"Zihin devrimi fırsatını kullanamadık"

AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, "1999 depremi Türk toplumu için bir değişim ve zihin devrimi fırsatıydı, ancak bu fırsat kullanılamadı. Biz bu değişim fırsatını kullansaydık, o zaman geçmiş hatalarımızı tekrar etmeyecektik" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.08.2009 - 09:35

Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki, 1999 depreminin Türk toplumu için bir değişim ve zihin devrimi fırsatı olduğunu, ancak bu fırsatın kullanılamadığını söyledi. Mahruki, AKUT kurulmadan önce Türkiye'de arama ve kurtarma çalışmasının olmadığını, herhangi bir acil durumda jandarma, yurttaş ve köylünün bir araya gelerek bir şeyler yapmaya çalıştıklarını iddia etti.

Marmara Depremi'nin meydana geldiği 1999 yılında, devletin depremlerde çalışmak üzere Ankara, İstanbul ve Erzurum'da 3 sivil savunma ekibi bulunduğunu öne süren Mahruki, bu ekiplerin toplam personel sayısının 110 olduğunu anlattı. Mahruki, Erzurum ekibinin, bulunduğu yer dolayısıyla kış koşullarını da bildiğini, Ankara ve İstanbul ekiplerinin ise depreme odaklı ekipler olduğunu dile getirerek, ''17 Ağustos sabahı, Türkiye'de Sivil Savunma'nın arama ve kurtarmadan anlayan 110 kişilik kadrosu, bir de 100 kişilik AKUT gönüllüsü vardı'' dedi.

Bugün Sivil Savunma'nın personel sayısının 2 bin 500'e çıkarıldığını, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendi ekiplerini oluşturduğunu ifade eden Mahruki, belediyeler ve fabrikaların da kendi ekiplerini oluşturduğunu, bu alanda çalışan 500-1000 civarında sivil toplum kuruluşunun kurulduğunu belirtti.

''Marmara Depremi'nde çok hazırlıksız ve plansızdık, birçok şeyi plansız yaptığımız gördük'' diyen Mahruki, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu bize çok pahalı bir ders verdi. 18 bin civarında insan hayatını kaybetti. 10 milyarlarca dolar gitti. Türkiye'nin ağır sanayisi ciddi bir yara aldı. 1999 depremi Türk toplumu için bir değişim ve zihin devrimi fırsatıydı, ancak bu fırsat kullanılamadı. Bir kaç müteahhit çıktı ortaya, bütün suç onların üzerine atıldı. Altına imza atan belediyenin, mühendislerin sorumluluğu nerede? Kimse sorumluluğu üzerine almadı. Biz bu değişim fırsatını kullansaydık, o zaman geçmiş hatalarımızı tekrar etmeyecektik. Yeni baştan yapılanmaya gidecektik ve o yeni baştan yapılanmaya giderken de bu hataları, eksiklikleri, sorunları, dikkatsizlikleri çözerek ilerleyecektik.''
 

'Depreme hazır olmak önemli'

Mahruki, deprem konusunda okullarla ilgili bir proje hazırlamak istediklerini belirtti.
''Türk insanını afete hazırlıklı bir topluma dönüştürmek'' amacında olunması gerektiğini ifade eden Mahruki, ''Bu nedenle sürekli eğitimler önemli. Özellikle ilköğretim öğrencilerine yönelik, 'Afete hazır olmak nedir?' konusunda eğitimler vermek istiyoruz. Çünkü insanlar, çok basit sebeplerden hayatını kaybediyor. Toplum ne kadar bilinçli ve duyarlı olursa, bu konular hakkında o kadar az kayıp veririz'' dedi.

AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, ''İstanbul'un yüzde 80'inin kaçak olduğu söyleniyor. Böyle bir kentte depreme nasıl hazır olabilirsiniz? Sürekli göç alıyor bu şehir. Plansız kentleşme, kaçak yapılaşma kontrol edilemiyor. İstanbul için yapılacak tek bir şey var, nüfusunu azaltacaksınız'' diye konuştu.
 

AKUT'un deprem sırasında yaşadıkları

Mahruki, AKUT'un, 1999'da örgütlü ve profesyonel bir şekilde arama kurtarma yaptığını belirterek, binin üzerinde insanı organize ederek arama ve kurtarma yaptıklarını, yardım dağıtım çalışmalarını koordine ettiklerini anlattı.

Nasuh Mahruki, sözlerine şöyle devam etti: ''Biz daha enkazlarda, elimiz kolumuz kan içinde çalışırken hakkımızda dedikodular başladı. Dönemin Sağlık Bakanı, 'AKUT şov yapıyor, haklarında soruşturma açtıracağım' dedi. Benim Ermeni, Yahudi olduğum dedikoduları çıktı ki, ben Everest'e çıkan ilk Müslüman dağcıyım. Aslında bize niye bu kadar saldırdıklarını anlayamadım. Bu kadar hayat kurtardık ve bunu yaparken kendi hayatımızı tehlikeye attık. Bizi çok taktir de ettiler. TSK ile birlikte Türkiye'nin en güvenilir kurumu seçildik. Türk insanı, çok güzel bağış da yaptı o dönemde. O bağışlarla birlikte rahatladık. Biz çok direndik, direnemeseydik Türkiye'nin büyük bir kaybı olurdu. 1999 depremi bir afetti, ama her korkunç olay gibi, hemen peşinden oradan ders çıkarma fırsatlarını da beraberinde getirdi, önümüze sundu. Oradaki o sürecin sembolik öncüsü de AKUT'tu. Bize bu kadar saldırmalarının sebebi buydu.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler