'Uyum, neşe, selamet, bunlar bana göre değildi'

“Neden”, “Kiler”, “Nefes”, “Soğuk” ve “Çocuk”, bu beş kitap bütün olarak büyük bir eser olmanın yanında çağdaş klasikler sayabileceğimiz Thomas Bernhard’ın eserlerini anlamak için iyi bir kılavuz, iyi bir başlangıç...

'Uyum, neşe, selamet, bunlar bana göre değildi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.08.2016 - 15:39

Thomas Bernhard’ın hemen tüm eserleri biyografik özellikler taşır ama “Neden”, “Kiler”, “Nefes”, “Soğuk” ve “Çocuk” adlı kitaplardan oluşan beşlemesi tamamen otobiyografiktir. Bu kitaplarda çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatır.

Thomas Bernhard 1931 doğumlu. Hollanda’nın Heerlen şehrinde dünyaya gelmiş. Babası Alois Zuckerstätter’i hiç tanımamış. Bir marangoz olan babası, annesi Herta ile evlenmemiş. Sevgilisini terk edip Almanya’ya taşınmış. Herta da gelecek tepkilerden çekinerek Hollanda’da bir manastırda Thomas’ı doğurmuş. Thomas’a anneannesi ve dedesi bakmış. Bir yazar olan dedesi Johannes Freumbichler Thomas’ı yetiştirmiş, eğitimi ile ilgilenmiş. Dede ile torun arasında büyük bir sevgi bağı oluşmuş. Thomas’ın dünya görüşünün, hayata bakışının şekillenmesinde dedesinin etkisinde kaldığı, onun görüşlerini benimsediği anlaşılıyor. Edebiyat ve müzikle ilgisi de dedesinin yönlendirmesi ile gelişmiş.

Daha çok küçükken annesi Thomas’ın dayısının bir arkadaşı ile evlenmiş. Thomas, Emil Fabjan’ı baba olarak hiçbir zaman benimsememiş. Eserlerinde de ondan “annemin kocası”, “vasim” ya da “velim” olarak söz ediyor.

YARAMAZ VE UYUMSUZ ÇOCUK

Sel Yayıncılık, usta çevirmen Sezer Duru’nun çevirisi ile beşlemeyi yeniden yayımlarken Thomas Bernhard’ın sıralamasına uyup “Neden”le başladı. Ama Thomas Bernhard’ın beşlemesinin beşinci kitabı olmasına rağmen kitapları kronolojik olarak sıraladığınızda “Çocuk” ilk kitap konumuna geliyor. Çünkü bu kitapta Thomas Bernhard ilkokul yıllarını anlatıyor. Beşlemenin ilk kitabı “Neden”de ise ortaokul ve lise çağlarını anlatır.

“Bisiklete ilk kez sekiz yaşındayken, Traunstein’da bulunan Taubenmarkt’taki evimizin yakınında bindim” diye başlar “Çocuk”. Thomas, o sırada Alman Ordusu’nda Polonya sınırında görev yapan üvey babasının Steyr-Waffen marka bisikletine binmiş ve ilk kez bisiklete binmesine rağmen büyük bir cesaretle 36 kilometre uzakta, Salzburg’da yaşayan ve adresini bilmediği teyzesi Fanny’i ziyaret etmek üzere yola koyulmuştur. Ertesi gün bisikleti parçalamış olarak eve dönüşü ile sonuçlanan bu olay bize Thomas’ın çok yaramaz, uyumsuz, başınabuyruk bir çocuk olduğunu gösterir. Annesi Herta’nın kendisini çok ağır bir biçimde cezalandıracağını, sıkı bir dayak yiyeceğini bilmektedir. Bu dayaktan kendisini kurtaracak kişi de her zamanki gibi dedesidir. Thomas’ın yaptığı tüm yaramazlıkların, okuldan kaçmalarının, tembel bir öğrenci olmasının hep bir izahı vardır dedesine göre.

Dede Freumbichler okulun gereksizliğine inanmaktadır, ona göre öğretmenler tam anlamıyla cahildir ve hiçbir şey öğretemezler, eğitim sistemi de bir felakettir. Bu görüşlerini 4-5 yaşlarındaki torunu Thomas’a da aşılamıştır. Thomas’ın sürekli okuldan kaçmasına da karşı değildir, hatta destekler. Annesinin sertliği ve dedesi ve ninesinin şefkati arasında savrularak büyüyen Thomas bir türlü okula uyum sağlayamaz. Başlarda iyi bir öğrenciyken giderek sınıfın en tembeli haline gelir.

Thomas okulun en tembel ve yaramaz öğrencisi olarak hem öğretmenleri, hem de arkadaşları tarafından dışlandığını hissetmeye başlar. Evde de durum iyi değildir. Annesi her hatasında sürekli dövmekte, Thomas’a dayaktan da ağır gelen ve ömrü boyunca unutmayacağı sözler etmektedir. Thomas annesinin kendisini hem sevdiğini hem de çocuğuyla bırakıp giden sevgilisini hatırlattığı için nefret ettiğini düşünür. Thomas da annesini çok sevmektedir. Bu güzel kadın başarılı bir balerin olacakken bir dizi talihsizlik sonucunda gayrımeşru bir çocukla beş parasız kalmış, hizmetçilik, temizlikçilik yaparak evini geçindirmeye çalışmaktadır.

Üvey kardeşlerinin doğması da annesi ile ilişkisini değiştirmeyecek Thomas dedesine daha çok sığınacaktır. Thomas Bernhard ilkokul çağlarını anlattığı “Çocuk”ta esas olarak dedesinden, onunla ilişkisinden söz eder. Annesi, anneannesi, sıkı bir komünist olan dayısı, az sayıdaki arkadaşından da kitapta söz eder ama üvey babası ve üvey kardeşlerinden hiç bahsetmez.

Thomas Bernhard ilkokuldayken İkinci Dünya Savaşı başlamıştır. Ama dayısının ve üvey babasının askere gitmeleri dışında savaşı pek hissetmezler. Esas yaşadıkları Nasyonal Sosyalizm’in dayattığı yaşama biçimidir. İlkokulda kara üniformalar ve sürekli törenlerle bunu hisseden Thomas ortaokul için Salzburg’a yollanıp bir yurtta kalmaya başlayınca Nasyonal Sosyalizm’i yaşamının her anında hissedecektir. Çevresindeki intihar edenleri görür, sık sık intiharı düşünür.

Bu arada savaş da sona ermek üzeredir. Hiç bombalanmayacağı düşünülen Salzburg’un semalarında Amerikan uçakları görülmeye başlanır ve okulla sığınaklar arasında koşuşturma ile geçen bir dönem yaşanır. Sürekli bombardımanlar sonucunda Salzburg’da sağlam bina kalmaz. İkinci kitap “Neden” bu yıllar anlatılır.

THOMAS'IN DEDESİ

“Bir Kaçış” alt başlığını taşıyan “Kiler”de Thomas lisededir. Nazizmin yerini Katolik eğitim sistemi almış ama hiç bir şey değişmemiştir. Başarılı bir öğrenci olmasına rağmen bu eğitim sistemine dayanamayacağını düşünen, diğerleri gibi intihar etmeye de cesaret edemeyen Thomas ani bir kararla okulu terk eder ve mahallesindeki bir bakkalda çıraklık yapmaya başlar.

Ailesine yük olmayacak, kazandığı para ile kendi kendini yetiştirecektir. Ama çok ağır koşullarda çalıştığı bakkalda şiddetli bir soğuk algınlığına kapılınca kendini hastanede bulur. “Nefes”te hastanelerde, sanatoryumlarda geçen günlerini anlatır. Eğitim kurumunun yerini sağlık kurumları almıştır. Ona göre sağlık kurumları da eğitim gibi çok kötü durumdadır. Çok zor günler geçirir ve yanlış teşhis ve tedavilere rağmen hayatta kalmayı ve iyi olmayı başarır.

Dördüncü kitap “Soğuk”ta iyileştiğini düşünen Thomas verem olup tekrar kendini sanatoryumda bulur. Savaş geride travmalar ve hastalıklar bırakarak bitmiştir. Dedesinin hastanede öldüğü, annesinin kanser olduğu haberlerini alır. Hastaları ölüme terk eden sağlık sistemini, doktorları çok ağır bir dille eleştirir. Annesinin hastalığından ve dedesinin ölümünden doktorları sorumlu tutar. Hastaların hallerini acı bir dille anlatır. Ölmeden sanatoryumdan çıkmak mümkün değildir. Thomas ölmeden çıkar.

Thomas Bernhard’ın otobiyografik beşlemesi bir bütün olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında çok yoksul bir ailenin, babasız bir çocuğun kötü bir eğitim sistemine rağmen yetişmesini ve tüm olumsuz şartları aşıp hayatta kalma çabasını anlatıyor. Küçük Thomas’ın yaşadıkları, dedesinden öğrendikleri hayata bakışını, geleceğini ve eserlerini belirliyor.

“Neden”, “Kiler”, “Nefes”, “Soğuk” ve “Çocuk”, bu beş kitap bütün olarak büyük bir eser olmanın yanında çağdaş klasikler sayabileceğimiz Thomas Bernhard’ın eserlerini anlamak için iyi bir kılavuz, iyi bir başlangıç...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon