Silivri'de umut
Anayasa Mahkemesi, İlker Başbuğ’la ilgili kararı oybirliğiyle aldı. Mahkeme tutukluluğa devam için yeterli inceleme yapılmadığına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, Ergenekon davasında hükümeti devirmeye teşebbüs ve terör örgütü yöneticiliği suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, bireysel başvurusu üzerine “kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin haklarının ihlal edildiğine” karar verdi. Mahkeme, bu ihlalin “özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının, yerel mahkemece etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması” nedeniyle gerçekleştiğini vurguladı. Karar, “gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla” İstanbul’daki mahkemeye gönderildi.
ÖYM’ler kalktı, kararı ağır ceza verecek
Ergenekon davası avukatları, bu kararla birlikte Başbuğ’un tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünözel yetkili mahkemeleri kaldıran düzenlemeyi onaylamasıyla birlikte Başbuğ’a ilişkin kararı nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi verecek.
Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer müvekkilinin görevsiz mahkemede yargılanmasına ve iki yıldır devam eden tutukluluğuna ilişkin haklı itirazlarının incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, Başbuğ’un kişi hürriyet ve özgürlüğünün ihlal edildiği savunularak, tazminat isteminde bulunulmadı. Başbuğ’un görevsiz mahkemede yargılandığının tespiti ve Yüce Divan’da yargılanmasına karar verilmesi
istendi.
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruları inceleyen İkinci Bölümü, İlker Başbuğ’un yaptığı bireysel başvuruyu dün görüştü. Sonucu saat 14:00 sularında sitesinden duyuran mahkeme, şu kararı aldı:
“A. Başvurucunun,
1. İlk derece yargılamasında devam eden özgürlükten yoksun bırakılma kapsamındaki şikâyetlerinin ‘süre aşımı’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna,
2. Mahkûmiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikâyetlerinin kabul edilebilir olduğuna,
B. Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında
anayasanın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine,
C. Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine 6/3/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.” Mahkeme, başvurucu için yatırdığı harç ile avukatlık ücreti olmak üzere toplam bin 706 TL 10 Kuruş’un Başbuğ’a ödenmesine hükmetti. Bu karar, 15 günde yazılması gereken gerekçeli kararın halen yazılmamış olmasının hak ihlali olduğu sonucunu doğurdu. İkinci Bölüm’ün karar örneği, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne UYAP üzerinden gönderildi. Kararda ihlal edildiği vurgulanan anayasanın “Kişi hürriyeti ve güvenliği”ni düzenleyen 19. maddesinin 8. fıkrası şöyle:
“Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.”
‘Başbuğ tahliye edilmeli’
Emsal karar
Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye talepli dilekçesini veren Başbuğ’un avukat İlkay Sezer kararın Ergenekon davasının diğer sanıkları için olduğu kadar Türkiye’deki mahkemelerde mağdur edilmiş herkes için “emsal” teşkil edebileceğini söyledi. “Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, hukukun nasıl çiğnendiğinin net bir gösterisi olarak elimizde. Bu kararın diğer sanıklar için de emsal olabileceğini düşünüyorum” dedi. Sezer şöyle konuştu:
“Anayasaya Mahkemesi kararları UYAP üzerinden birkaç saat içerisinde ilgili mahkemeye gönderiliyor. Mahkemenin artık bir işlem yapması gerekiyor. Bu davada mağdur edilen pek çok masum insan cezaevinde. Bu karar öncelikle onlar için de emsal olacak. Ayrıca hiçbir dosya numarası zikretmeden mağdur edilen tüm sanıklara uygulanabileceğini düşünüyorum.”
Tüm sanıklar yararlanmalı
Davada ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan gazeteci Tuncay Özkan’ın avukatı Ahmet Çörtoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 6 aydır gerekçeli kararı yazmadığının altını çizerek “Karar, bireysel başvuru neticesinde alınmış olsa da sonucu itibarıyla tüm sanıkları etkileyebilir. Anayasa Mahkemesi, temel hak ve özgürlüklerin ihlalini tespit ediyor. Temel hak ihlali varsa, gelecek tahliyeden tüm sanıklar yararlanmalı” dedi.
Gerekçeli karar 6 aydır yok
Ergenekon davasında Başbuğ ile İnternet Andıcı dosyasından yargılanan emekli orgeneral Hasan Iğsız ve emekli tuğamiral Alaeddin Sevim’in avukatı Murat Ergün, Anayasa Mahkemesi’nin Başbuğ kararının davanın diğer sanıklarını da etkileyeceğini ifade etti. Ergün, “Uzun süre tutuklu bulunan, tutukluluk hallerinin devam kararları basma kalıp verilen, adil yargılanma yapıldığına inanmadığımız davada kararın üzerinden 6 geçmesine karşın
gerekçeli karar ortada yok” diye konuştu.
Tahliyeden başka seçenek yok
Sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, “Karar Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan ancak haklarındaki gerekçeli karar yazılmamış olan tüm tutuklu sanıkları kapsayacak bir içeriktedir” dedi. Ersöz şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dava kapsamında tutuklu bulunan tüm tutuklu sanıklar açısından da özgürlük hakkının ihlal edildiğinin kabulü gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı karşısında tahliye kararı vermekten başka bir seçeneği bulunmamaktadır. İlker Başbuğ ile aynı hukuki ve fiili durumda olan tutukluluk halleri devam eden Tuncay Özkan, Yalçın Küçük, Deniz Yıldırım ve diğer kişilerin de Anayasa Mahkemesi tarafından ortaya konulan gerekçeler çerçevesinde serbest bırakılmaları zorunludur.”
Erdoğan Adalet Bakanı’nı arasın(!)
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu: İlker Başbuğ’un, bakan çocuğu veya yakını olmasa da, konumunun tahliyeye elverişli olduğunu mütalaa ediyorum. Sayın Başbakan, bir medya grubunun yöneticisinin mahkum edilmesi için o zamanki Adalet Bakanı’na talimat vermeyi memleket ve millet meselesi olarak takdim ettiğine göre, bir zahmet, Genelkurmay Başkanı’nın da tahliyesini sağlamak için Adalet Bakanı’na telefon eder diye düşünüyorum(!)
‘Doğrudan tahliyeye yol açmaz’
Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı avukat Fikret İlkiz, mahkemenin bir hak ihlali tespiti yaptığını ve bu kararın doğrudan tahliyeye yol açamayacağını vurguladı. İlkiz, “Çünkü mahkemeye ‘Talebi incele’ diyor. Karar verilmemiş olmasını hakkın ihlali olarak tespit etmiş. Mahkeme bu konuda bir karar vermeli. Yerel mahkeme, ‘Ben el çektim, karar veremem’ diyemez. Artık böyle bir ülkede hangi mahkemenin önüne gelirse gelsin, sorun mutlaka çözülmeli” yorumunda bulundu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Koordinatörü avukat Akın Atalay da Anayasa Mahkemesi’nin Başbuğ ile ilgili verdiği kararın tahliye anlamına gelmediğini belirtti. Atalay, “AYM’nin kararı, sadece şunu söylüyor: Başbuğ’un tahliye edilip edilmeyeceğine Ergenekon Mahkemesi karar vermelidir. Şimdi
Ergenekon mahkemesi iki şey yapabilir. Gerekçeli kararı yazıp tahliye konusunda karar vermeden dosyayı hemen Yargıtay’a gönderebilir. Ya da gerekçeli kararı yetiştiremeyip tahliye talebi konusunda karar verir. Bu karar, pek muhtemel ‘tutukluluğun devamına’ olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği