Saklanan kötülükler - Elif Günsel
Joslin’in ölümü sonrası ülke, adalet temalı gösterilere sahne oldu.
Saldanha Körfezi’ne bahar geldiğinde doğa adeta bir uyanışa tanık olur. Göz alabildiğine uzanan kıyı şeridini; sarı, mor ve beyazın her tonuyla bezeli yabani çiçekler renkli bir halı gibi örter. Çiçeklerin kokusu denizden gelen tuzlu esintiye karışır. Cape Town’a sadece 120 kilometre uzaklıkta olan ve dışarıdan sakin görünen bu sahil kasabasında yerel halk balıkçılık, kültür midye yetiştiriciliği ve su sporları ile ilgilenir. Lüks konutların ve konuk evlerinin bulunduğu kıyı şeridinden uzaklaştıkça manzara değişir. “Diazville” teneke evlerin bulunduğu yerleşkede hayatın farklı ritimde aktığına tanık olursunuz. Gelir eşitsizliğinin capcanlı kanıtı olan bu fotoğraf gözlerinizi kanatır. Dar sokaklarında dalgalı saçlardan inşa edilmiş barakalardan açığa bırakılan lağım suları arasında oynayan çocuklar görürsünüz.
Sokaklar çöp yığınlarıyla doludur; günlerce, hatta haftalarca toplanmamış çöpler, mahalleyi adeta boğan kirli bir örtüye dönüşür. Pis koku, sinekler ve haşereler arasında yaşayan mahalle sakinleri için bu, sıradan bir durum haline gelmiştir. Üst üste dizilmiş, bakımsız ve ilkel yapılar, sanki her an çökebilecekmiş gibi bir izlenim verir. Evlerin sac çatılarından sızan yağmur suları, içeri damlayarak rutubetli, boğucu bir hava yaratır. Sokak lambaları ya yoktur ya da çalışmaz, geceleri karanlığa gömülen mahalle, suçun ve tehlikenin hüküm sürdüğü bir mekâna dönüşür. Bu karanlık tablo, yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir boğulmayı da temsil eder.
‘MUTİ’ CİNAYETLERİ
Sokakta oynayan “narin” çocuklar elbette ki bir şeylerin ters gittiğini hissederler ancak henüz yaşamı sorgulayacak kadar büyümemişlerdir. Ne onlara gerçekten sahip çıkan aileleri ne de mahalleleri bulunur. Bir gölge misalidir burada çocuklar; varlığı bilinen ispatı olmayan.
Bahar tomurcuğu renginde gözleri olan altı yaşındaki Joslin Smith, en son geçen 19 Şubat’ta bu solgun sokaklarda görüldü. Medyanın büyük ilgisi ve sosyal medyada olayın çok fazla yer alması ile birlikte Güney Afrika donanmasının yanı sıra yerel gönüllülerin de dahil olduğu büyük bir arama operasyonu başlatıldı. Ne yazık ki birçok kişi, sosyal medyada yanlış bilgi yayarak soruşturmanın sağlıklı bir şekilde ilerlemesini engelledi. Joslin Smith’in, “muti” için satıldığına ilişkin rahatsız edici iddia, Güney Afrika’da “okült” cinayetleri yeniden gündeme getirdi.
Joslin’in annesi, erkek arkadaşı ve çiftin diğer iki arkadaşının küçük kızı “muti” için kullanılmak üzere bir geleneksel şifacıya (sangoma), 1000 dolar karşılığında sattıkları iddia edildi. Afrika topluluklarında, muti cinayetleri, bitki ve hayvan parçaları yerine vücut parçalarının ilaç veya iksirlerde kullanıldığı bir tür büyücülükle ilişkilendirilir.
İşkenceyi de barındıran birçok muti cinayeti kurbanı, “vücut parçalarının saf” oldukları düşünüldüğü için daha güçlü ilaç sağlayacağına inanılan savunmasız küçük çocuklar. Korkunç iddialarla ilgili soruşturmayı yürüten kolluk güçleri bulabildikleri kanıtlar üzerine “insan kaçakçılığı” suçlarından, Joslin’in annesi ve suç ortaklarını yüksek güvenlikli hapishaneye kapattı. Hapishanede diğer mahkûmlar tarafından darp edilen uyuşturucu bağımlısı anne, revirde dördüncü çocuğuna hamile olduğu ortaya çıkınca tek başına kalabileceği bir hücreye nakledildi.
Joslin’in ortadan kayboluşunun yarattığı panik ve korku, Saldanha Körfezi’nin havasında bir süre asılı kaldı. Küçük kızın akıbeti de gündemden düştü gitti. Joslin’in cansız bedenine ulaşılamadı.
Güney Afrika’da her beş saatte bir çocuğun kaybolmasına yol açan nedenleri araştıran sosyologlar, yoksulluğun ve eğitimde fırsat eşitliğinin olmamasının sosyal çürümeyi tetiklediğini ve bu durumun özellikle kadınlar ve çocuklar gibi kırılgan grupların yaşamlarını daha da zorlaştırıp “okült ekonomiyi” artırdığını düşünüyor.
HERKESİN BİLDİĞİ SIR
Ne acı ki bu olay örgüsü hiçbirimize şaşırtıcı gelmemekte!
Her yeni vakada olduğu gibi olağanüstü bir gayretle, tüm olanaklar kullanılarak arama seferberliği başlatılır. Çocuğun kaybolmasının arkasında yatan gerçekleri bildiği halde teneke evlerinin sakinleri, korkudan susarak yaşamlarına geri dönmeyi tercih eder. Aile içi şiddet, taciz, ihmal, kayıtsızlık ve uyuşturucu kullanımının neredeyse doğal bir düzen haline geldiği mahallenin sakinleri, olayları görmezden gelir. Sessizlik onlara sorumluluklarından kaçma fırsatı verir. Kaybolan çocukların öyküsü, mahallenin karanlık gerçekliğinde bir hayalet gibi dolanır. Kimsenin konuşmadığı ama herkesin bildiği bir sır olarak!
KURBAN KADIN VE ÇOCUKLAR
Sadece Güney Afrika’da değil dünyanın herhangi bir yerinde ataerkil düzen, kadınların ve çocukların sürekli olarak örselenmesine, baskı altına alınmasına ve susturulmasına yol açar. Bu tip olaylar, aslında çok daha geniş bir sosyal sorunun mikrokozmosudur. Kadınlar ve çocuklar, aile içindeki şiddete ve istismara karşı savunmasız kalmışlardır çünkü toplumun gözünde onların yaşadığı bu acılar, “aile içi meseleler” olarak görülür ve dış müdahale gerektirmez. Kötülük saklanır!
Çocuğun, dünyaya geldiği aileyi seçme şansı yoktur; korunmaya muhtaç bir varlık olan çocuğun en yakınları tarafından ölüme gönderilmesi, kaderin cilvesi olarak algılanamaz.
Bilip de susmak adaletin en büyük düşmanı, zulmün en büyük ortağıdır!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği