‘Yetenekli birinin ülkede kalması zor’
Berklee Müzik Okulu’ndan yüksek şeref derecesiyle mezun olan Eren Başbuğ, İstanbul’da orkestraya şeflik yapacak.
Dünyaca ünlü müzik konservatuvarı Berklee College of Music’in, film müzikleri ve besteleri yapan orkestrası Berklee Sessiz Film Orkestrası, 25 Ekim’de Zorlu PSM’ye konuk olacak. Berklee mezunu başarılı sanatçı Eren Başbuğ’un yönetimindeki orkestra, 1925 yapımı sessiz film “Phantom of the Opera”nın (Operadaki Hayalet) dev ekranda gösterimine orijinal besteleriyle eşlik edecek. 3 Emmy adaylığı bulunan Berklee film müziği besteciliği bölüm başkanı Sheldon Mirowitz de ekiple birlikte Türkiye’ye gelecek. Başbuğ ve Mirowitz, 27 Ekim Cumartesi günü Zorlu PSM’de iki farklı seminere katılacak. İkili, film müziği besteciliği üzerine konuşacak ve ardından Berklee College of Music’e girmeyi hedefleyen öğrencilerle deneyimlerini ve tavsiyelerini paylaşacak.
Orkestra şefi Eren Başbuğ, 1992 doğumlu. Berklee’den yüksek şeref derecesiyle mezun olan Başbuğ, Dream Theater’ın klavyecisi Jordan Rudess tarafından bir müzik dehası olarak tanımlanıyor. Başbuğ ile müzik ve “Opera’daki Hayalet” üzerine konuştuk.
- Bu zamana kadar önemli başarılar elde etmiş, Dream Theater gibi bir grupla çalışmış, Rudess’ten referanslı biri olarak, Türkiye’de yeterince bilinmediğini düşünüyor musun? Bilinmek ister misin?
Ayrıca, Türkiye’nin yetenekleri elinde tutamama nedeni ne sence?
Türkiye’de ya da dünyada, bilinirlik olarak herhangi bir yeterlilik belirlemiyorum aslında, yaptığım çalışmaları elbette ki ne kadar çok kişiyle paylaşabilirsem benim için o kadar mutluluk verici ve bütün yaptıklarımdan ne kadar çok insan kendileri de bir şeyler yapmak için ilham alıyorsa o kadar önemli. Ama daha çok bilinirlik odaklı çalışmaktansa, kendi gerçekleştirmek istediğim müzik ve prodüksiyonlara odaklı çalışıyorum. Türkiye’de yetenek olarak kalabilmek, eğitim, iş olanağı, ve gelecek kaygısı konusunda hayli zor. İnternet sayesinde küresel derecede içinde bulunduğumuz sanat endüstrisinde yer edinmek, dünya çapında sanatçı olarak öz kimlik belirleyebilmeyi gerektirdiğinden sadece Türkiye içerisinde bunu sağlayabilmek ülkenin bulunduğu genel durum itibarıyla hayli zorlayıcı.
‘Çok eksik var’
-Türkiye’deki müzik eğitimiyle Berklee arasındaki farkı anlatabilir misin? Türkiye’de gördüğün sistem eksiklerini bize söyleyebilir misin?
Bir hayli uzunca anlatabilirim aslında ama kısaca özet geçmeye çalışacağım. Öncelikle, kendi deneyimim sadece müzik / konservatuVar olduğu için ancak bu kapsamda cevap verebilirim. Bir kere şu ayrımı yapmak gerekli, Türkiye’de müzik üzerine, üniversite düzeyi ve öncesinde akademik olarak benim bildiğim kadarıyla sadece klasik müzik ve modern klasik müzik üzerine eğitim mevcut. Berklee, klasik müziği bünyesinde bulundursa da asıl olarak çok geniş bir çerçevede müzik eğitimi sunuyor; caz, film, dizi ve reklam müzikleri, müzik terapisi, müzik eğitimi, şarkı yazımı bunlardan şu an aklıma gelenler. Türkiye’de kişisel olarak gördüğüm eksiklikler uzun bir konu ama bahsetmeden geçemeyeceğim özellikle sanat bünyesinde bir başlık; eğitim sonrası hayat. Eğitim süresi boyunca ben sadece tek bir işi en iyi bir şekilde yapabilmek üzerine yıllarca derinlemesine çalıştıysam da eğitim sonrası hayatta nasıl kalacağım, nasıl yaptığım sanatı meslek haline getireceğim ve geçimimi sağlayacağım hakkında büyük bir kafa karışıklığı içerisindeydim. Müzik endüstrisi, klasik müziğin içindeki yeri, sanatçı olarak benim içinde bulunduğum yer ve nasıl hayatta kalacağım konusunda çok soruya sahip olsam da çoğu zaman cevapsız kaldım. Günümüzde sadece müzik üzerinden hayatta kalmak herkesin başaramadığı zorlukta bir hedef olduğu için, bu hedefte uzun ve ağır bir eğitim sürecinden geçip geçmemek çok kritik bir karar. Diğer eğitim alanları ile birlikte eğitim sonrası eğitimin gerçek hayata taşınması ve kişiye geleceğe dair bir planın kazandırılmaması eksikliği olduğunu düşünüyorum.
‘Her çocuk sanatçı olabilir’
-Müziğe yetenekli bir çocuğa ailelerin yaklaşımı nasıl olmalı? Yeterli imkânı olmayan çocuklar nasıl kazanılabilir?
Ben her çocuğun düzenli yönlendirilmesi ve eğitimi ile bir sanatçı olabileceğine inanıyorum. Hem ailenin hem de çocuğun, kişinin sanatı bir meslek olarak mı yoksa başka bir mesleğin yanında destekleyici olarak mı yapacağı belirlenmeli. Bir sanatçı olarak kariyer yapmak ve hayatta kalmak hayli zorlu bir yol, günümüzde çoğu alanda kariyer yolunda olanaklar daha geniş. Yeterli imkân bulamayan çocuklar, umuyorum ki neredeyse hepimizin erişiminin bulunduğu mobil teknoloji ve internet aracılığıyla, hem uygulamalara hem de kaynaklara ulaşabilirler.
‘Bir ilk olacak’
*Phantom of Opera projesi hakkında düşüncelerin neler, nasıl bir etkinlik olacak? Ve filmi nasıl buluyorsun?
Türkiye’de canlı müzik eşliğinde bir sessiz film gösterimi yapıldı mı bilmiyorum, ama benim bildiğim kadarıyla bir ilk olacak. Orkestranın Amerika dışındaki ilk konseri ayrıca. Berklee 2012 döneminden beri Türkiye’ye uğramamıştı. Hem konser hem de sonrasındaki orkestranın kurucusu Sheldon Mirowitz ile birlikte gerçekleştirilecek “Film Müziği ve Berklee” hakkındaki seminerlerin heyecanlı ve oldukça bilgilendirici olacağını düşünüyorum. Phantom hem müziği hem kendisi olarak en sevdiklerimden. Filmdeki ana karakterin yaşadığı ötekileştirilme, karşılıksız aşk ve topluma karşı yaşadığı zorluklar, aslında hepimizin bir noktada deneyimlediği duyguları, korku odaklı bir hikâye üzerinden anlatıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği