Darülbedayi'nin kuruluşunun 108. yılı
Konumuz, ülkemizde “Darülbedayi” adıyla kurulup sonra “Şehir Tiyatrosu” adını alan ilk ÖDENEKLİ TİYATRO’nun 108. yılı. Bu oluşumu sanat tarihimizin pırıltılı bir sayfası olarak anarak tiyatromuz konusunda değerlendirmelerde bulunup günümüzdeki duruma ilgi çekmek istiyorum.
Konuk Yazar: Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu
Memleketimizde Gedikpaşa Sahnesi’nde doğup büyümek istidadını gösteren ve istibdat idaresinin darbeleriyle daha ilk zamanlarda sindirilip durdurulan tiyatro hareketi, Darülbedayi’nin (güzellikler evi) kuruluşuyla yeniden canlanma imkânı bulmuş yeni bir ilerleme yoluna girmiş.
1914 yılında İstanbul Şehremini (belediye başkanı) Cemil Paşa belediye meclisine İstanbul’da bir konservatuvar binasını önermiş, belediye meclisi de bu teklifi onaylamış.
Cemil Topuzlu Paşa, İstanbul Konservatuvarı’nın - ancak yabancı Avrupalı- uzmanın yardımıyla kurulabileceği görüşünde olduğundan bu iş için Paris de Odeon Tiyatrosu Müdürü Leonard Antuan’ı getirmeyi düşünmüştü. Onunla görüşüp karar vermiş ve Leonard Antuan’ı 17 Haziran 1914’te İstanbul’a getirmiş. Leonard Antuan İstanbul’daki tiyatro ve tiyatro oyuncularını izlemiş..
Kurulan konservatuvara müzik ve tiyatro gibi güzellikleri gövdesine toplayacağı için Darülbedayi ismi uygun görülmüş.
Darülbedayi Şehzadebaşı’nda Letafet Apartmanı’nda kuruldu. Antuan genelmüdür olarak atandı.
Darülbedayi iki kısımdan oluştu:
1) Tiyatro 2) Musiki.
Tiyatro kısım müdürlüğüne Reşat Rıdvan (Rıdvan Paşa’nın oğlu), musiki kısmı müdürlüğüne Ali Rıza Bey getirildi.
Gazetelere verilen ilan üzerine tiyatro okuluna erkek 197 aday başvurmuş, ilk seçmelerde 197 adaydan 63 kişi seçilmiş. Bunların içinden de en başarılı görülenleri sınavla Darülbedayi kadrosuna alınmış. Dersler başlamak üzereydi. Fakat o sırada Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla Mösyö Antuan’ın İstanbul’da kalmasını olanaksız hale getirmişti. 4 Ağustos 1914’te Darülbedayi’nin açılması durmuştu.
İKİNCİ KURULUŞ
Leonard Andrel Antuan gittikten sonra kısa bir duraksamaya uğrayan faaliyetin yeniden canlandığını görüyoruz.
Leonard Andrel Antuan ülkesine dönmeden önce gösteri kısmı öğrencilerini seçmişti.
Şehremini İsmet Bey Darülbedayi yönetmeliğini yaptırmak üzere bir komisyon belirledi. 37 maddelik yönetmelik bitirilince 23 Mart 1915 tarihinde cemiyet belediye tarafından onaylandı. Bu tüzüğe göre Darülbedayi’yi yönetmek üzere kurulan ilk yönetim İsmail Cenani, Sâlah Cimcoz, Celal Esat Arseven, Ahmet Nurettin, Hüseyin Suat beylerden oluştu.
Edebi kurula Abdülhak Hamit, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin, İzzet Melih, Müfit Ratip, Münir Nigar, Hüseyin Rahmi Gürpınar atandı.
Yönetim meclisi ilk defa 7 Mayıs 1915’te, Şehzadebaşı’nda Letafet Apartmanı’ndaki dairede toplandı. İsmail Cenani birinci, Sâlah Cimcoz ikinci başkanlığa getirildi.
Refik Ahmet Nuri Bey muhasebeye, Celal Esat Arseven kâtipliğe, Hüseyin Suat Bey de yönetim başkanlığına seçildi.
Reşat Rıdvan Bey de iç hizmet müdürlüğüne atandı.
İlk yönetim kurulu şu kişilerden oluşuyordu: Eliza Binemeciyan, Muhsin Ertuğrul, Raşit Rıza, Fikret Şadi, Ahmet Muvahhit, İsmail Galip, Onnik Binemeciyan.
30 Ağustos 1915 derslere ve provalara başlandı. İlk prova edilen eser Hüseyin Suat Bey’in Fransızcadan çevirdiği “Çürük Temel” adındaki piyestir. Bu eser ilk defa 20 Kasım 1916 Perşembe gündüzü kadınlara, akşamları erkeklere olmak üzere Tepebaşı Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Bütün bu sıkıntı ve gürültüler arasında ikinci eser Halit Fahri Ozansoy’un “Baykuş” isimli üç perdelik manzum eseriydi. Daha sonra Ahmet Nuri Bey’in, “Hisse-i Şayia” isimli vodvili, Tahsin Nahit tarafından uyarlanan “Bir Çiçek İki Böcek” isimli komedi...
O dönemde Darülbedayi’de rejisör yoktu. İdare meclisi her piyeste üyelerden birinin rejisörlük yapmasına ve eserin yazarının da kontrol etmesine karar vermişti.
Bu karara göre “Hisse-i Şayia”nın rejisörlüğünü Nurettin Şefkati, “Bir Çiçek İki Böcek” piyesinin rejisörlüğünü de Muhsin Ertuğrul yapmış.
Darülbedayi iki yıl içinde dört eser çıkarmış oluyor. Darülbedayi ve Şehir Tiyatroları’nın kurulmasında Cemil Topuzlu Paşa’nın belediye başkanlığında yaptığı güzellikler ve İstanbul’a kazandırdığı eserler dolayısıyla kendisini saygıyla anıyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 350 bin 757 kez 'yazı-tura' atıldı... Sonuç şaşırttı!