Söylenmeyi kesip aday oldum
Kulislerde, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun üzerinde liste başında aday gösterileceği belirtilen Prof. İştar Gözaydın, "Söylenmeyi kesip aday oldum" dedi.
Doğuş Üniversitesi’nden ayrılarak CHP’den adaylık başvurusunda bulunan Prof. Dr. İştar Gözaydın’ın çalışma alanları din ve devlet ilişkileri, modernite, hukuk ve siyaset. “Türkiye’de Dinin Tanzimi: Diyanet” adlı bir kitabı başta olmak üzere çeşitli yayınları var. “Neden siyaset” sorusuna “Siyasete hep meraklıydım, ama aktif siyaseti hiç düşünmemiştim. Kendimi çok söylenirken, şikâyet ederken buldum. Söylenmeyi, şikâyet etmeyi sevmem. Söyleyecek şeyin varsa taşın altına elini sok, diye karar verdim” yanıtını veriyor.
Gözaydın kontenjan adaylığı için başvurduğunu, yer belirlemediğini söylüyor. “Ne takdir edilirse öyle olacak” derken, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun üzerinde liste başında aday gösterilebileceği kulisleriyle ilgili olarak “Birinci sıranın kadınlara tahsis edilmesiyle bağlantılı söyleniyor. Tabii ki çok insanı sevindirici bir durum” diyor.
‘Özgürlükçü olanlarla yan yana dururum’
“Siyasette hayaliniz ne” sorusuna “Mümkün olduğu kadar özgürlüklerin yaşanabildiği, herkesin bir başkasına saygı duyduğu bir ortamda yaşayabilmek ve buna katkıda bulunabilmek. En sevdiğim iş okumak, yazmak. Bunları bırakıp siyasete girmemin sebebi bu” karşılığını veriyor. CHP içindeki ulusalcı, yenilikçi kanatlara dikkat çekerek “Siz hangi çizgidesiniz” diye sorduğumuzda da “Ben kendimi özgürlükçü olarak tanımlarım. Kendini bu şekilde tanımlayanlarla beraber olacağımı düşünüyorum” karşılığını veriyor.
‘Laiklik herkese lazım’
Gözaydın, uzun AKP iktidarı döneminde Türkiye ve bölgede laiklikliğin/sekülerliğin artan önemine dikkat çekerken şu görüşleri dile getiriyor:
“Laiklik herkes için lazım olan bir şey. Laiklik sonunda dünyevi iktidarın din kurumu üzerinde gözetimini, denetimimi ifade eder. Sekülerlik biraz daha farklıdır. Din ve devlet arasındaki mesafeyi ifade eder. Laiklikle ilgili uzun senelerdir yanlış bir anlama oluyor, sanki dinsizlik gibi algılanıyor. Katiyen değil. Bilakis öyle bir kavramdan bahsediyoruz ki, inanç için de inançsızlık için de bir güvence. İnananın da kendi inancını yaşabilmesi, inanmayanın da kendi doğrultusu içinde yaşabilmesi için son derece önemli bir ilke. Bu ilkelerin hiçbiri içinde oluştuğu siyasal kültürel ortamlardan ayrı tutulamaz.”
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke