Yine tahliye yok

Ergenekon davasından 3.5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın tahliye taleplerini reddetti. Mahkeme, Genelkurmay’dan MİT tarafından dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e sunulan Ergenekon şemasını istemeyi kararlaştırdı.

Yayınlanma: 24.08.2012 - 18:01
Abone Ol google-news

Hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlığında, üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Ercan Fırat’tan oluşan  mahkeme heyeti, son dönemde sanık ve avukatları ile savcıların taleplerini dün celse arasında karara bağlarken, resen bazı kararlar da aldı. Ergenekon davası 17 Ağustos’ta 3 Eylül’e ertelenmişti.

Kuvvetli suç şüphesi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, toplam 274 sanıklı davanın son ara kararında Balbay ve Haberal’ın a aralarında bulunduğu birlikte 65 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, Balbay ve Haberal’ın da aralarında bulunduğu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına kararında “Üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutukluluk için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğünün mahkeme içtihatlarında da belirtildiği, daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı” gerekçelerini sıraladı.

Kararda “Tanık beyanlarının mahkemece alınmasının henüz tamamlanmamış olması, soruşturma ve kovuşturma aşamasında bazı sanıklar tarafından tanıklar ve itirafçı sanıklara yönelik beyanlarını değiştirmeleri konusunda menfaat, baskı ve tehdit uyguladıkları yönünde soruşturma ve bulguların bulunması nedeniyle de delilleri karartma şüphesinin devam ettiği” gibi gerekçeler de yer aldı.

Mahkeme, tahliye taleplerinin reddi konusunda “Mahkememizce yargılaması yapılan, örgüt yöneticisi ve örgüt üyesi oldukları iddia edilen bir kısım sanıkların haklarında henüz tahkikat başlamadan, bir kısmının da soruşturma ve kovuşturma aşamasında yurt dışına kaçarak firari durumunda olması ve firar etmeye teşebbüs iddiasıyla soruşturma açılmış olması nedeniyle, aynı örgüt kapsamında yargılanan ve hakkında ağır cezai yaptırımlar istenen sanığın da kaçma şüphesinin bulunduğu” gerekçelerini de sıraladı.

Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı kararına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.maddesinde “Tutuklu yargılama için azami bir süre şartı getirilmediği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasının da buna uygun olduğu,  makul sürenin her bir dava, özellikle bu dava gibi karmaşık kabul edilebilecek davalar için özel olarak belirlenmesi gerektiği,   görülmekte olan davanın kendine özgü yapısı, nitelik ve nicelik olarak ulaştığı devasa boyut,  birleşen dava ve sanık sayısı, sanığa atılı suçun devletin güvenliğine karşı suçlar ile ayrıca Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olduğu” gibi açıklamalarda bulundu.  Mahkeme ayrıcı yasada öngörülen tutukluluk süresinin üst sınırının 10 yıl olduğuna da dikkat çekti.

Mahkeme “Sanıklar hakkında tutuklama gerekçelerinin çok ayrıntılı, somut olarak ve delillerin tartışılması suretiyle belirtilmesi halinde ihsası rey itirazlarının söz konusu olabileceği, bu nedenle suç şüphesinin tespitinde bu durumun göz önünde bulundurulduğu”na da dikkat çekti.

Ergenekon şeması

Tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz’in talebini kabul eden mahkeme heyeti Genelkurmay Başkanlığı’na yeniden yazı yazılarak eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral  Hilmi Özkök’e 10 Temmuz 2003 ve 2006 tarihlerinde teslim edildiği belirtilen MİT şemasının istenilmesine karar verdi. Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’dan, “Hilmi Özkök tarafından karargaha herhangi bir CD, kitapçığın veya belgenin verilip verilmediği, verilmiş ise bu hususta tutanak tanzim edilip edilmediğinin, daha sonra kitapçığın ve belgelerin imha edilip edilmediğinin sorulmasına, teslim veya imha tutanağı tanzim edilmiş ise bu tutanakların da onaylı suretlerinin istenmesine” hükmetti. Mahkeme, Genelkurmay’a yazılacak yazıya Ergenekon şeması konusunda Özkök’ün savcılıktaki duruşmadaki tanıklık ifadelerinin de eklenmesini kararlaştırdı.

Cumhuriyet’e atılan bombalar

Mahkeme, Cumhuriyet Gazetesi’ne 5, 10, 11 Mayıs 2006 tarihinde atılan bombalar ve 17 Mayıs 2006 tarihindeki Danıştay baskınında kullanılan silahlar konusunda, ayrıca sanık Alparslan Arslan ve diğer sanıklarla ilgili herhangi bir istihbari bilgi ve belge olup olmadığının arşiv araştırması da yapılarak bildirilmesi için İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’na müzekkere yazılmasına hükmetti.

Suç duyuruları

Mahkeme, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun kızı ve avukatı Nazlı Çubuklu’nun mahkeme heyetine karşı sözlerinin tutanak haline getirilerek Silivri  Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Mahkeme 13 Ağustos 2012 tarihli duruşmada izleyiciler arasında bulunan Duygu Dikmenoğlu’nun Mahkeme Heyetine yönelik olarak sarf ettiği “yazıklar olsun, yazıklar olsun” şeklindeki sözleri ve davranışları nedeniyle gereğinin takdir ve ifası için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Mahkeme, kararında 8 ve 9 Ağustos tarihli duruşma aralarında  avukatların bulunduğu bölümden masalar üzerinden atlayarak sanıklara ayrılan bölüme yaklaşarak bazı sanıklarla jandarmanın uyarılarına karşın  yakın temasta bulunan  avukatlar Kazım Yiğit Akalın, Hüseyin Ersöz ve Avukat  Serkan Günel hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Doğan Öz’ün eşi

Mahkeme, 24 Mart 1978’de katledilen  Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz eşi Emekli Hakim Sezen Öz ile irtibata geçilerek daha önceki ara kararlarda Doğan Öz ile ilgili olarak muhtelif kurumlardan istenilen evrakın varsa kendisindeki örneklerin gönderilmesini istemeyi kararlaştırdı.

Sabancı cinayeti

Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’ndan Hüseyin Pepekal adlı bir subay hakkında Sabancı cinayeti olayıyla herhangi bir idari tahkikat yapılıp yapılmadığının sorulmasını varsa gönderilmesinin istenilmesine hükmetti.

Mahkeme sanık Hüseyin Yanç’ın mahkemedeki ifadelerinin internette yayından kaldırılması talebini “Duruşmaların aleniyetini ve herkes tarafından izlenebileceğini” dikkate alarak reddetti.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in talebini kabul eden mahkeme heyeti, çok sayıda faile meçhul cinayete adı karışan “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın ifadelerinin ilgili mercilerden istenilmesini kararlaştırdı. Mahkeme, Perinçek’in talebi doğrultusunda Hanefi Avcı’da çıktığı iddia olunan ses kayıtlarıyla ilgili inceleme tam olarak bitirildikten sonra kasetlerin istenilmesine hükmetti.

Tutuklu sanık emekli Albay Dursun Çiçek’in duruşmalara katılmama talebini mahkeme “Usul ve yasaya uygun bulunmadığı” gerekçesiyle reddetti.

Mahkeme, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden dosya sanıklarından  hangilerinin Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyet vatandaşı olduğunun sorulmasını kararlaştırdı.

Şafak davası

Mahkeme, 12 Mart darbesinin ardından 1971 yılında açılan  Doğu Perinçek’in sanıkları arasında bulunduğu Şafak davası-devrimci subaylar davasındaki asker sanıkların listesinin gönderilmesinin istenilmesine hükmetti. Mahkeme Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi’ne yönelik Şafak olarak adlandırılan operasyon sonucu İngiliz uyruklu Hiller Sander Boyt adlı kişinin Robert Koleji tarafından kendisine tahsis edilen lojmanda yapılan aramalar vesair işlemlerle ilgili tüm bilgi, belge, ifade ve arama tutanaklarının gönderilmesinin istenilmesine hükmetti.

İnternet Andıcı

Cumhuriyet Savcılığı’na 30 Eylül 2009 tarihide Serkan Çakır ismiyle gönderilen ihbarda Genelkurmay karargahında bilgisayarlardaki kayıtların 19-20-21 Haziran 2009 tarihlerinde 35 kez geri getirilemeyecek silindiği iddiasını dikkate alan mahkeme heyeti, Genelkurmay Askeri Savcılığı’ndan bu konuda herhangi bir soruşturma bulunup bulunulmadığının sorulmasını kararlaştırdı.

Mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nden eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın ifadeleri doğrultusunda yürütülen soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan Nesimi Soner Dedeoğlu’nun ifadesinin gerekli güvenlik önlemi alınarak gönderilmesinin resen istenmesine karar verdi.

Mahkeme, Sivas’ta Ermeni Cemaati lieri Minas Durmazgüler’e suikast dosyasından sanık Emrak Gönenci hakkında savunmasının alınarak serbest bırakılması amacıyla yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.

Gizli Tanık İsmet ve Tanık Semih Genç’in ifadelerinde geçen 1990-91 yıllarında öldürülen Avni Doğan isimli polis memurunun öldürülmesine ilişkin notların İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden istenilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme hakkında yakalama kararı bulunan, GATA’da tedavi altında olduğu belirtilen YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdemir ile Bedrettin Dalan, emekli tümgeneral Mustafa Bakıcı hakkındaki  yakalama emriyle kırmızı bültenle aranması kararının devamı ile infazının beklenmesine hükmetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler