"Türkiye'nin hastalıklarını tedavi ediyoruz"

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, hükümetin Türkiye'nin ilerlemiş hastalıklarını tedavi etmeye çalıştığını belirtti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.02.2010 - 11:31

AKP Antalya İl Teşkilatını ziyaret eden Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''AK Parti, Antalya'da seçimi kazanamadı da silinip gitti mi? Bazı partiler öyle oluyor biliyorsunuz. Silinip gidiyorlar'' dedi.


''Etnik sorun kalıcı iz bırakır''

Türkiye'nin her yerinde sorunlara duyarsız kalmadıklarını, KÖYDES Projesi ile Antalya'nın dağ köyleri dahil birçok köye su ve elektrik götürdüklerini belirten Ergün, sorunların bitmediğini vurgulayarak, ''Bitiremedik ama şunu ispat ettik, biz halkın yaşadığı sorunlar karşısında samimi bir partiyiz. Hiçbir şeye duyarsız kalmayız ve onu çözmek için gece gündüz koşarız'' dedi.

Bakan Ergün, özellikle sağlık yatırımlarına büyük önem verdiklerini, yeni hastane ve sağlık ocaklarının yanı sıra kar ambulansları ile ambulans helikopterlerini hizmete soktuklarını, hatta çok acil müdahale gerektiren hastalar için jet ambulanslar alındığını belirterek, bir takım giderler artacak diye harcama yapmaktan kaçınmadıklarını kaydetti. Sağlıkta tüm sorunların çözülmediğini belirten Ergün, ''Neyi ispat ettik, samimi bir partiyiz, samimi bir hükümetiz. Samimi bir iktidarın nasıl bir ilerleme sağlayacağını ispat ettik'' diye konuştu.

İnsanların demokrasi içinde çözülecek başka problemleri de olduğunu ifade eden Ergün, şöyle konuştu:

''Bir insanın etnik nedenle yaşadığı bir ayırımcılık sorunu varsa ben 'etnik bir ayırımcılık sorunu yaşıyorum, etnik kimlik farklılığım sebebiyle bir problemim var benim' diyorsa 'yoktur, sen öyle hissediyorsundur' diyebilir miyiz? Varsa çözeceğiz. Demokrasi budur. Demokrasiyle insan haklarıyla özgürlük alanını genişleterek çözeceğiz. Birisi benim 'dini farklılık sebebiyle bir sorunum var' diyorsa 'varsa var kardeşim, bana ne senin sorunundan...' Böyle bir duyarsızlık gösterebilir miyiz? Bir insanda en derin yarayı etnik veya dini farklılık nedeniyle yaşadığı sorunlar açar. Bir insan böyle bir sorun yaşarsa kalıcı iz bırakır. İnsanlarımızın bu tür problemleri en az yol kadar, su kadar, sağlık kadar eğitim sorunları, işsizlik kadar önemli problemlerdir. Bir insan etnik farklılığı, dini farklılığı sebebiyle bir sorun yaşarsa ve o sorun uzunca bir süre de çözüme kavuşmazsa kalıcı izler bırakır, derin bir yara açılır ve o yaranın tedavisi çok zor olur. Zaten bu problemlerin uzun süre çözülemiyor olmasının başka komplikasyonları yaşanmaktadır. Basitçe çözülebilecek bir problem çözülmeye çözülmeye demokrasi, insan hakları, hukuk içinde halledilmeye halledilmeye teröre dönüşmüştür. Bizim Güneydoğumuzda meselenin teröre dönüşmesinin nedeni budur.''
 

''Arkadan başka film çevirmeye çalışıyorlar''

Türkiye'nin, demokrasinin ilerletilememesi, insan hakları ve özgürlükler konusunda geç kalınmış olması nedeniyle terör sorunuyla karşılaştığını ve olayın yurt dışına da taştığını belirten Ergün, ''İçerde çözülebilecek bir mesele dışarı taşmıştır. Elalemin de yabancı istihbarat örgütlerinin de el attığı bir mesele haline gelmiştir'' dedi.

Terörün ticarileşerek başkalarının bu işten para kazandığı uyuşturucu ve silah ticaretine de dönüştüğünü vurgulayan Ergün, şunları söyledi:

''Hatta başka unsurların bir ülkenin siyasi istikrarına ve güvenliğine kastedebileceği bir noktaya gelmiştir. Demokrasiyi, insan haklarını, hukuku ihmal ederseniz bu tür problemler sonunda kangrene dönüşür. Bizim çözmeye çalıştığımız konu bir ilerlemiş hastalığın çözüme kavuşturulması gibidir. Yeni başlayan hastalıklar kolay. Onlarda teşhis biraz zor olur. Teşhisi zor ama tedavisi kolaydır. Ama ilerlemiş hastalıkların teşhisi zor mu? Çok kolay. Ama bunun da tedavisi zor. Çok dengeli ilaç kullanacaksın. Biz Türkiye'nin ilerlemiş hastalıklarını tedavi etmeye çalışıyoruz. Zorluk burada. Bir de Allah'a şükür böyle bir muhalefetimiz var. Biz bir yandan tedavi ederken, o elimizden çekiştiriyor. 'Aman iğneyi yapma, ilacı verme' diyor. 'Hastayı öldüreceksin' diyor. Ya kardeşim bu tedavi zor, gel yardımcı ol sen buna. Tedaviye yardımcı olacağına, bizi itiştirip, kakıştırma, elimizden eteğimizden çekiştirme, etrafımızda bağırıp çağırıp da hastanın da doktorun da moralini bozma. Kimisi bağırıyor, çağırıyor etrafta. Bağırırken, çağırırken senin konsantrasyonunu, hastanın moralini bozuyor. Bu tür tedavilerde moral ne kadar önemli bir şeydir. Bu ilerlemiş hastalıkların tedavisinde yüksek moral çok önemlidir. Niye milletin moralini, konsantrasyonu bozuyorsunuz? Niye tedaviye yardımcı olmuyorsunuz da elimizden ayağımızdan çekiştirip duruyorsunuz. Yardımcı olun. Biz bu kadar meşguliyet içindeyken bir de arkadan başka film çevirmeye çalışıyorlar. Meşguliyetimiz çok. Bu kadar milletin derdi var, problemi var buna odaklanmışız bir de bakıyoruz ki arkada ne hesaplar, ne tezgahlar, ne filmler...Bir de onunla uğraş şimdi. Dön arkaya, bir taraftan bu tedaviyle uğraş, bir taraftan da arkadan birisi bir numara yapmasın diye ona bak.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler