"Yoksulluk sürdüğü sürece can kayıpları ortadan kalkmaz"

Şehir Plancıları Odası'ndan yapılan yazılı açıklamada, Elazığ'daki deprem sonucunda ortaya çıkan tablonun ''doğal afetlerin değil, yoksulluğun ve duyarsızlığın ölümlere yol açtığını'' ortaya koyduğu savunuldu.

''Depremde hayatını kaybedenlerin sayısını üç gün sonra değiştiren bir yönetim anlayışının, halkını benzer afetlerden korumasının olanaklı olup olmadığının tartışılır duruma geldiği'' iddia edilen açıklamada, AKP iktidarının ''bir yandan kamuya ait arazilerin büyük bölümünü elden çıkardığı diğer yandan da kamusal kaynakları Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle lüks konut üretimine aktararak yoksul halkı afetlere karşı kaderine terk ettiği'' belirtildi.

Can kayıplarının sayısının üç gün sonra değiştirilmesinin ''sorumluların konuya hangi ciddiyetle yaklaştığının algılanması açısından önemli olduğu'' ifade edilen açıklamada, doğal afetler sonrasında tartışılan çözüm önerilerinin toplumun konuya duyarlılığı sürdükçe gündemde olduğu, daha sonra bunların bir başka doğal afete kadar tümüyle unutulduğu kaydedildi.

Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Kuşkusuz alınacak teknik önlemlerin afetler sonrasında oluşan can ve mal kayıplarının azaltılmasında önemi büyüktür. Bu nedenledir ki ülkemizdeki planlama ve yapılaşma sisteminde süregelen rant odaklı yaklaşımdan uzaklaşılmalı, risk azaltmaya dönük politikalar hızla yaşama geçirilmelidir.
Ancak ülkemizde var olan yoksulluk sürdükçe, alınacak teknik önlemler, yasal düzenlemeler can kayıplarını ortadan kaldırmayacaktır. Ülkemizde yıllardır yaşanan depremlerde yıkılan kentler yoksulluğun kentleri, yıkılan yapılar da yoksulluğun yapılarıdır. Bu nedenledir ki afetlere karşı gerçek çözüm yoksulluğun yenilmesinden geçmektedir.''