Soyer: Karar vericiler derhal adım atmalı
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlediği 11. Küresel Isınma Kurultayı, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapıldı.'Temiz Enerji Temiz Kentler' başlığıyla toplanan kurultay, gazetecileri, akademisyenleri, iş dünyasını ve yerel yöneticileri bir araya getirdi. Gazetemiz Ege Bölge Temsilcisi Tuncay Mollaveisoğlu'nun da konuşmacı olarak katıldığı erkinliğin açılışını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Etkinlikte, medyanın, ekonomi dünyasının ve yerel yönetimlerin gözünden iklim krizi anlatıldı ve küresel ısınmaya dikkat çekildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, insanın kendini doğanın sahibi görmesi sebebiyle ekolojik yıkımın yaşandığını vurgulayarak, "Doğada yarattığımız her tahribat, iklimde yarattığı etkiyle hepimizi etkiliyor. Toplumların farklı kesimlerinden insanlar karşı karşıya olduğumuz bu tehditten gezegenimizi korumak için uzun süredir çalışıyor. 2015 Paris İklim Zirvesi’ne devlet başkanlarının yanı sıra belediye başkanları da davet edildi. Bununla uluslararası bir zirveye ilk defa belediye başkanları da davet edilmiş oldu. Çünkü anlaşıldı ki, bu mücadele hükümet kararları, mevzuat düzenlemeleri veya yasalarla yürütülemez. Aşağıdan yukarıya sahiplenilmesi ve yerel yönetimlerle, vatandaşların dahil olması gereken bir süreçten bahsediyoruz. Pek çok hükümetin, doğaya zarar veren mevcut politikalarını değiştirmemekte ısrarcı olduğunu görüyoruz. Oysa içecek suyumuz, soluyacak havamız ve üzerinde yaşayacağımız bir toprak kalmadığında yönetilecek şehirler ya da ülkeler de olmayacak. Dolayısıyla tüm karar vericilerin bu sürece karşı derhal adım atması gerekiyor.” dedi.
İZMİR İKLİM KRİZİ TEHLİKESİNDE
İklim değişikliğinden en çok etkilenecek kentler arasında İzmir’in ön sıralarda yer aldığına belirten Soyer, “Sadece insanların değil, yanı başımızdaki flamingoların da başkanı olacağımı ifade etmiştim. Doğaya uyumlu bir yerel yönetim anlayışını inşa etmek için adım atıyoruz. İklim değişikliğine uyum sağlayacak politikalar geliştirmek için ilk olarak İklim Değişikliği Daire Başkanlığı’nı kurduk. Sera gazı emisyonumuzu yüzde 20 azaltma taahhüdümüzü, İklim ve Enerji İçin Başkanlar Sözleşmesiyle 2030’a kadar yüzde 40 oranında emisyonumuzu azaltacağımız şekilde yeniledik. Yaşanabilir İzmir için güneş enerjisinden elektrik üretimini arttırmayı önceliklerimiz arasına koyduk. Bu doğrultuda, güneş santralleri kuruyoruz. 20 elektrikli otobüsü, yılbaşında 40’a çıkarıyoruz.” ifadesini kullandı.
MEDYA ÇÖLLEŞME İÇİNDE
Tuncay Molaveisoğlu konuşmasında, küresel ısınmanın yaşamı çok yakından etkileyen bir noktaya ulaştığını vurgulayarak, "Ancak nasıl bir Türkiye'de bunu konuşuyoruz? Gümüşhane'de 2 bin metre yükseklikte, yemyeşil bitki örtüsünün üstünde nazar boncuğu gibi bir göl. Yani dünyanın suda olan hafızası. Birkaç uyanık iş adamı, bu gölü hazine bulacağız diye yetkililerden izin alarak iş makineleriyle gölün suyunu boşalttı. Tepkiler üzerine de hortumla o gölü doldurmaya çalışıyorlar. Ne tarafından bakarsanız bakın kara komedi. Böyle bir Türkiye'de küresel ısınmayı tartışıyoruz. Bu da aslında meselenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Medyada çevre alanında uzmanlık dalının ortadan kalktığına vurgu yapan Mollaveisoğlu, "Biliyorsunuz termik santrallere filtre takılmasını 2,5 yıl daha erteledi. O santraller bu süre içinde zehir saçmaya devam edecek. Peki medya nasıl bakıyor bu duruma? Açın televizyon kanallarını, gazeteleri, 2 - 3 yayın organı dışında medya bunun ne kadar "muhteşem" bir karar olduğunu anlatmak için yayınlar yapıyorlar. Toplumu ikna etmeyi amaçlıyorlar. Dolayısıyla medya da bu anlamda büyük bir çölleşmenin içinde." diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'