Şık 'araç yok' diye getirilmedi

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Ahmet Şık bugün Kadıköy Adliyesi'ndeki duruşmaya ring aracı bulunmadığı gerekçesiyle getirilmedi. Duruşma öncesinde "Yansak da dokunacağız" yazılı pankart arkasında toplanan gazeteciler ise adliye binasına kadar yürüdü.

Yayınlanma: 14.04.2011 - 12:29
Abone Ol google-news

Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık'ın birlikte yazdıkları "Kırk Katır Kırk Satır, Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" adlı kitapla ilgili duruşma Kadıköy Adliyesi'nde görülüyor.

Halen Ergenekon soruşturması kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Ahmet Şık cezaevinde ring aracı bulunmadığı gerekçesiyle duruşmaya getirilmedi.

Gazeteciler Ahmet Şık ile Ertuğrul Mavioğlu hakkında, ''Soruşturmanın gizliliğini ihlal'' suçundan açılan davanın Kadıköy Adliyesindeki duruşması öncesinde yürüyüş düzenlendi.

Kadıköy Altıyol'daki Boğa Heykeli önünde ''Yansak da dokunacağız'' pankartı arkasında toplanan gazeteciler, ''Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan'', ''Ahmet, Nedim onurumuzdur'' şeklinde sloganlar atarak, yağmur altında Bahariye'deki adliye binasına kadar yürüdüler.

Yürüyüşü gerçekleştiren gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan Can Dündar, ''İleri demokrasi'' diye ifade edilen bir ülkede yaşanıldığını belirterek, 57'den fazla gazetecinin tutuklu olarak cezaevinde yattığını, 4 binden fazla gazetecinin de davasının sürdüğünü söyledi. Şık ile Mavioğlu'nun kontrgerilla ve Ergenekon'u anlatan kitapları nedeniyle yargılandıklarını dile getiren Dündar, eserin iki yazarından biri olan Mavioğlu'nun yanlarında olduğunu, diğer yazar Ahmet Şık'ın ise ''Bu kitaplarda deşifre ettiği Ergenekon örgütüne üye olmak'' iddiasıyla 6 Mart'tan bu yana cezaevinde bulunduğunu anımsattı.

 
'Türkiye polis devleti haline geliyor'

Şık ile beraber tutuklanan gazeteci Nedim Şener'in de halen cezaevinde olduğunu ifade eden Dündar, iddia makamının ''elimizde deliler var'' demesine rağmen, henüz bu delillerin görülmediğini söyledi.

Şık ile Şener'in gazetecilik faaliyetlerinin sorgulandığını kaydeden Dündar, ''Gazetelerin basılıp, bilgisayardaki dosyaların silindiği, basılmamış kitapların toplatılıp yok edildiği, telefonların dinlenip elektronik postaların izlendiği bir ülke, yalnız gazeteciler için değil, özgür düşünceye sahip herkes için güvenilir olmaktan çıkmıştır. Türkiye her geçen gün polis devleti haline geliyor. İtiraz eden herkesin Ergenekon, KCK ya da Devrimci Karargah bohçasına atılması memleketteki korku iklimini yaygınlaştırıyor'' şeklinde konuştu.

Dündar, ''Bir şiir okuduğum için beni hapse attılar'' diyen bir Başbakanın yönettiği bu ülkede, insanların kitap yazdıkları için cezaevine konulduğunu anlatarak, ''Biz Türkiye'nin karanlık geçmişinin aydınlatılmasını istiyoruz. Derin devletin tarihe gömülmesini istiyoruz. Darbelerle hesaplaşmak istiyoruz. Bir nebze olsun tereddüt duymadan... Ama bugün yapılanlar, Ergenekon-derin devlet yöntemlerinin hala kullanıldığını gösteriyor. Basın özgürlüğü herkese lazım. Adalet de herkese lazım olacak'' dedi.

Gerçeklerin aydınlatılmasını istediklerini, gerçek kişilerin gerçek suçları nedeniyle yargılanmasını beklediklerini de ifade eden Dündar, herkese eşit mesafede duran bir adalet istediklerini ve ''yansalar da dokunacaklarını'' söyledi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun yürüyüşüne  TGC’den Başkan Vekili Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş ve Genel Sayman Gülseren Güver de katıldı.

 

TGC Başkan Vekili Olcayto: Başbakan'ın basının sorunlarına Fransız kaldığını düşünüyoruz

TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto, "Türkiye’de halkın haber alma hakkı için hizmet eden gazeteciler ağır baskılar altında çalışmak zorunda kalıyorlar. Gazetecilerin 2 bini aşkın davayla yargılanması, 68 gazetecinin tutuklu olması Türkiye’de bir demokrasi ayıbıdır. Sayın Başbakan Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Avrupalı parlamenterleri Türkiye’ye Fransız kalmakla suçladı. Bizler de gazeteciler meslek örgütleri olarak, Sayın Başbakan’ın basının sorunlarına, halkın haber alma hakkıyla ilgili sorunlara Fransız kaldığını düşünüyoruz. Umarız taleplerimiz dikkate alınır" dedi.

 

TGC Genel Sekreteri Güneş

TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de içinde olduğu, 93 meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformunun, bugüne kadar 35’e yakın gazetecinin duruşmasını izlediğini belirterek, “Bugün de Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yazdıkları kitapla ilgili yargılandıkları duruşmayı izledik. Türkiye’de 68 gazeteci, neden tutuklandıklarını bilmeden cezaevlerinde yatıyor. Sayın Başbakan, Avrupalı parlamenterleri basının sorunlarını yerinde görmeleri için Türkiye’ye davet etti. Umarız Avrupalı parlamenterler Türkiye’ye geldiklerinde hem kamuoyu hem de tutuklu gazeteciler ve gazetecilik meslek örgütleri, gazetecilerin hangi nedenlerle suçlandıklarını öğrenme şansına sahip olurlar. Başbakanın Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlunu’nun kitabını bombayla eşdeğer tutmasından, hem bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak hem de gazeteci olarak büyük üzüntü duyuyoruz” diye konuştu.


TGS Genel Başkanı'ndan tepki

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi de, Gazetecilere Özgürlük Platformu'nu oluşturan örgütler adına bir heyet halinde bugün buraya geldiklerini ve davayı izlediklerini belirterek, her kesimden, her yayın grubundan gazeteciler hakkındaki davaları yakından takip etmeye gayret ettiklerini söyledi.

İpekçi, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların arttığı bir sürecin yaşandığını ifade ederek, ''Bu demokrasi mücadelesini meslektaşlarımız bizzat yaşayarak veriyorlar. Cezaevlerindeki gazetecilerin, terörist, terör örgütü üyesi, terör örgütü propagandası yapmak gibi iddialarla yargılanmasını reddediyoruz'' dedi.

İpekçi, cezaevlerindeki gazetecilerin hiçbirinin terörist ve terör örgütü üyesi olmadığını, mesleklerinden dolayı yargılandıklarını savundu.

 
Yürüyüşe ayrıca  TGS Genel Sekreteri Muhittin Doğan, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Ferai Tınç, Tutuklu Gazeteciler Platformu’ndan Necati Abay, Basın Enstitüsü Genel Koordinatörü Yurdanur Atadan, Basın Konseyi Genel Sekreteri Oktay Huduti, ÇGD’den Nazım Alpman, 78’liler Vakfı’ndan Başkan Celalettin Can, DİSK Genel Başkan Vekili Tayfun Görgülü, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin  ile çok sayıda gazeteci katıldı.

 

Mavioğlu: Ahmet Şık gelmeden bu dava bitmez

Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Ahmet Şık'ın mahkemeye Silivri Cezaevinden araç yokluğu nedeniyle getirilmediğini dile getirerek, ''Ahmet Şık gelmeden bu dava bitmez'' dedi.

Mavioğlu, Kadıköy Adliyesindeki duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Ahmet Şık ile yargılandıkları ''Kırk Katır, Kırk Satır'' adlı kitapla ilgili davanın duruşmasının gecikmeli olarak başladığını söyledi.

''Duruşmada, Ahmet Şık'ın mahkemeye Silivri Cezaevinden araç yokluğu nedeniyle getirilmediği yönünde bir müzekkere yazıldı'' diyen Mavioğlu, avukatları Fikret İlkiz'in de mahkemede, bugün cezaevinden kaç tutuklunun hangi mahkemelere götürüldüğü, nereye sevk edildiği ve kaç araç ile şoför bulunduğunun sorulması talebinde bulunduğunu kaydetti.

Mavioğlu, Resmi Gazete'de yayımlanan Asliye Ceza Mahkemelerinde savcı bulunmaması tebliği nedeniyle duruşmaya savcı girmediğini de anımsatarak, ''Dolayısıyla bir mütalaa verilmesi söz konusu değil. Duruşma 13 Mayısa ertelendi. Hakim de avukatımızın talebi doğrultusunda Ahmet Şık'ın 13 Mayıs'ta muhakkak surette duruşmada hazır edilmesine ve Silivri Cezaevinden bugün neden getirilmediğine dair avukatımızın sorduğu bir dizi sorunun sorulmasına karar verdi. Ahmet Şık gelmeden bu dava bitmez'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler