Şimşek: Enflasyon tekrar düşüşe geçecek
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Önümüzdeki dönemde enflasyon tekrar düşüşe geçecek" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlıkta "Makro Ekonomik Gelişmeler ve 2013 yılı Ocak-Haziran Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısı düzenledi. Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin gözlemlerini aktaran Şimşek, küresel krizin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen küresel ekonominin hala sıkıntıları aşamadığını söyledi. Geçen yılın zorlu bir yıl olduğunu, bu senenin de küresel büyüme açısından oldukça durağan bir yıl olduğunu ifade eden Şimşek, Türkiye için önemli bir bölge olan Avro Bölgesinde bir resesyon söz konusu olduğunu kaydetti. ABD'nin büyümesinde, son çeyrekteki aşağı doğru revizeye bakarak beklenenin altında bir büyümeyi ortaya koyduğunu belirten Şimşek, uzun bir süredir çok güçlü bir performans ortaya koymuş olan gelişmekte olan ekonomilerde ciddi bir yavaşlama görüldüğünü anlattı.
Şimşek, şöyle konuştu: "Bütün bunları bir arada ele aldığımızda küresel ekonomiye ilişkin beklentiler aşağı doğru revize ediliyor. Nitekim birçok kuruluş en başta IMF olmak üzere küresel büyümeye ilişkin tahminlerini aşağı doğru revize etmiştir. Mesela geçen seneye oranla en son açıklanan tahminler küresel büyümenin yüzde 0,8 daha aşağıda gerçekleşeceğini IMF ortaya koymuştur. IMF'in şu anda küresel büyümeye ilişkin tahmini yüzde 3,1'dir. Küresel kriz öncesi dünya ekonomisi yüzde 5'ler civarında büyüyordu. Yüzde 3'lük bir büyüme bu anlamda oldukça düşük bir büyümedir, küresel ekonomi açısından. Hatta bu son açıklanan tahminler yıl başındaki tahminlere göre bile daha aşağıda."
Şimşek, Türkiye'nin en önemli ticari ortağı olan Avro Bölgesi'ndeki daralmanın önceki öngörülere oranla derinleştiğini, Avro Bölgesi ekonomisinin bu sene yüzde 0,6 küçüleceğinin tahmin edildiğini ifade etti.
Çin, Brezilya ve Rusya'da büyümenin yavaşladığını belirten Şimşek, bütün bunların küresel büyümeyi etkilediğine dikkati çekti. Küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü risklerin söz konusu olduğunu, bunlar arasında Amerikan Merkez Bankasının (Fed) para politikasındaki normalizasyon sürecini daha erken başlatma riskinin de yer aldığını kaydeden Şimşek, mayıs ayında bu yönde bir sinyal verildiğini ancak daha sonra bunu düzeltici bir açıklama yapıldığını anımsattı.
Küresel ekonomi böyle gidecekse burada radikal bir sonuç beklenmemesi gerektiğini dile getiren Şimşek, normalizasyon sürecinin öne alınması riskinin düşük bir risk olduğunu bildirdi. Şimşek, "Ama ila nihaye tabiki bu parasal genişleme devam edemez. Biz zaten geçen sene yaptığımız çalışmalarda bu parasal genişlemenin ila nihaye devam etmeyeceğini, eninde sonunda bir gün azaltılacağını, hatta bir normalleşme sürecine gireceğini kendi aramızda ekonomi yönetimi olarak değerlendirmiştik. Gelişmeler o anlamda bir sürpriz olmaz. Şu an itibariyle parasal genişlemenin beklenenden önce durdurulması öncesi bu küresel büyüme perspektifiyle nispeten düşük bir risk" görüşlerini aktardı.
'Hazırlıklarımızı her zaman için yapıyoruz, yapacağız'
Bakan Şimşek, Avro Bölgesi'ndeki krizin daha da genişleyebileceğine dikkati çekerek, Avrupa Merkez Bankasının son açıklamalarına bakıldığında ise riskin yönetilebilir olduğu kanısına varıldığına işaret etti. Çin ekonomisine de değinen Şimşek, Çin'in politik manevra alanının oldukça güçlü olduğunu söyledi. Türkiye'nin jeopotilik risklerinin varlığının devam ettiğini belirten Şimşek, Arap Baharı ve son gelişmeleri anımsattı. Şimşek, "Şu anda küresel ekonomik görünüm bu riskleri yansıtıyor. Küresel ekonomiye ilişkin bir takım riskler olmakla birlikte bu geldiğimiz noktadan daha ileriye gitme ihtimalini biz nispeten düşük görüyoruz. Ama olur da öyle bir trende girerse hazırlıklarımızı her zaman için yapıyoruz, yapacağız" diye konuştu.
Emtia fiyatlarının küresel ekonomik görünümle birlikte bir düşüş sürecine girdiğine vurgu yapan Şimşek, bunun Türkiye'yi olumlu etkileyeceğini söyledi. Şimşek, "Çünkü Türkiye özellikle enerji fiyatlarındaki artıştan olumsuz etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Dolayısıyla global emtia fiyatlarındaki yavaşlama tabiki Türkiye'yi olumlu etkileyecekti" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisi
Bakan Şimşek, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük büyümesinin son dönem yakaladığı performansına göre mütevazi sayılabileceğine ama bu rakamın, Avrupa'daki en yüksek büyüme oranlarından birisi olduğuna dikkati çekti. Yılın ikinci çeyreğinde iç talepteki toparlanmanın devam ettiğini ifade eden Şimşek, kapasite kullanım oranının ocak ayından bu yana yukarı trendde olduğunu, satın alma yöneticileri endeksinin sürekli olarak 50'nin üzerinde seyrettiğini söyledi.
Şimşek, "Öncü göstergeleri değerlendirdiğimizde şunu görüyoruz; Türkiye ekonomisi geçen seneye göre bir toparlanma sürecindedir. İlk çeyrekte güçlü bir ivme kazanmıştır, ikinci çeyrekte de iç talebin nispeten güçlü seyrettiğini görüyoruz. Diğer önemli bir gösterge yatırım malları ithalatıdır. Orada da bir artış söz konusu" diye konuştu.
'Rekor düzeyde istihdam'
Bakan Şimşek, Türkiye'nin son yıllarda istihdam konusunda muazzam bir başarı gösterdiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Bunu abartılı olarak almamak lazım. Türkiye rekor düzeyde istihdam yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Türkiye ekonomisi istihdam sağlamaktadır. Biz vatandaşımıza iş ve aş imkanlarını çok güçlü bir şekilde artırmış durumdayız. Son bir yılda 1,2 milyon civarında bir istihdam söz konusu. 2007 sonundan itibaren 5 milyon civarında bir ilave istihdam artışı söz konusu. Bu da hem ekonomimizi güçlü kılıyor hem hane halkının bilonçosunu iyileştiriyor hem de büyümenin yukarı trendini güçlü bir şekilde destekliyor. Türkiye bu konuda hakikaten çok büyük başarı sağlamıştır. Bu sabah açıklanan işsizlik rakamlarına baktığınız zaman tabiki manşet işsizlik oranında bir düşüş görüyoruz. Yüzde 10'un biraz üzerinden aşağı doğru, yavaş yavaş 9'a doğru iniyor. Ama daha önemlisi mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik dahil, durağan olması bile önemli bir başarıdır. Türkiye'de işgücüne katılım oranı artıyor, çalışma çağındaki nüfus artıyor. Son yıllara baktığınızda ortalama çalışma çağındaki nüfusun yüzde 2 arttığını göreceksiniz. İşgücüne katılım oranlarının neredeyse 4 puan arttığını göreceksiniz. Buna rağmen Türkiye eğer işsizlik oranını aşağıya çekebiliyorsa, bu seviyelerde koruyorsa çok önemli bir başarı sağlamıştır."
'Aşağı yönlü riskler söz konusu olabilir'
Bakan Şimşek, yeni teşvik sisteminin Türkiye'nin tamamında ama özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok önemli etki yaptığını, "çözüm sürecinin" bu etkiyi daha da pekiştirdiğini söyledi.
Tüm bu hususların ülkenin büyümesini olumlu etkileyeceğine dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin giderek global ekonomiden daha çok pay alan bir ülke olduğuna, bu nedenle küresel gelişmelerden etkilenmemesinin söz konusu olamayacağına işaret etti.
Şimşek, "Bu anlamda bir takım aşağı yönlü riskler söz konusu olabilir. Ramazandan sonra ekonomi yönetimi olarak tabiki yeni orta vadeli program, orta vadeli plan ve 2014 yılı bütçesine ilişkin çalışmalarımızı yapacağız, gelişmeleri değerlendireceğiz, ona göre de atmamız gereken bir adım varsa onu değerlendireceğiz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin makro ekonomik temellerinin sağlam olduğunu ancak kırılganlık noktası olarak cari açığın vurgulandığını belirten Şimşek, bu konuda Türkiye'nin zamana ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Şimşek, bu dönemde doğru politikalar ve siyasi istikrarla bu sorun alanını yönettiklerini, yönetmeye devam edeceklerini vurgulayarak, "Fakat emtia fiyatlarının belki bir miktar yumuşaması, düşmesiyle belki bizim program hedeflerine göre cari açık bir miktar aşağıda kalabilir" dedi.
'Orta vadede belirleyici olan çekirdek enflasyon'
Bakan Şimşek, enflasyonun son dönemde özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarının artışıyla yükselişe geçtiğini anımsattı. Manşet enflasyonun birkaç ay daha yüksek seyredebileceğini ama çekirdek enflasyonun yüzde 5,5-6 civarında olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti: "Esas bu tür mevsimsel etkilerden, faktörlerden arındırılmış enflasyona baktığımız zaman yüzde 5,5-6 arasında bir çekirdek enflasyon görüyoruz. Esas önemli olan budur çünkü orta vadede belirleyici olan budur. Belki 1-2 ay manşet enflasyon yüksek kalabilir, yüksek seyredebilir ama çekirdek enflasyonda trend şunu gösteriyor; önümüzdeki dönemde enflasyon tekrar düşüşe geçecek, aşağı doğru bir trende geçecek. Çünkü Türkiye'de büyük bir çıktı açığı var."
'Bütçe açığı 1,2 milyar'
Haziran ayında bütçe açığının 1,2 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildiren Şimşek, bütçe açığının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 81 azaldığına dikkati çekti. Bütçenin yılın ilk 6 ayında 3,1 milyar lira fazla verdiğini ifade eden Şimşek, geçen yılın ilk 6 ayında bütçenin 6,7 milyar liralık açık verdiğini anımsattı. Şimşek, geçen seneye göre yaklaşık 10 milyar liralık bir iyileşmenin söz konusu olduğunu vurguladı.
Bütçe açık hedefinin bu yıl yaklaşık 34 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, "İlk 6 ayda bütçemizin fazla vermiş olması elde ettiğimiz güçlü performansı en iyi şekilde ortaya koymaktadır" diye konuştu.
AKP iktidarlarına kadar ilk 6 ayda bütçede fazla olmadığını belirten Şimşek, bunun AKP iktidarlarının bir klasiği haline geldiğini ifade etti. Bakan Şimşek, AKP hükümetleri döneminde yılın ilk yarısında 4 kere bütçe fazlası verildiğini kaydetti.
Şimşek, bu başarının devraldıkları çok yüksek açıklarına, faiz giderlerine, küresel krize rağmen ortaya konulduğunu söyledi. Bakan Şimşek, şöyle konuştu: "Bazı kesimler son birkaç aydır, haftadır Türkiye ekonomisi üzerine felaket tellallığı yapmaktadır. Bunun yersiz olduğu, doğru olmadığı bu rakamlarla ortaya konulabilir. Ama daha önemlisi Türkiye son 60 yılın en büyük küresel ekonomik krizini kalıcı bir tahribat yaşamadan atlatmıştır. En büyük ticaret ortağımız son 5 yıldır krizdedir. büyümemekte küçülmektedir. 2007 sonunda avro bölgesi sabit fiyatlarla milli gelir 100'se bugün 90'lı rakamlardır. AB'ye ihracatımız 10 yıl önce yüzde 57'ler civarındayken bugün 40'ın altına inmişse ve buna rağmen Türkiye yoluna devam edebilmişse bu önemlidir. Bu aslında Türkiye'nin ne kadar ne kadar dirençli olduğunu, Türkiye ekonomisini temellerinin ne kadar sağlamlaştırıldığını göstermektedir. Çünkü bizim hükümetimiz çok temel yapısal sorun alanlarına ilişkin çok ciddi adımlar atmıştır. Bankacılık sektörü sapasağlam, sağlıklı, hane halkının bilançosunda iyileşme söz konusu çünkü istihdam sağlıyoruz. 5 milyon kardeşimize iş aş imkanı sunmuşuz. Kamu finansman dengeleri de son derece güçlüdür."
Mehmet Şimşek, 2012'nin ilk yarısında bütçenin 19,6 milyar lira faiz dışı fazla verdiğini, bu yılın aynı döneminde bunun yaklaşık yüzde 35 arttığını ve 26,4 milyar liraya çıktığını bildirdi. Şimşek, 2013 yılı için faiz dışı fazla hedefinin 19 milyar lira olduğuna, bugün itibariyle 26,4 milyar liraya ulaşıldığına dikkati çekti.
Bakan Şimşek, "Yılın ikinci yarısında da bu performansımızı devem ettireceğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla yıl sonu hedeflerinin çok rahatlıkla erişilebilir olduğunu ifade etmek istiyorum. İnşallah son yıllarda olduğu gibi küresel kriz yılı olan 2009 hariç her zaman olduğu gibi belki hedeflerden de daha iyi bir performansı ortaya koyarak Türkiye'nin hem mali dengesini iyileştireceğiz hemde küresel şoklardan etkilenmesini sınırlayacağız."
Bütçe gelirleri
Bütçe gelirlerine ilişkin de bilgiler veren Şimşek, ilk 6 ayda bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,7 arttığını, vergi gelirlerindeki artış yüzde 20,7 olduğunu bildirdi.
Vergi gelirlerinin faiz hariç giderlerini karşılama oranının aynı dönemde 4,2 puan artarak yüzde 96,2'ye çıktığını ifade eden Şimşek, "Vergi gelirlerinin neredeyse faiz hariç giderleri karşılama noktasına gelmiştir. Bu çok önemli bir gösterge, çok önemli bir performanstır" dedi. Bütçe giderlerindeki artışın yüzde 11,2 olduğunu belirten Şimşek, yılın ilk yarısındaki bütçe giderlerinin bütün yıl için öngörülen giderlerin yüzde 46,5'ine ulaştığı bilgisini verdi.
Bakan Şimşek, faiz hariç bütçe giderlerinin yüzde 15,4 arttığını ama faiz giderlerinde yüzde 11,3'lük azalma yaşandığını söyledi. Mehmet Şimşek, giderlerdeki kontrollü gidişatın esas itibariyle faiz giderleriyle ilişkili olduğunu dile getirdi.
Bu yılın bütçesini yaparken "büyümeye istikrara kazandıracak, istihdamı destekleyecek, mali dengeleri iyileştirecek" dediklerini anımsatan Şimşek, ilk 6 aydaki gerçekleşmelere bakıldığı zaman bütçenin belirlenen hedeflere ulaşma konusunda son derece olumlu katkı sağladığını vurguladı.
Bakan Şimşek, "2013 yılı için öngördüğümüz bütçe ve faiz dışı denge hedeflerimizi rahatlıkla gerçekleştirebileceğiz, bu hedeflere rahatlıkla ulaşabileceğiz. Küresel ekonomi, finans piyasaları kaynaklı aşağı yönlü bazı riskler vardı ama bizim bütçemiz o manevra alanına, esnekliğe sahiptir. Zaten ilk yarıdaki gidişat da bunu teyid etmektedir. Dolayısıyla global ekonomi kaynaklı aşağı yönlü faktörler dahil bizim bütçe hedeflerimizi tutturmamızı inşallah engelleyemeyecektir" diye konuştu.
Hükümetin işbaşına geldiğinden beri mali disipline önem verdiğini vurgulayan Şimşek, bu sayede faizlerin düşmesinin sağlandığını, enflasyonun tek haneye inmesine katkıda bulunulduğunu, istihdam artışı yakalandığını ve gelecek 40-50 yıla yönelik lık altyapı yatırımlarının hayata geçirildiğini söyledi. Şimşek, dolayısıyla bu konuda en ufak bir tereddüt olmayacağını ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirdikleri toplantıdan çıkan sonuca da bakıldığında oradaki vurgunun açık ve net olarak görüleceğini belirten Şimşek, Meclis'in açılmasıyla bütçeyi tamamlamadan vergide adaleti sağlama noktasında gelir vergisi reformunu ülkeye kazandırmayı amaçladıklarını kaydetti.
Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şimşek, dün gerçekleştirilen ekonomi zirvesinin detaylarının sorulması üzerine, toplantıda küresel ekonomik gelişmeler ve finans piyasasındaki gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi. Şimşek, dün toplantıya ilişkin basın açıklması yapıldığını ancak buna benzer basın açıklaması yapılmayan toplantılar gerçekleştirildiğini de ifade etti.
Şimşek, dövizdeki artışın petrol fiyatlarını artırdığı bu noktada vergisel bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine de küresel ekonomik görünüm çerçevesinde emtia fiyatlarının özellikle de enerji fiyatlarının daha aşağı doğru trende girilmesinin beklenebileceğini, Mısır'daki gelişmeler ve jeopolitik gerginliklerin bu noktada etkili olduğunu belirtti.
Bu gelişmelerden ötürü petrol fiyatlarında geçici bir artışın söz konusu olduğunu kaydeden Şimşek, "Petrolü dolar cinsinden ithal ettiğimiz için kur etkisi de söz konusu. Şu anda gündemimizde ne vergi artışı ne de vergi indirimi var" dedi.
Şimşek, petrolün ithal edilidiğini ve vergi yükünün nispeten yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Burdan elde ettiğimiz imkanları yatırım, istihdam ve üretim için kullanma gibi bir tercihe girdik. Biz bir politika tercihi yapmış durumdayız. Tüketim üzerindeki vergileri indirme gibi bir husus gündemimizde değildir ama imkanlar el verdiği müddetçe teşvikler ve diğer kanallarla güçlü bir şekilde yatırımcımız, üreticimiz, ihracatçımız ve işverenlerimize her türlü imkanı sağlıyoruz. Çünkü bizim önceliğimiz istihdam, üretim ve yatırımdır" diye konuştu.
Elektrik ve doğalgaz zammı olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de Şimşek, gündemlerinde böyle bir değerlendirmenin olmadığını dile getirdi. Şimşek, bu konunun BOTAŞ ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) takdirinde olduğunu hatırlatarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın da daha önce gündemlerinde böyle bir husus olmadığını söylediğini belirtti.
'Resme global perspektiften bakmak lazım'
Şimşek, dövizdeki dalgalanmanın bütçeye etkisinin sorulması üzerine de net bir şey söylemenin kolay olmadığına vurgu yaparak, şunları söyledi: "Varsayalım ki kurdaki bu hareketlilik kalıcı oldu. Bu bir taraftan borçlu şirketlerin faiz giderlerini artırır, bu kurumlar vergisini olumsuz etkiler ama öbür taraftan da ithalattan alınan ÖTV, KDV gibi gelirleri de artırır. Biz bunları model kurup çalışıyoruz ama şuanda böyle bir soru beklemediğim için elimde bir rakam yok. Net etkisi ihmal edilebilir olabilir. Önemli olan ekonomik ve siyasi istikrar ile büyümenin devam etmesi. Kurun olumlu etkileri de var olumsuz etkileri de var birbirlerini telafi edebilir noktada."
Türkiye'deki dalgalanmanın öne çıkarıldığını ancak Brezilya'nın ve diğer ülkelerin rakamlarının Türkiye'den daha kötü olduğunu vurgulayan Şimşek, "Birçok ülkede farklı etkileri olsa da benzer dalgalanmalar söz konusu. Brezilya son birkaç haftadır faizleri 100 baz puan artırdı, piyasalara 20 milyar dolarlık müdahale etti ama Brezilya realinin değer kaybı mayısın 22-24'ünden bu yana yüzde 10,6 oldu. Türkiye ise poltika faizinde sabit kalıp, 6,3 milyar dolarlık müdahalede bulunurken, liradaki değer kaybı yüzde 5,7 olarak gerçekleşti. Resme global perspektiften bakmak lazım" değerlendirmesinde bulundu.
'Gelişmeler küresel krizin yanında hiçbir şey değil'
Şimşek, faizlerde bir artış söz konusu olduğunu kaydederek, "Hazinenin ağırlıklı ortalama borçlanma faizi 2010 yılında yüzde 8,5, 2011'de yüzde 8,6, 2012'de yüzde 8,8, 2013 yılının ilk yarısında ise yüzde 6,8 oldu. Faizler bu seviyede dahi kalsa ağırlıklı ortalama faiz geçen senenin altında dahi kalabilir. Olup bitenleri önemsemiyor değilim fakat bu bahsettiğimiz gelişmeler Avro krizinin yanında fazla birşey değil, küresel krizin yanında hiçbir şey değil" ifadelerini kullandı.
Parasal genişlemenin sürekli devam etmeyeceğine işaret eden Şimşek, parasal genişlemenin sonuna gelinmiş olsa bile bunun sadece varlıkların yeniden fiyatlandırma süreci olduğunu, yapısal bir sorundan bahsedilmediğini dile getirdi.
Şimşek, iç borcun ortalama maliyetine ilişkin de değerlendirmede bulunurak, şöyle devam etti: "2002 yılında iç borcun ortalama vadesi 9 aydı, 2010-2011 yıllarında ortalama neredeyse 45 ay, 2012'de ise ortalama 61 aya çıkıyor. 2013'ün ilk yarısında ise ortalama 72 aya çıkmış. Dolayısıyla Hazinenin iç borç gibi borçlarının ortalama vadesi de ciddi şekilde uzamıştır. Bu tür şoklar kalıcı olursa bir miktar etkili olacaktır, onları zaten biz görüyoruz, ona ilişkin çalışmalarımız da olacaktır. Gelişmeleri ve etkilerini küresel bağlamda değerlendirmek lazım. Gelişmelerin 2013 yılına faiz boyutuyla hiçbir ciddi etkisinin olmayacağı kanısındayım ama sonraki yıllarda faizlerin yükselmesi bir miktar etkide bulunacaktır."
Bakan Şimşek, Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, ilgili Bakanın yürüttüğünü anımsatarak, bütün çalışanlara çok daha iyi imkanlar sağlamak istediklerine ve son 10 yıla bakıldığında hiçbir dönemde olmadığı kadar emekli, işçi ve asgari ücretlinin maaşının reel bazda arttığına işaret etti.
Satın alma gücüne bakıldığında da ciddi artışların söz konusu olduğunu anımsatan Şimşek, sabit gelirlileri enflasyona ezdirmeyeceklerini, bunun birçok ülke tarafından yapılamadığını vurguladı.
Esnafımıza gereken desteği vermeliyiz
Bakan Şimşek, Gezi Parkı olaylarında zarar gören esnafa yardımda bulunulup bulunulmayacağı sorusu üzerine ise kendilerinin her zaman esnafın yanında olduklarını ifade etti.
Esnafa gereken desteği vereceklerini kaydeden Şimşek, "Demokratik hukuk devletinde zarar verenlerin zararı telafi etmesi esastır. Hukuk yolu açıktır. Hukuk dışı 'vandalizm' hiçkimsenin yanına kalmamalıdır ama esnafımıza bu zor dönemde gereken desteği vereceğiz, vermeliyiz. Ama detayları konusunda bu aşamada birşey söylemem doğru olmaz" dedi.
Torba Kanun'un bütçeye etkisi telafi edilebilir
Şimşek, Torba Yasa'nın bütçeye etkisinin sorulması üzerine ise yasanın bütçeye etkisinin sınırlı olacağını ifade ederek, "Torba Kanun'un 2013 bütçesine etkisi sınırlı. Muhtar aylıklarıyla ilgili bazı düzenlemeler 2014'te başlayacak. Tarım kanunundaki değişiklik tarımsal ödemelerde maksimum 200 milyon liralık bir yük getiriyor. Şehit aileri, gaziler ve engellilerle ilgili düzenlemelerin de yıllık 200 milyon liraya yakın etkisi olabilir. Bahsettiğim husularda toplamda 400 milyon liralık bir etki söz konusu, biz bu etkiyi bütçe içerisine yedirebiliriz. Telafi edilebilir bir etki söz konusu" değerlendirmesinde bulundu.
Varlık Barışı uygulamasının bu ayda devam ettiğini ve bu konuda durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten Şimşek, "Türkiye'de vatandaşımız işlerini genelde son haftaya, son güne bırakır. Bugün itibariyle sizlerle paylaşacağım çok anlamlı bir rakam yok. Varlık Barışı uygulamasını bu ayın sonu itibariyle sizlerle paylaşırız ama uzatma konusu değerlendirilecek. Bakanlar Kurulunun takdirinde bir konu" dedi.
Şimşek, Merkez Bankasının faiz koridoruna ilişkin soru üzerine de şunları söyledi: "Merkez Bankamız bağımsızdır ve iyi bir iş çıkartmıştır. Kim ne derse desin küresel kriz döneminde Merkez Bankası başarılı bir yönetim ortaya koymuştur ve bugün de aynı şekilde devam ettirmektedir. Merkez Bankası elindeki imkanların daha fazlasını ihracatçıya sunacaktır, bu önemli bir husustur. İhracatçıya destekte 4 aylık bir vade sınırlaması vardı, biz o vade sınırlamasını kaldırdık. Şimdi Merkez Bankamız daha çok imkanı daha uzun vadeli şekilde ihracatçımızın imkanına sunacak."
Küresel ekonominin sıkıntılarının ihracatçıyı etkilediğini vurgulayan Şimşek, ihracatçılara mümkün oldukça daha güçlü destek vereceklerini sözlerine ekledi.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği