"Umarım Cumhurbaşkanı için ders olmuştur"
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ankara'da üç kişinin hayatını kaybettiği saldırının teröre verilen tavizin sonucu olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e seslendi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında sözlerine Ankara'daki saldırıyı kınayarak başladı. Vural, "Başbakanın özel temsilcisinin PKK ile siyasi müzakereler yaparak, teröre taviz vermesi ile bugün Başbakanlık, İçişleri Bakanlığının bulunduğu alana kadar sirayet etmesi bir sebep sonuç ilişkisidir. Teröre verilen tavizlerin Türkiye'yi ne noktaya getirdiğini idrak edilmesi gerekiyor, ibret alınması gerekiyor" dedi.
"Umarım bu, Cumhurbaşkanı için ders olmuştur"
Vural, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Almanya'da konuşma yapacağı üniversitede bomba ihbarı nedeniyle iki saat bekletilmesini kabul edilemez bularak kınadı. Cumhurbaşkanı Gül'ün olayla ilgili yaptığı, "Teröre kim taviz verir, boyun eğerse sonu gelir" sözlerini Ipad'den dinleten Vural, "Umarım bu Cumhurbaşkanı için ders olmuştur" diyerek şunları söyledi:
"Bundan daha iyi ibret olabilir mi? 'Teröre kim taviz verirse, boyun eğerse sonu gelir' derken aslında teröre verilen tavizlerin bugün Ankara'da bombalı eylemi yapacak, tetiği çekeceklere cesaret kaynağı olduğunu ibretle görmesini tavsiye ediyorum."
"Gül, müzakere için de aynı tavrı göstermeli"
Vural, "Cumhurbaşkanın terör örgütüne taviz verilemez tavrını terör örgütüyle ilgili müzakere edilirken koymasını istemek bizim tabi hakkımız. Teröre verilen tavizin terörü nasıl cesaretlendirdiğini söylüyorsa bu söylediğini yapmak da onlara düşen bir görevdir" dedi.
"Faili meçhuller de mi meşru?"
Vural, Cumhurbaşkanı Gül'ün "Terörü bitirmek için devlet her şeyi yapar" sözlerini de eleştirerek, "Bu devletin koruyacağı değer, bir hukuk yok mudur? Herşey mübah mıdır? Terör örgütü istiyor diye bu milletin birlik beraberliğinden taviz vermek mi gerekir Sayın Cumhurbaşkanı? Terörle mücadele adı altında hukuka aykırı faili meçhul yapmak da mı meşrudur" diye sordu.
"Hem görüş, hem de 'neden yakalamadın' de"
Başbakan Erdoğan'ın terör örgütü yöneticilerini yakalamadıkları için Avrupa ülkelerini şikayet eden sözlerini de eleştiren Vural, Oslo'da yapıldığı iddia edilen görüşmeleri hatırlatarak, "Ne yakalaması? Sen terör örgütü yöneticileriyle Oslo'da görüşüyorsun. Hem görüşme yapıp hem de niye yakalamıyorsunuz diyor. Böyle bir şey olabilir mi" dedi. Zübeyir Aydar ve Sabri Ok'un uyuşturucu ticareti nedeniyle mal varlıklarının dondurulduğunu hatırlatan Vural, "Kanınıza dokunmuyor mu" diye sordu.
"Başbakan ABD'ye gitmeden önce jet-lag oldu"
Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisi öncesi yaptığı açıklamalara dikkat çekerek Başbakanın vücut dilinin incelenmesini isteyen Vural şöyle devam etti:
"Kıpkırmızı oldu, doğruyu söylemiyor çünkü. Sanki ABD'ye gitmeden önce Başbakan jet-lag oldu. Şerefsizlik ve alçaklık gibi ifadeler kartvizite yapıştı tabi. Onla beraber dolaşıyor. Sayın Genel Başkanımızın o konuda kimin şerefli, kimin şerefsiz olduğuyla ilgili hatırlatmasına o kadar bozulmuş ki doğrudan genel başkanı hedef alan açıklama yapıyor."
"Bize siyaset dersi veriyor, ağzını bozuyor"
MHP'li Vural MİT-PKK görüşmesiyle ilgili Başbakan Erdoğan'ın "Hükümet değil devlet görüştü" açıklamasını da ağır sözlerle eleştirdi. Vural şunları söyledi:
"Senin talimatınla senin özel temsilcin olarak giden kim? Senin siyasi temsilcin değil mi? Devletin üç tane organı var. Yürütme, yasama ve yargı. Bakanlar Kurulu genel siyasetten sorumlu. Kim bu Bakanlar Kurulu? Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu Bakanlar Kurulu değil mi? Hem talimat veriyor hem söz veriyor, siyasi görüşmeler yapıyor hem de Nasrettin Hoca gibi ayıbını örtmek için sağı solu gıcırdatıyor. Bize siyaset dersi veriyor, ağzını bozuyor. Ama ağzına yakışıyor o sözler."
Vural, "Suçüstü yakalanmanın verdiği duruşla pişkin pişkin bize siyaset dersi veriyor. Milleti de aptal yerine koyuyor. Devleti yöneten sanki kendileri değilmiş gibi. Üç beş tane koyun güdememiş diyerek bize hakaret ediyor, milleti de koyun yerine koyuyor" diyerek şöyle devam etti:
"Münafık siyaset"
"9 yıldır devleti yöneten bunlar değil mi, bürokratları atayan onlar değil mi? Şimdi devlet ayrı hükümet ayrı diyor. Meclis Başkanı, yargı mı sorumlu devleti yönetmekle. Görüşmeyi devlet yapıyor. Hükümet yapmıyor. Bunu söylemek için hepimizi aptal yerine koyması gerekiyor. Yürütme kendisi değil talimatı veren kendisi değil, sorumlu kendisi değil sorumlu devlet. O zaman TOKİ konutlarını sen mi yapıyorsun. Onu da devlet yapıyor. Somali'ye yardımı kendi kesenden mi yapıyorsun. Milletin devletin kesesinden yapıyorsun. Sonra ben yaptım diye niye böbürleniyorsun. İşine geldiği zaman bu, işine gelmediği zaman bu. İşte münafık siyaset."
"Büyük siyaset bilimci Erdoğan İmralı'da filozof olmuş"
Vural, Erdoğan'ın MİT Müsteşarının herkesle görüşebileceği sözlerini, "Büyük siyaset bilimci Erdoğan İmralı'da filozof olmuş" sözleriyle eleştirerek şunları söyledi:
"MİT Müsteşarı herkesle görüşür. Neden? 'İz sürecek suçluyu yakalayacak' diyor. Daha suçluyu tespit edememişler. İmralı'yla görüşüyorlar. Terör örgütünü yönetenlerle görüşüyorlar suçluyu tespit etmek amacıyla. İmralı suçlu değil, o arananlar suçlu değil o zaman."
Basına sert tepki
Vural basını da eleştirdi. "PKK ile yapılan pazarlığı normalmiş gibi millette yutturmaya çalışan medya mensupları" diye seslenen Vural, "Şehitlerimizin, askerlerimizin, öğretmenlerimizin iki eli yakanızdadır" dedi.
"Bu gidişle bölücülüğe PKK'ya hizmet noktasında cesaret madalyası hak ediyor"
"Habur rezaleti" sonrası gösterilen tepkiler üzerine 'u' dönüşü yapıldığını savunan Vural, şimdi de AKP'ye oy veren yüzde 49.8'un boynunun bükük olduğunu iddia ederek, "Ne yaparsan o insanlar PKK terör örgütüyle görüş, Türkiye'nin dilini, üniter yapısı üzerine pazarlık yap diye oy vermedi. Bu gidişle bölücülüğe PKK'ya hizmet noktasında cesaret madalyası hak ediyor. Nasıl Yahudiliğe hizmetten cesaret madalyası aldıysa. Bu görüşmeyi bu millete hazmettirmek istiyorlar. Sana oy verenler hazmetmez. Habur'u nasıl hazmetmedilerse PKK ile görüşmeyi de hazmetmezler" şeklinde konuştu.
"Kim sızdırdı?"
Vural, MİT-PKK görüşmesini kimin sızdırdığıyla ilgili iddialara bir yenisini ekledi. Vural şunları söyledi:
"Arap Baharı. Erdoğan'ın piarının çok yükseltileceği bir dönem öncesi yapılması acaba böyle bir olayla bu ayıbın üstünü örtmek için bir girişim mi, psikolojik harekat mı? Hem kabul ettirmek hem de bu toplumun tepkilerini oluşmasını engellemek amacıyla mı sızdırıldı? İsrail füze kalkanı anlaşması imzalandı, sonra onu kamufle etmek için yaptırımlar konuldu. Geldiğimiz bu noktada Türk milleti Ankara göbeğinde tetik çekenleri meşrulaştıracak bir masayı hazmedemez, hazmettirmez."
Temsilcilerin bildiği patlayan bomba
Vural, MİT-PKK görüşmesi kayıtlarında geçen, "Metropollerde patlayıcıların nerede olduğunu biliyoruz" yönündeki MİT Müsteşar Yardımcısının sözlerini de hatırlatarak, O devletin temsilcilerinin bildikleri bombalar bugün Ankara'da patlıyor. İnsanların tüyleri diken diken oluyor" dedi.
"Adalet Bakanı KCK ile görüştü mü?"
"Terör örgütü ile pazarlık yapılıyor" yönünde sözleri üzerine Başbakan Erdoğan'ın "Yalan söylüyorsunuz. Hiçbir terör örgütü yöneticisi ile masaya oturmadık" sözlerini hatırlatan Vural, "KCK yöneticileri ile Adalet Bakanı görüştü mü görüşmedi mi" diye sordu.
Başbakan Erdoğan'a tavsiyeler
Açıklamalarını Cumhurbaşkanı Gül'ün Almanya'daki olaydan sonra yaptığı, "Teröre taviz verirseniz terör azar" sözleriyle tamamlayan Vural, Başbakan Erdoğan'a da devletin ne olduğu, yönetim aygıtları ve görevleriyle ilgili danışmanları aracılığıyla bilgi notu iletilmesi tavsiyesinde bulundu.
"Ehud Barak, Hüseyin Çelik mi?"
Vural'a AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in anayasa ile ilgili partilere göndereceği mektuba ne yanıt vereceği soruldu. Çelik için "Ehud Barak sözcüsü mü" diye soran Vural, "Ehud Barak kadar olamıyorsunuz diyordu. Gazzeli bin 400 kişiyi öldüren Barak'ı savunmuş bizi suçlamıştı. Şimdi Barak'ı savunan yaptıklarıyla övünüp bizi onun kadar olmamakla suçlayan birine ne cevap vermemi beklersiniz" dedi.
"SMS atsalar daha iyi olur"
AKP'nin Anayasa görüşmesi talebiyle ilgili Meclis Başkanından rol kapmaya çalıştıkları eleştirisi getiren Vural şöyle devam etti:
"Bunlar daha önce Anayasa makalesi hazırlıyordu. Hazırlayamadılar sanırım. Terörle mücadele için de geleceklerini söylediler. Şimdi kılık değiştirdiler. Anayasa konusunda top Meclis başkanındadır. Bu konuda cevap ne olur bilmiyorum ama bu kadar şaşkın parti olur mu? Zaten uzlaşma komisyonu kurulmuyor mu? Meclis Başkanı görüşmedi mi partilerle? Meclis Başkanlığı önünde rol kapma gibi anlamı ne bilemiyorum. Anayasa ile ig3lili görüşülecek. Meclis Başkanı ne yapıyor. Havanda su mu dövüyor o. Kendileri ön plana geçmek için çaba harcıyorlar. Talep geldiğinde genel başkan gerekli cevabı verir. Genel başkan terörle mücadele konusunda gelecek bir talebe kapalı kalmayacağını ifade etmişti. Ama şimdi terörle mücadele değil müzakere ediyorlar. Şimdi Anayasa konusunda mektup yazacakmış. SMS atsalar daha iyi olur."
"Allah'ın sevdiği hareketiz"
Beşir Atalay'ın İçişleri Bakanlığı döneminde açılım kapsamında yapılmak istenen görüşmeyi kabul etmediklerini hatırlatan Vural, "Görülmekte ki, açılım sürecinde görüşme talebi PKK ile yapılan müzakereleri meşrulaştırmak, MHP'nin tavır almasını engellemek amacıyla hazırlanmış. Bülent Arınç, Danıştay-Yargıtay Başkanı sınıfından seçilince 'Allah'ın ne kadar sevgili kuluyum' diye şükretmişti. Biz de 'Allah'ın ne sevdiği bir hareketmişiz, o tuzaklara düşmemişiz' diyoruz" açıklamasında bulundu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması