Türk öğrencilere İsveç'ten çağrı

İsveç üniversiteleri, yüzlerce yıllık tarihi binalarında, kaliteli lisansüstü öğretim vermek üzere Türk öğrencileri bekliyor.

Türk öğrencilere İsveç'ten çağrı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.10.2012 - 16:09

İsveç’te güneş, kış aylarında sabah 09.00’a doğru doğuyor ve 15.00’te de batıyor. Üstelik çoğunlukla bulutların arkasında oluyor! Soğuğu ve karanlığı dert etmez, bir de burs bulursanız, İsveç üniversiteleri, yüzlerce yıllık tarihi binalarında, kaliteli lisansüstü öğretim vermek üzere Türk öğrencileri bekliyor. İsveç’te yükseköğrenim artık Avrupa dışından gelen öğrencilere paralı, ama hem İsveç Enstitüsü’nden hem de üniversitelerin kendilerinden burs almak mümkün. Başvuran öğrencilerden yüksek akademik başarı bekleyen İsveç üniversitelerinin bazı yüksek lisans programları için çok iyi İngilizce bilmeye de gerek yok. Öğrencilere, “master öncesi” denilen bir yıllık programlarda İngilizce öğretiliyor.

İsveç Enstitüsü, geçen günlerde benim de aralarında bulunduğum 5 gazeteciyi, İsveç yükseköğretim sistemini tanıtmak, üniversitelerini göstermek amacıyla İsveç’e davet etti. Hintli gazeteci gelemeyince, Çin’den Gong Yu ile Yuang Jinluke, Brezilya’dan Jose Eduardo Barella ve ben, bir haftayı bu ülkede geçirdik. Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nı, Karolinska Enstitüsü’nü, Uppsala Üniversitesi’ni, Chalmers Teknoloji Üniversitesi’ni, Linköping Üniversitesi’ni, KTH Kraliyet Teknoloji Enstitüsü’nü ve Lund Üniversitesi’ni ziyaret ettik; okulların yöneticilerini, öğretmenlerini, öğrencilerini dinledik, tarihlerini öğrendik, kampuslarını gezdik.

Eğitim artık paralı

14 üniversite ve 20 yüksekokulun bulunduğu İsveç’te, 2011 yılından bu yana Avrupalı olmayan öğrencilerden para alınıyor. Bu nedenle yabancı öğrenci sayısında büyük düşüş var ve hem hükümet hem de üniversiteler yabancı öğrenci oranını artırmak için uğraşıyor.

İsveç Eğitim ve Araştırma Bakanlığı Üniversite Bölümü’nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Maria Wilenius’un verdiği bilgilere göre, yabancı öğrenci sayısı yeni ücret politikasıyla birlikte 10 binden 4 bine düştü. İsveç üniversitelerindeki Türk öğrenci sayısı ise 447’den 276’ya geriledi. Verilen bursların her yıl artırıldığını söyleyen Wilenius, “Yabancı öğrencileri kaybettiğimiz için üzgünüz, sanayi de bu durumdan kaygılı” dedi.

Wilenius, yükseköğretim kurumlarına daha çok özgürlük verildiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Yükseköğretim kurumlarına daha çok özgürlük vermek, onların uluslararası rekabetçi ortamda başarılı olabilmeleri için bir önkoşuldur. Yükseköğretim kurumlarının temel göre- vi, toplumun gelişmesinde bağımsız ve eleştirel yansıtıcı bir güç olmalarıdır. Yükseköğretim kurumlarına daha çok bağımsızlık ve sorumluluk vermek, onların kalitesini artırır.”

 

İsveç’teki üniversiteler Türkiye ile işbirliğine açık

‘Daha çok öğrenci gelmeli’

Uppsala Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kay Svensson, Türkiye’nin “Avrupalı” olduğunu vurgulayarak “Yükseköğretimde daha çok işbirliği yapalım, birlikte daha çok çalışalım. Daha çok Türk öğrenci Avrupa’ya gelmeli” dedi.

Bu üniversiteden hocalar da Türk hükümetine, “Lütfen üniversite öğrencilerinizin yüksek lisans eğitimi için küçük bir bütçe ayırın ve iyi öğrenciler master için gelsin. Bu küçük destek, çok büyük değişikliklere neden olur” çağrısında bulundular.

 

TÜRK ÖĞRENCİLER MUTLU

Çeşitli aktivitelere olanak sağlanıyor

Ahmet Anıl Sezer (Chalmers Teknoloji Üniversitesi Division of Service Management Department of Technology Management and Economics Doktora Öğrencisi):
Burada mühendislik okuyan bir insan için seçilebilecek en iyi 3 üniversite KTH, Chalmers veya Lund ve bu üniversitelerin hepsi ayrı konularda idealler. Ayrıca Chalmers’ın Göteborg’da olması da büyük bir şans çünkü Göteborg çoğu İsveçlinin büyük şehirlere taşınmak istediği zaman yaşamaya başladığı ilk durak oluyor genelde. Göteborg, insanların sıcaklığıyla, kolay adapte olabilmesiyle meşhurken, Stockholm biraz daha büyük şehir edasında, insanların ilk zamanlarda sıkıntı çektiği bir yer olarak algılanıyor. İsveç’e gelecek Türk arkadaşlara da burayı tavsiye ederim en azından 1 yıllık adaptasyon süresince.

Ben, tipik bir İsveçlinin yaptığı gibi tüm haftamı farklı aktivitelerle dolduruyorum, örneğin haftanın 3 günü voleybol oynayıp 2 gün İsveççe kursuna gidiyorum. Sanırım İsveç’te şu ana kadar öğrendiğim en önemli şey, kendi kendine yetebilmek, yaşayabilmek ve mutlu olabilmek.

Eğitim, kısa sürede pratiğe dönüşüyor

İbrahim İrdem (Linköping Üniversitesi Siyaset Bilimi Anabilim Dalı Uluslararası İlişkiler ve Avrupa İlişkileri Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi):
Linköping Üniversitesi’nin eğitim bursunu almaya hak kazandım. İskandinav ülkelerinin eğitimde ne kadar başarılı oldukları tartışılmaz bir gerçek. Bu ülkelerden biri de hiç kuşkusuz İsveç! Bugün Nobel ödülünü dağıtan, dünyadaki üniversite başarı sıralamalarında en önde gelen üniversitelere ev sahipliği yapan, toplumsal kuralları sadece teorik açıdan değil, ayrıca bunları pratiğe döken bir ülke örneği sorduğunuzda size İsveç yanıtını veririm. İsveç, kanımca dünyanın örnek alması gereken ülkelerin en başında geliyor.

Grup çalışmaları başarı getiriyor

Murat Aksoy (Linköping Üniversitesi Business Administration Master Programı):
İsveç Enstitüsü’nün bursuyla geldim. Burada çok farklı bir eğitim sistemi var. hep grup çalışması içindeyiz. Dünyanın her yerinden gelmiş öğrencilerle sürekli ortak çalışmalar yapıyoruz. Bu da kuşkusuz iş hayatında büyük avantaj sağlayacak. Hayat çok güvenli, hiç polis görmedim. Önyargı yok. Herkes İngilizce konuşuyor, çok nazik ve yardımsever insanlar.

Başvuru sürecine erken başlayın

Utku Göç (Lund Üniversitesi Entrepreneursip master Programı):
İsveç Enstitüsü’nün tam bursuyla öğrenim görüyorum. Okul ve oda parası ben İsveç’e gelmeden ödenmişti. Türkiye’de daha çok teoriye dayalı bir eğitim var. ODTÜ mezunu olduğum için teorik anlamda hiç bilgi eksikliği hissetmedim. Burada bilgilerin hayata uygulanabilirliği çok önemli. Öğrenci-hoca ilişkisi resmi değil. Eğitimi eğlenceli hale getiriyorlar.

Sınav kâğıtlarına isim yazılmıyor

Ceren Mutgan (Karolinska Enstitüsü Biomedicine Master Programı öğrencisi):
İsveç’te sınıfta kalmak çok zor. Bir dersin sınavından kalırsanız dersi almadan sadece sınava girebiliyorsunuz. 6 kere aynı dersin sınavına girme hakkınız var. Not sistemi de olmadığı için gerçekten sadece kendiniz için çalışıyorsunuz. Kendinizle rekabet ediyorsunuz. Sınav kâğıtlarında da adınız yazmıyor. Sınav başlarken bir numara alıyorsunuz, sınav kâğıdının ilk sayfasına sadece adınızı yazıyorsunuz, soruları cevapladığınız kâğıtlara da numaranızı. Böylece okuyan hocalar ne kim olduğunuzu biliyor ne de cinsiyetinizi. Ayrımcılık yapılmıyor. Onun dışında böyle bir yerde olmaktan da Stockholm’de yaşamaktan da çok mutluyum.

Okul ve iş, birlikte yürüyor

İsveç Enstitüsü’nün internet sitesinde, İsveç’te yükseköğrenim görmek isteyenlere şu bilgiler veriliyor: “İsveç’te okumak farklıdır. İsveç üniversitelerinin, grup çalışmasına çok sıkı bir şekilde odaklanmış, çok açık bir ortamı vardır. Bu size gelecek için çok değerli beceriler kazandırır. İsveç master programları, teoriyi pratiğe dönüştüren olağandışı fırsatlar sunar. Birçok programda, sanayi ile çok yakın işbirliği içinde çalışılır, öğrencilere öğrenimle iş hayatını birlikte sürdürme olanağı verilir. İsveç’in dünyada ilk 100 içinde 3, ilk 500 içinde 11 üniversitesi vardır.”

 

Mezunların başarı şansı çok yüksek

4 Uppsala Üniversitesi: 1477’de kurulmuş olan Uppsala Üniversitesi dünyada en iyi ilk 100 üniversite arasında. 40 bin öğrencinin öğrenim gördüğü üniversitede, şimdiye kadar 8 bilim adamı Nobel ödülü kazanmış.

Bu üniversitedeki “Peace and Conflict Research“ (Barış ve Çatışma Araştırması) programına devam eden öğrencilerin yüzde 60’ı yabancı. Dünyada çatışmaların yaşandığı her yere giden ve gönüllü olarak çalışan öğrenciler, çok kolay iş buluyor ve daha öğrenciyken uluslararası kurumlardan talep görüyorlar.

4 KTH Royal Institute of Technolgy: 1827’de kurulan KTH’nin master programlarına yılda bir kez başvuru yapılabiliyor ve 16 Ocak son başvuru tarihi. Yeni yapılan bir araştırmaya göre, KTH mezunlarının yüzde 97’si mezuniyetten sonraki 1 yıl içinde işe giriyorlar.

4 Chalmers Üniversitesi: 1829’da kurulmuş olan bu üniversitenin en popüler master programlarından biri “Automotive Engineering Chalmers Formula Student”. Bu programa katılan öğrenciler 1 yıl içinde yüksek performanslı bir yarış arabası üretiyorlar. Öğrenciler, yaptıkları araçla bu yıl Silversstone’da yapılan yarışın şampiyonu olmuşlar. Bu yıl bu programda 8 Türk öğrenci de var.

4 Linköping Üniversitesi: 1975’te kurulan bu üniversitede dev bir iPhone5’e benzeyen otopsi masası kullanılıyor. Bir firmayla işbirliği yapılarak üretimine geçilen bu masada öğrenciler, parmak dokunuşlarıyla sanal otopsi yapıyor.

4 Lund Üniversitesi: 1660’ta kurulmuş olan bu üniversitenin 47 bin öğrencisi var. Üniversitenin 200 öğrenciyle eğitime başladığı ilk tarihi binası da halen kulanılıyor. Bu üniversitede İngilizce bilmeyenler için 1 yıllık master öncesi program var. Mezunların yüzde 80’i okulu bitirdikten sonraki ilk 6 ayda iş buluyor.

4 Karolinska Enstitüsü: 1810’da kurulmuş olan bu sağlık üniversitesinde 100 icadın patenti alınmış. Gamma knife, pacemaker (kalp atışını ayarlayan cihaz) ve saf insülin, yapılan buluşlardan bazıları. Bu üniversitenin öğrencileri daha ilk yarıyılda üniversite hastanesinde çalışmaya başlıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler