''TL'nin istikrarının Merkez Bankası'nın görevi olması lazım''
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, TL'nin istikrarının da bundan sonra Merkez Bankası'nın görevi olması gerektiğini söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracata ilişkin sorularını yanıtlarken, Türk parasının tekrar değer kazanmasının ihracatçıları rahatsız ettiğini belirterek, ihracatçıların geçmiş yıllarda da bunun acısını çektiklerini ifade etti. Bu nedenle, Merkez Bankası'na faizlerin düşmesi konusunda çağrıda bulunduklarını hatırlatan Büyükekşi, bu hafta içinde Merkez Bankası'nın faizleri düşürerek 7,75'e çektiğini, bundan memnuniyet duyduklarını kaydetti.
Türkiye'nin dünyada en çok faiz düşüren 1'inci ülke olsa da faiz oranlarına bakıldığında Türkiye'nin hâlâ en çok faiz veren 10'ncu ülke olduğuna işaret eden Büyükekşi, bu nedenle reel faizin daha da azalması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Büyükekşi, ''Merkez Bankası'nın döviz alım ihalelerine girmesi gerektiğini söylemiştik. Bunu 30 milyon artı 30 milyon opsiyonlu yaptı. Biz bunun 50 milyon artı 50 milyon opsiyonlu olmasını istiyoruz. Çünkü yapılan çalışmalarda ancak dolar 1,50, 1,49, 1,51 arasında dolaşıyor. İhracatçının bundan sonra rekabet edebilmesi için bizim 1,55-1,60 aralığında bir beklentimiz var'' diye konuştu.
TL'nin istikrarı
TL'nin istikrarını önemsediklerini bildiren Büyükekşi, TL'nin istikrarlı olmaması durumunda ihracatçıların ileriye yönelik sipariş almakta sıkıntı çektiğini kaydetti ve şöyle devam etti:
''TL'nin istikrarının da bundan sonra Merkez Bankası'nın görevi olması lazım. Çünkü bu zamana kadar Merkez Bankası, hep fiyat istikrarı konusunda çalışmalarda bulundu. Son faiz düşürme olayı ile birlikte de iktisadi faaliyetlerin artırılması konusunda Merkez Bankası bir görev üstlendi. Bu son derece doğru bir çalışma oldu. Çünkü şu anda enflasyonda artış söz konusu değil, enflasyon düşüyor. Onun için bundan sonraki dönemde faizlerin daha da düşürülmesi gerekiyor. Çünkü bizim en büyük sermayemiz rekabetçiliğimiz. Rekabetçiliğimizi kesinlikle kaybetmememiz lazım. Bundan sonraki dönemde biz eğer sanayimizi daha güçlendirmek istiyorsak, istihdam gücümüzü daha artırmak istiyorsak mutlaka ihracata dört elle sarılmak zorundayız. Bu yüzden de rekabetçiliğimizden ödün vermememiz lazım.''
''1,6 civarında istikrarlı bir döviz kuru bekliyoruz"
Kurların çok önemli olduğunu da ifade eden Büyükekşi, döviz kurunun dış ticaret açığı ve cari açık konusunda çok önemli olduğunu söyledi.
Geçmişte ara malı ve ham maddenin ithal edildiğini, ihracatçıların artık ara malı ve ham maddeyi Türkiye'deki üreticilerden temin etme yoluna gittiğini anlatan Büyükekşi, bunun da ilk 6 aylık rakamlarda hem dış ticaret açığına, hem cari açığa yansıdığını ve Türkiye lehine iyileşmelerin olduğunu kaydetti.
Büyükekşi, şöyle konuştu:
''Bu iyileşmeleri göz önüne alırsak, Türkiye'nin dengeleri açısından hem ihracat, hem dış ticaret, hem cari açık, hem Türkiye'deki ara malı ve ham madde üreten sanayici, hem de ithalat açısından bütün kesimlerin güvenliği için mutlaka döviz kuru önemli, burada da önemli olan fiyat istikrarı.
Bizim herhangi bir iddiamız yok, kur 1,8 olsun 2 olsun beklentimiz yok. Ama biz bir istikrar istiyoruz. 1,6 civarında istikrarlı bir döviz kuru bekliyoruz.''
İhracattaki artış
İhracatta Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında düzenli bir artış olduğuna işaret eden Büyükekşi, Mayıs-Haziran arasında yüzde 11, Haziran-Temmuz arasında ise yüzde 9 artış olduğunu söyledi. Büyükekşi, özellikle Temmuz ayında miktar bazında yüzde 7'lik bir artış olduğunu ifade etti. Miktar bazındaki artışın 2008-2009 arasındaki karşılaştırmasının son derece önemli olduğuna da dikkati çeken Büyükekşi, emtia fiyatlarındaki düşüşün ihracatı değer bazında etkilediğini belirtti.
Bu durumun, özellikle bazı sektörlerin ihracatında değer bazında sıkıntı yarattığını ifade eden Büyükekşi, bu nedenle miktar artışının son derece önemli olduğunu kaydetti.
Özellikle AB'ye yapılan ihracatta bir gerilemenin söz konusu olduğunu belirten Büyükekşi, gerileme oranının geçen yıl yüzde 55 iken, şu anda yaklaşık yüzde 47 olduğunu söyledi.
Japonya'dan ilk iyileşme işaretlerinin geldiğini hatırlatan Büyükekşi, Avrupa'dan da iyileşme işaretlerinin gelmesinin Türkiye'nin ihracatına olumlu yansıyacağını kaydetti. Büyükekşi, şöyle devam etti:
''Ama biz ancak 4. çeyrekte bir artı ihracat bekliyoruz. Onun dışında yine ufak ufak iyileşmeler olsa da artışın ancak o zaman olabileceğini düşünüyoruz. Birtakım simülasyonlar yapıyoruz, bu simülasyonlar bizim beklediğimiz gibi gerçekleşirse, biz 104 milyar dolar ihracatı yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. Çünkü, özellikle 7 tane ülkede artış var. Mısır'a ihracatta yüzde 138 artış var. Daha sonra Irak'ta, Cezayir'de, Libya'da, Türkmenistan'da, Suriye'de yüzde 30 ile 50'ler arasında artış söz konusu.
Haziran ile Temmuz ayını karşılaştırdığımızda da özellikle Türkiye'nin AB ülkelerine ihracatında yüzde 10 ile 20 arası artışlar söz konusu. Bu da AB ülkelerinin ekonomisinde iyiye gidişe ait bir toparlanmayı işaret ediyor. O açıdan bir ümit içindeyiz.''
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği