Türkiye özgürlükte sarı bölgede

Türkiye'de 12 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo, ABD'de de hemen her düzeyde mercek altına alınmış durumda. Atlantik'in öbür kıyısından, nesnel bir gözlük takılıp bakıldığında, Türkiye'de bugün için en önemli sorun olarak basın ve ifade özgürlüğü görülüyor.

Türkiye özgürlükte sarı bölgede
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.07.2011 - 07:38

Türkiye, 12 Haziran seçimlerinin ardından yeni bir döneme girdi. Yeni anayasa yazımından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Başkan” sıfatıyla Çankaya Köşkü’ne çıkmasına, Kürt açılımının yeniden ivme kazanmasından Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin AKP hükümetinin takınacağı tutuma kadar önemli konu başlıkları, yeni dönemin en kritik gündem maddeleri. Bütün bu gündem maddeleri, bölgesel ve uluslararası çıkarları bağlamında ABD yönetimini de yakından ilgilendiriyor.

ABD Başkanı Barack Obama’nın, Erdoğan’ı arayıp kutlaması ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yapılan “ince ayarlı” açıklamaların dışında ABD demokrasisi için “olmazsa olmaz” kabul edilen sivil toplum kuruluşları, seçim sonuçlarını çok daha temkinli değerlendirme noktasındalar. Sivil toplum örgütlerinin ve meslek kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik gündeminin ön sıralarında ağırlıklı olarak basına yönelik baskılar var. 12 Haziran sonrasında en önemli sorun olarak Türkiye’de basına yönelik baskılar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve muhalif gazetecilerin terör örgütü üyesi suçlamasıyla hapse atılması görülüyor.

Basın özgürlüğü ve gazetecilerin haklarının korunması konusunda dünyanın en önemli ve saygın basın kuruluşlarından biri kabul edilen New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda ciddi kaygı taşıyor.

CPJ Başkanı Joel Simon, “Hükümet bir taraftan demokratikleşme sürecinden söz ediyor, diğer yandan kitabevi baskınları yaşanıyor. Hapiste olan tutuklu gazetecilerin tamamının hükümete muhalif olması tesadüf değil. Eskiye göre iyileşme var, bugün Türkiye’de daha açık ve canlı bir basın var. Ancak son dönemde yaşanan gazeteci tutuklamaları son derece rahatsız edici” derken 12 Haziran’da AKP’nin oyunu arttırmasının, basın üzerindeki baskıların da giderek artması tehlikesini beraberinde getirdiğine işaret ediyor. “Biz daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kaygılarımızı ileten bir mektup gönderdik” diyen Simon, Gül’ün basın özgürlüğüne ilişkin olumlu açıklamalarının da yeterli olmadığına vurgu yapıyor.

Simon, ifade özgürlüğünün sadece yargı süreçleri ile değil, medya kuruluşları üzerinde ekonomik baskı uygulamakla da kısıtlandığına işaret edip Türkiye’de özellikle Doğan Medya Grubu’na yönelik vergi cezalarına dikkat çekiyor.

Bu noktada, “Siz bu kaygılarınızı ABD yönetimine ne kadar aktarabiliyorsunuz. ABD yönetimini bu konuda etkileme ve harekete geçirme şansınız var mı” sorusuna verdiği yanıt ise dikkat çekici:

“Biz kamuoyu oluşturma ve kamuoyu üzerinden gazetecilerin haklarını koruma çabası içindeyiz. Buradaki değil, ama belki Türkiye’deki kamuoyu hapisteki gazeteciler konusunda çok daha hassas olmalı.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler