Türkiye- İspanya konferansı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi ile Avrupa, Akdeniz ilişkileri konusunda uzman İspanyol düşünce kuruluşu European Instute of the Mediterranean(IEMed) tarafından düzenlenen yıllık ''Türkiye-İspanya Konferansı'' başladı.

Sakıp Sabancı Müzesi'nde gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, çok önemli bir zamanlamayla yapılan bu konferansı gerçekleştirdikleri için düzenleyenleri kutladı.

Bağış, yarın iki ülke üst düzey yöneticilerinin bir araya geleceğini, bugünkü toplantının bu zirve için çok büyük bir baz oluşturduğunu söyledi.

Türkiye-İspanya ilişkilerinin 14. yüzyıla dayandığını, 1782 yılından itibaren de diplomatik ilişkilerin başladığını anlatan Bağış, son 10 yılda bu ilişkilerin ivme kazandığına işaret etti.
''İspanya'nın Avrupa Birliğinde Türkiye'yi desteklemesi, bizi çok mutlu ediyor'' diye konuşan Bağış, iki ülke arasındaki turist sayısının, akademik alanda öğrenci değişiminin ve ticari ilişkilerin arttığını kaydederek, İspanya Parlamentosunda da bir dostluk gurubu oluşturulduğunu hatırlattı.

Tıpkı Anadolu gibi, İberia Yarımadası'nın da farklı alanlarda, farklı geçmişlerden gelen insanların mekanı olduğuna dikkati çeken Bağış, bir medeniyetler çatışması ihtimali varken Türkiye ve İspanya'nın medeniyetler ittifakına başkanlık yaptığını, bunun da eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ı dahi şaşırttığını vurguladı.

''Avrupa tarafındayız"

Egemen Bağış, ''Bir zamanlar bize, 'Avrupa'nın hasta adamı' deniyordu. Kimse bize, 'Asya'nın hasta adamı' dememiştir. Biz tamamen Avrupa'nın tarafındayız. Hiçbir zaman bu kadar zengin ve güçlü olmamıştık. Şimdi en iyi durumdayız'' dedi.

İspanya'nın son 35 yıl içinde daha iyi bir ülke haline geldiğini, Türkiye'nin de AB ile müzakereleri tamamlayınca çok daha iyi bir ülke olacağını düşündüğünü ifade eden Bağış, ''İspanya, insanoğlunun en önemli barış projesi olan AB'nin bir parçası olma konusunda bizi destekledikçe çok memnun olacağız. İspanya, Avrupa'nın ekonomisine, sosyal hayatına, iş gücü ve kültürüne çok büyük katkılarda bulundu. Eminim Türkiye de, her alanda Avrupa'ya büyük katkılarda bulunacaktır'' diye konuştu.

Türkiye'nin Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi, 4. büyük iş gücüne sahip olduğunu ve ülke nüfusunun önemli bir kısmının 35 yaşın altında bulunduğunu anımsatan Bağış, Avrupa'nın güvenlik, enerji, ekonomik kriz, iş gücü, insan kaçakçılığı gibi sorunlarına bakıldığında, Türkiye'nin çözümün bir parçası olabileceğini gördüklerini söyledi.
Bağış, AB'nin de Türkiye'nin bazı sorunlarına çözüm olabileceğini dile getirdi.

İspanyol dostlarının, AB'yi Türkiye'nin üyeliği konusunda ikna edeceklerini umduğunu kaydeden Bağış, İspanya'nın 2010 AB Dönem Başkanlığı'nın da çok büyük fırsatlar ortaya çıkaracağına inandığını bildirdi.

Bağış, ''İlişkilerimizin geleceği, bize çok büyük umut veriyor. Bütün dünya yakında Türkiye ile İspanya arasındaki bu deneyimden bahsedecektir. Burada bir 'Kazan-kazan' durumu var'' dedi.

''Türkiye'yi destekliyoruz"

İspanya Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Magdalena Alvarez Arza da AB konusunda Türkiye'yi desteklediklerini söyledi.

Türkiye ve İspanya'nın Akdeniz'in iki ucunda olmasına rağmen, coğrafi mesafenin engel olamadığını, çok güçlü ilişkileri bulunduğunu vurgulayan Arza, ''Akdeniz bizi ayırmıyor, aksine bir araya getiriyor. Hem Türkiye hem İspanya kendi içinde diğer kültürlerin en iyi taraflarını alıp birleştirmiştir. İki ülkede kültürlerin birleşmesinin en iyi örneğidir'' diye konuştu.

Arza, Türkiye ile çeşitli alanlarda işbirliklerini sürdüreceklerini, dünyanın çok zor bir ekonomik dönemden geçtiğini, eş güdüm ve işbirliğinin daha da önem kazandığını söyledi.
''Başarı için mutlaka deneyimlerimizi, kaynaklarımızı daha rasyonel şekilde paylaşmalıyız'' diyen Arza, istihdam oluşturacak altyapı ve yatırımlar konusunda da iş birlikleri yapılması gerektiğini söyledi.

Toplumlar arasında diyaloğun, barış içerisinde bir arada yaşamanın önemine değinen Arza, ''Türkiye'nin Avrupalılaşma arzusu dile getirildi. Bu çaba ve bizim desteğimiz devam edecek. Yalnız Türkiye değil, AB ve İspanya da bundan yararlanacak'' dedi.

''Daha fazla insandan insana temas"

Konferansa ev sahipliği yapan Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da toplantının başarılı geçmesini temenni ederek, toplantının yarın yapılacak iki ülke arasındaki zirve ve medeniyetler ittifakı forumuna katkıda bulanacağını umduğunu söyledi.

Sabancı, konferansın, iki ülke halkı arasında bir köprü vazifesi göreceğini ifade etti.
20 yıl önce İspanya AB üyesi olurken sürecin büyük zorluklarla dolu olduğunu ancak İspanya'nın kararlı bir şekilde bunların üstesinden geldiğini anlatan Sabancı, bu yolda ilerleyen Türkiye için İspanya'nın deneyimlerinin önemli olduğunu vurguladı.

Sabancı, ''İki ülke arasında daha fazla insandan insana temas gerekmektedir ki iki ülke halkı aralarında ne kadar benzerlikler var görsünler'' dedi.

Garrido: AB ve Türkiye çekimser

İspanya AB ile ilişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Diego Lopez Garrido, ''AB'de olsun, Türkiye'de olsun, çekimserliğe rağmen reform programlarının sürdürülmesi gerekiyor. İspanya'nın dönem başkanlığı bu konuda önemli bir fırsat'' dedi.

Garrido, Türkiye ve İspanya arasındaki ilişkilerin uzun bir geçmişi olduğunu, bu ilişkilerde son 10 yıldır hem nicelik hem de nitelik açısından büyük bir gelişme ve hızlanma yaşandığını vurguladı.

Türkiye'nin, İspanya ile ilişkilerindeki gelişmenin Türkiye-AB ilişkilerini etkilediğini belirten Garrido, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerde bir sıçramayı gerçekleştirebilirlerse bunun önemli bir adım olacağını söyledi.

Garrido, AB ile Türkiye arasında niteliksel bir sıçramayı gerçekleştirme açısından 4 önemli yeni unsurun hatırda bulunmasının faydalı olacağını kaydetti. Bunlardan ilkinin yaşanmakta olan kapsamlı ekonomik kriz olduğunu, G-20 zirvesine katılan Türkiye ve İspanya'nın diğer hükümetlerle krize yönelik çözümler konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini bildirdi.

Diego Lopez Garrido, ikinci olarak Avrupa'daki enerji krizine değinerek, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi stratejinin uygulanmasında Türkiye'nin büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Garrido, Avrupa'nın aynı zamanda bir güvenlik sorunu olduğunu, uluslararası terörle mücadele ve nükleer silahlanmaya karşı mücadele edilmesinde NATO çerçevesinde görüşmelerin devam edeceğini söyledi.

Türkiye ve İspanya'nın Medeniyetler İttifakı girişiminin mimarları olduğunu hatırlatan Garrido, AB ülkeleri tarafından bu girişimin desteklendiğini anımsattı. Garrido, Türkiye ve İspanya'nın Akdeniz bölgesinin iki ucunu bir araya getirmesiyle de önemli bir rol üstlendiklerini dile getirerek, Akdeniz'de işbirliğinin daha yoğun bir şekilde gerçekleştirilmesinin gerektiğini belirtti.

AB'nin çekimser tavrı

Garrido, Türkiye'nin AB'ye aday olarak kabul edilmesinin onaylandığını ancak Avrupa Parlamentosunun 12 Martta kabul ettiği rapora bakıldığında, belli konularda çekimserlik olduğunun gözlendiğini ifade ederek, ''Bazı kesimler daha çekimser. İspanya hiçbir zaman bunların arasında yer almadı'' dedi.

Bu çekimserlik sebebiyle yeni fasılların da müzakereye açılamadığını anımsatan Garrido, şunları kaydetti:
''Bir takım engeller var, bu yüzden iki taraf da 'Evet ama...' demeyi sürdürüyor. AB'de, İspanya gibi ülkeler Türkiye ile yakınlaşma ve Türkiye'nin AB ile entegrasyonunu desteklemeli. Türkiye'de de AB'yi destekleyen önemli kesimler var. Burada başlatılan çalışmalar durdurulmamalı. AB'de olsun, Türkiye'de olsun çekimserliğe rağmen reform programının sürdürülmesi gerekiyor. İspanya'nın dönem başkanlığı bu konuda önemli bir fırsat. Bunun iki tarafa da olumlu katkılar yapacağını düşünüyorum. AB'nin dış çeperindeki iki ülkenin işbirliği katkı sağlayabilir. AB de nüfus yoğunluğu bu denli fazla olan bir ülkenin birliğe girişi için hazırlık yapmak zorunda.''