Sıvas'tan Öteye Gidilemezse!..

Sıvas'tan Öteye Gidilemezse!..
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2009 - 06:59

Yurtseverlik, ırk ve siyasal toplulukların ortaya çıkmasıyla birlikte, var olan yaşamın siyasal, ekinsel ve toplumsal ortamına, bir halkın savaşımına duyulan ilginin yansıması olarak beliren yurt sevgisidir. Yurtseverlik duygusunun taşıyıcıları, tarihin her döneminde halk yığınlarıdır. Bu duyguyu yüceltenler de yurdun yazgısıyla ilgilenenlerdir.

Başbakan, alanlardan alanlara koşuyor; halka, Cumhuriyetin yetmiş dokuz yılını karalıyor. Cumhuriyetin yetmiş dokuz yılında, Ankara’dan Anadolu’nun kuzeyine, doğusuna, güneydoğusuna ve güneyine uzanan demiryolları, şeker fabrikaları, bez fabrikaları, çimento fabrikaları, petrol kuyuları, rafineriler, sıtma, frengi, trahom ve verem savaş kurumları ve de feodal yapıyı tümden değiştirecek “Köy Enstitüleri” var.

Gerisini yazmaya gerek yok. Köy Enstitüleri, toprak reformuna altyapı hazırladığı için, toprak ağalarıyla işbirlikçileri lumpen burjuvazinin hedefi olmuştur. Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgi düzeyi ve ekinsel birikimi, bunları kavrayamaz. Bu yüzden, esip üfürüyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ne tek hizmet, kendilerinin altı yıllık iktidarlarında gelmiş. “Aziz milleti” de bunu biliyormuş! Kendisi Anadolu’yu karış karış dolaşabildiği halde, onlar (Baykal ve Bahçeli), Sıvas’tan öteye gidemiyorlarmış. Bu, bir övünç mü, bir sorumsuzluk bildirisi mi? Recep Tayyip Erdoğan, kaynağında, kendisinin büyük bir yurtsever olduğunu, onların da yurttaşlar tarafından sevilmediklerini, bu yüzden halkın karşısına çıkamadıkların söylüyor. Recep Bey, yurtseverlik kavramını da bilmiyor.

Yurtseverlik, ırk ve siyasal toplulukların ortaya çıkmasıyla birlikte, var olan yaşamın siyasal, ekinsel ve toplumsal ortamına, bir halkın savaşımına duyulan ilginin yansıması olarak beliren yurt sevgisidir.

Yurtseverlik duygusunun taşıyıcıları, tarihin her döneminde halk yığınlarıdır. Bu duyguyu yüceltenler de yurdun yazgısıyla ilgilenenlerdir. Doğrusunu söylemek gerekirse, BOP aymazlığına karşın Anadolu halkına, uyarıcı görevini yapanlar, Recep Bey’in aşağıladığı siyasa adamlarıdır. Cumhuriyeti ve devrimin kazanımların, korumaya çaba gösterenler, Recep Bey’den daha çok, Sıvas’tan öteye gidemediklerini söylediği kişilerdir. Recep Bey ve partisi, yurdumuzun her şeyini yabancılara satıyor. Oysa, biçimsel de olsa Baykal, bu satışlara karşı çıkıyor.

Yurtseverler ve onların devrim yapmış partileri için, yaşadığımız yurt, onların tarihsel görevini yerine getirmek amacıyla verdikleri savaşımın temelini oluşturur.

O zaman sormak gerekir: “Yurdunun kaynaklarını korumaya çalışan insanlar, neden kendi yurtlarının bir bölümüne gidemiyorlar?” Bunu söyleyen, karşıtlarını bu yüzden suçlayan kişi, bu ülkenin başbakanıdır. Ülkenin güvenliğinden sorumludur.

Yurdun iç ve dış güvenliği, ona verilmiştir. Bu durumda, Erdoğan’ın bildirdiği güvenliği sağlanamayan yurt parçaları, bu devletin sınırları dışına mı çıkmıştır?

Bir de Doğu Anadolu’yla Güneydoğu Anadolu’nun karalanması var bu sözde. Bu bölgelerimizin insaları, ülkenin yasal örgütlerinin önderlerini “kendi yurtlarında istemiyorlar” demeye getiriyor Başbakan. Bu durum, gerçekten korkutucudur. Kaldı ki, bu bölgelerin halkı, Anadolu’nun konukseverliğini en üst düzeyde temsil eder.

Diyarbakırlı bir kara gün dostudur, ama aşağılanmaya katlanamaz. Tunceli’de ve Erzincan’da görev yapmış Egeliye, Trakyalıya sorun: “Oradan ayrılmak istediniz mi?” Tunceli’de görev yapıp da yakınan tek kişiye rastlayamazsınız.

Elbette, yurttaşı ezen, aşağılayan, rızkına göz diken kimseler yakınırlar, ama yasal hizmetini doğru vermiş hiç kimse, ora halkından yakınmamıştır. Bundan sonra da yakınmayacaklardır.

Başbakan, siyasal karşıtlarını kötülerken gidilemez diye tanıttığı bölgelerin halkını aşağıladığının farkında mı? Baykal ve Bahçeli, buyursun gitsinler Kars’a, Van’a, Bitlis’e, Tunceli’ye...

Kaleye çıkarken Kars Çayı’nın kıyısındaki parkta, Van iskelesinde, Edremit’in elma bahçelerinde, Kara Amid’in Fiskayası’nda, Munzur’un camgöbeğini kıskandıran sularının kıyısında çaylarını içsinler.

Doğulular, kendilerine hakaret edilmedikçe, kimseye kin beslemezler, düşmanlık göstermezler. Böyle bir durum doğmuşsa, bu Başbakanın ve hükümetinin kusurudur. Demek, güvenliği sağlayamıyor.

Başbakan, açık seçik bilgilendiriyor bizi, yurtseverler için, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da güvenlik yoktur, Sıvas’tan öteye gitmeyin. Çok acı bir görünüm. Bir başka soru: “Baykal ve Bahçeli, bu bölgelerin insanlarına karşı suç mu işlediler?”

Yurtseverler, böyle suçlamalara katlanamazlar. Gereğini yapsınlar.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon