'Tepkiden çok destek gördük'

Önceki gün Altın Portakal'da en yoğun ilgi festivalin ulusal yarışmasında yarışan ilk Kürtçe film olan "Min Dît"e gösterildi.

'Tepkiden çok destek gördük'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.10.2009 - 07:28

Bol alkışlı ve biraz da “tartışmalı” geçen gösterimin “tartışma çıktı” kısmına itirazı var yönetmen Miraz Bezar’ın. Bir ilki gerçekleştirmenin zorluklarını yaşarken filmin kendisinden çok, sansasyon kısmının öne çıkarılmasından rahatsız. Oysa galadan sonra ekibiyle katıldığı basın toplantısında, “Diyarbakır, acı öykülerle, yaşanmışlıklarla dolu bir yer, ama hayat orada da her yerde olduğu gibi hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Tüm bunlara kulak vermek istedim” diyordu filmi çekme nedenlerini anlatırken. Türkçe “ben gördüm” anlamına gelen, çocukların gözünden Diyarbakır’da 90’larda yaşanan şiddet ve savaş ortamını anlatan filmin, birlikte tartışılmak, konuşulmak ve paylaşılmak için var olduğunu söylüyordu.

Filmin başrol oyuncularından Hakan Karsak ve yönetmen Miraz Bezar yaşanan “iletişimsizliği” ve aslında ne yapmak istediklerini anlattılar.

- Önceki gün galadan sonraki söyleşide filme gösterilen tepkiler sizce neye tekabül ediyor ya da yaşananları sağlıklı buluyor musunuz?

MİRAZ BEZAR - Konuşulması gerekli birçok konu var elbette ama dinlemeden tepki vermeyi anlamıyorum. Bir izleyici “Emeğinize sağlık ama düşüncelerinize saygı duymuyorum” diyerek gitti. Düşüncelerimi anlama gereği bile duymadığı ve bir film festivalinde aykırı bulduğu bir film hakkında bilgi edinme fırsatını kullanmadığı için tepkisini doğru bulmadım. Bizim amacımız zaten yıllardır yaşanan bir sorunun konuşulabilmesini sağlamak. Yıllardır bir ilerleme yaşanmamasının sebebi de bu; yakınlaşamıyoruz, birbirimizi dinlemiyoruz.

- Tepkiler genelde kilit sözcüklere ve sembollere odaklanıyordu; filmdeki şarkıda geçen Kürdistan sözü, Jitem vs…

BEZAR - Kürdistan sözü benim hayatımda çocukluğumdan beri var ve bence var olan bir şeyi yok saymak yerine o sözün bana ne ifade ettiğinin konuşulması lazım. Mesela geçen aylarda Çin’de Uygur Türklerinin doğru ya da yanlış Doğu Türkistan demelerini ve mücadelelerini anlıyoruz da burada yaşananları hâlâ bir sendrom boyutunda algılıyoruz. Bu korkuların bu filmle alakası yok, kökleri daha derinlerde.

KARSAK - Cümlelere, sözcüklere takılmak yerine, yaşanan ruh halini anlamak neden tercih edilmiyor acaba? Hep beraber o cümleyi değiştirme şansını kullanmak hepimizin görevi. Oysa hâlâ cümlenin kendisini bile dile getirmekte zorlanıyoruz. Birbirimizle yüzleşmeyi, konuşmayı tercih edersek ancak o zaman sağlıklı bir girişimde bulunmuş oluruz.

- Konunun ‘hassasiyeti’ sebebiyle dikkat çeken tepkileri zaten bekliyor muydunuz?

BEZAR -
Aslında tepkiden çok destek gördüğümüzü düşünüyorum. Bir iki kişinin tepkisinin gündemi belirlemesini yanlış buluyorum. Çünkü bir yandan da orada filmi izleyen 800 kişi vardı, ayakta alkışlandık, kimileri beğendi, kimileri kalbini açık tuttu ya da kafasında bir soru işaretiyle gitti. Yaşananları “gerginlik yaşandı” başlığıyla sunmak aslında hem filme hem de oradaki pozitif atmosfere haksızlık.

- Oysa filmin mesajı da bu tartışma ve yüzleşme ortamının yaşanmasını sağlayacak bir iklime sahip…

BEZAR - Filmin finalinde şiddeti yaşamış küçük bir çocuk şiddetin şiddeti çağırdığını bile anlayarak barış mesajı veriyor. Biz de bunun için hep birlikte konuşalım, yüzleşelim diyoruz zaten.

- Çocukların gözünden hikâyeyi anlatmak insanların vicdanlarına seslenmekte oldukça başarılı bir sonuç vermiş görünüyor. Bu bilinç-li bir tercih miydi?

BEZAR - Aslında hem şahit olduklarımızdan dolayı bilinçli hem de kendiliğinden gelişmesi açısından planlanmamış bir durumdu. Kafamda Diyarbakır’da bir film çekme düşüncesiyle araştırma yaparken tanıştığım insanlardan birinin hayat hikâyesi bu filmde yaşananların özetine dönüştü. Babası cezaevinde, annesini kaybetmiş bir genç kadının iki kardeşine bakmaya çalışırken birini kaybetmesi ve sonrasındaki hikâyesiyle karşılaştım tesadüfen. Böylece bir karşılaşmayla, tamamlayıcı ve anlatıcı bir hikâye kendiliğinden beni bulmuş oldu.

- Siz nasıl dahil oldunuz ekibe?

KARSAK - Miraz beni tiyatroda izledikten sonra tanıştık, konuştuk. Zaten Diyarbakırlıyım, bölgede bu sorunları yaşayarak büyümüş, 90’larda yaşanan şiddet ortamının içinde bulunmuş biriyim. Yıllarca haykıramadığım şeyleri bu fırsatla dile getiriyorum, 34 yaşında ilk defa sesimin bu kadar çıktığını hissediyorum ve bu durumdan dolayı çok mutluyum.
         
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon