefer de çok protesto, isyankâr ve agresif bulundum. Öyleyim de, ama dişiliğim daha güçlü. Bu albümde bunu öne çıkarmak istedim. Çünkü bu hikâyeleri yazan kadının bedeniyle de öne çıkmasını istedim. Bunu yaparken de görselliğin müzik ile sınırlarını iyi ayırdığımı düşünüyorum.

 

Sahne gerçek

-İlk albüm için “Merhaba” dediniz. Yeni albümünüzü nasıl ifade edersiniz?

O da olsa olsa “Nasılsınız?” olur.

-Üniversite yıllarında caz vokal eğitimi almışsınız. Caz epey emek isteyen ve kuralları ağır bir müzik. Bu, müziğinize nasıl yansıdı?

Ben ilk Türk halk ve Türk sanat müziği ile başladım. Sonra opera ve şan geldi. Okumayı sevdiğim için de edebiyat bölümü okudum. İçimdeki müzik ateşini söndüremeyince caz vokale geçtim. Hepsinin müzikal duruşu çok farklı. Müziğe kattıkları çok fazla. Bu yelpazeyi kendinize yellendirdiğinizde öğrendiklerinizi iyi kullanma şansınız var. Eğer beceremezseniz tadı duyulmayan bir yere varmanız da mümkün. İleride caz yapmak istiyorum. Nasıl ve ne şekilde olacağını ise zaman gösterecek.

-Peki ya sahne?

Şarkı canlı söylenir. Sahnede dans edip hiç durmamama rağmen çok dinleniyorum. Müzisyenlerin ruhu sahnede aklanır. Stüdyo dört duvar, sahne gerçek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon