Adliye önünde Can Atalay eylemi: Vekilliğinin birinci yılında Atalay'a özgürlük
Türkiye İşçi Partisi (TİP) geçen sene bugün yapılan 2023 Genel Seçimlerinde Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın, milletvekili seçilmesinin birinci yıl dönümü nedeniyle bugün saat 19.30'da Çağlayan Adliyesi önünde eylem "Can Atalay'a özgürlük" diyerek eylem gerçekleştirdi.
Gezi Parkı Davası kapsamında 18 yıl hapse mahkum edilen avukat Can Atalay, Yargıtay'ın hükmü onama kararından önce 14 Mayıs 2023 Türkiye Genel Seçimlerinde TİP'ten Hatay Milletvekili seçildi. Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin 'iki kez' verdiği hak ihlali kararına karşın tahliye edilmeyerek, yargıtayın kararı üzerine milletvekilliği düşürüldü.
Türkiye İşçi Partisi ile Atalay'ın meslektaş ve arkadaşları, Can Atalay'ın Hataylı depremzede yurttaşların oylarıyla milletvekili seçilmesinin birinci yılında bugün İstanbul Adalet Sarayı önünde eylem gerçekleştirdi. Eylem öncesi Çağlayan Meydanı, bariyerlerle çevrilerek, adliye önünde geniş güvenlik önlemleri alındı.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, yaptığı konuşmada Can Atalay'ın derhal tahliye edilmesini istedi.
Erkan Baş, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Tam bir yıl önce bugün Türkiye'de bir genel seçim yapıldı. Genel seçimler, yurttaşın kendisini temsil edeceği, milletvekillerini seçtirme iddiasıyla hayata geçiriliyor. Fakat Türkiye'deki, açık konuşalım saray iktidarı, 'ancak ben izin verirsem yurttaş seçme ve seçilme hakkını kullanabilir' diyor. 'Benim izin vermediğim, benim onaylamadığım herhangi bir tercihin hayata geçme şansı yoktur' iddiasıyla zaten. Altını çizerek ifade ediyorum. Zaten tümüyle siyasi bir dava olan, zaten tümüyle hukuksuz bir dava olan, zaten hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulan arkadaşlarımızdan birisi olan, seçilmiş Hatay milletvekilimiz Can Atalay'ın da esaretini katmerleyerek, onun hukuksuz cezaevinde tutulmasının üstüne bir de yasaları, bir de anayasayı, bir de Anayasa Mahkemesi kararlarını defalarca kez tekrar tekrar ayaklar altına alarak onu esir tutmaya devam edişinin birinci yıl dönümü. Bu nedenle bugün Türkiye'deki adaletsizliklerin belki de en birinci simgelerinden bir tanesi olan Çağlayan Adliyesi önünden tüm Türkiye'ye, tüm Türkiye emekçilerine, Türkiye halklarına seslenmek istedik.
"MESELE, CAN ATALAY MESELESİDİR"
Mesele evet, haksız, hukuksuz bir biçimde cezaevine tutulmaya devam eden bir milletvekili Can Atalay meselesidir. Ama kesinlikle ve kesinlikle sadece Can Atalay'dan ibaret bir mesele değildir. Can'la beraber haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe maruz bırakılan bir bütün olarak Gezi direnişidir. Gezi'de birlikte omuz omuza dövüştüğümüz haksızlığa karşı, adaletsizliğe karşı, hukuksuzluğa karşı birlikte mücadele ettiğimiz Gezi Davası adındaki kumpas davadasında tutuklu bulunan arkadaşlarımızdır. Can'la birlikte, Soma'da sadece ve sadece patronlar daha fazla kar etsinler diye iktidar desteğiyle katledilen 301 madenciye uygulanan adaletsizliğe, onların çocuklarının ailelerinin, yakınlarının sesi olmak için buradayız. Hendek'te, Ermenek'te Türkiye'nin dört bir yanında patronlar üç kuruş daha fazla para kazansın diye hayatları hiçe sayılan işçilerin uğradığı kaksızlıklara karşı buradayız.
"ADINDA ADALET OLAN PARTİ, ADALETİ KATLEDEREK VAR OLUYOR"
Ülkenin dört bir yanında bu iktidarın yarattığı iklim nedeniyle bu iktidarın verdiği cesaret nedeniyle kadınları katlettikten sonra hayatlarına devam eden katillerin yargılanabilmesi için buradayız. Kadın cinayetlerinde adaletin sağlanabilmesi için buradayız. Bu iktidara teslim olmadığı için, boyun eğmediği için cezaevlerine atılan siyasetçilerin adalet mücadelesini yükseltmek için buradayız. Kobane kumpas davasında Türkiye'de barışı ortadan kaldırmak için, savaş iklimini büyütmek için, halkları birbirine düşman etmek için, siyasetçilerin tutsak edilmesine, İstanbul Çağlayan'dan hayır demek için buradayız.
"TÜRKİYE, AKP'DE TANIDIĞI OLANIN İSTEDİĞİ SUÇU İŞLEDİĞİ BİR ÜLKE HALİNE GELDİ"
Türkiye öyle bir hale geldi ki cebinde parası olanın, AKP'de tanıdığı olanın istediği suçu işlediği ve bunun karşılığında sokaklarda hayatına aynı biçimde devam ettiği, biraz kamuoyu baskısı olunca da cebinde bol parası olduğu için pasaportunu alıp yurt dışına gittiği bir ülke haline geldi.
"BU ADALETSİZLİKLERE HEP BİRLİKTE SON VERMELİYİZ"
'Bu ülke bu adaletsizlikleri normal karşılamalı ki' diye düşünüyor iktidar, emekli 10 bin liraya hayatını sürdürmek zorunda olduğunu kabul etsin. Bu adaletsizlikler artarak devam etmeli ki insanlar yoksulluk sınırının açlık sınırının yarısından daha düşük asgari ücretlerde çalışmak zorunda olduklarını kabul etsinler. Biz bu ülkedeki milyonlarca işçi, emekçi, emekli, yoksul, bu açlığı kabul edelim. Bu sefalet düzenini kabul edelim. Bu yoksulluğu kabul edelim diye uygulanıyor bu baskılar. O yüzden sevgili Can hapiste, o yüzden Gezi tutsakları hapiste, o yüzden siyasiler her geçen gün hapiste tutulmaya devam ediyor. Ve bu gerçeği tüm Türkiyeli emekçiler olarak kavramalı ve bu gidişata hep beraber dur demeliyiz. Çocuklarımızın yarınlara umutla bakabilmesi için, evimize ekmek götürebilmek için, ekmek götürebilmek için, yaşayabilmek için bu adaletsizliklere hep beraber son vermemiz gerekiyor.
"PAZARLIK YÜRÜTMÜYORUZ"
Hiç kimse bu haksızlıkların, hukuksuzlukların, bu adaletsizliklerin bir pazarlık kozu olarak görülmesini içimize sindirmemizi beklemesin. Biz herhangi bir pazarlık yürütmüyoruz. Haksızlıkların son bulmasını istiyoruz. Hukuksuzlukların son bulmasını istiyoruz. Ve bu ülkeye gerçek bir adaletin gelmesini istiyoruz. Bunun için de bu ülkenin bütün emekçileri hep birlikte mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Hiç tereddüt etmiyoruz."
Gülsüm Elvan, "Hatay Milletvekili. Can Atalay, Ahmet Atakan'ın da aynı zamanda avukatıydı. Bugün Ahmet Atakan'ın bir dosyası yokken Can Atalay içeride. Ben Adalet Bakanına şunu soracağım, bize somut versin. Bizi ikna etsin. Can'ı niye tutuyorsun orada? Bizim artık sabrımız tükendi. Biz avukatımızı istiyoruz. Biz milletvekilimizi istiyoruz. Biz içerideki yoldaşlarımızı istiyoruz. Yeter artık. Bu işkence, bu zulüm bitsin. Biz artık dayanamıyoruz, gerçekten artık dayanamıyoruz."
Can Atalay'ın annesi Şükran Atalay, "Bütün annelere sesleniyorum. Bütün anneler iyi yüreklidir. Evlatları için iyi şeyler isterler. Onlara şöyle demek istiyorum, kendinize adalet, demokrasi lazım olmadan demokrasi ve adalet için bir şeyler yapın. Kime ne gün geleceği belli değil. Hepiniz örgütlenin."
"OMUZ OMUZA DEVAM EDECEĞİZ"
CHP Şişli İlçe Başkanı Tamer Özcanlı ise şu ifadeleri kullandı:
"Bizler bugün yüne tek övünç kaynağı Avrupa'nın fiziken en büyük adliyesi olmak olan ama içinde adalet namına hiçbir iddia barındırmayan bu büyük binanın önünde bir aradayız. Yine kol kola, omuz omuza, dayanışma bilinciyle bir aradayız. Evet tam bir yıl geçti, Can Atalay Hatay halkının seçilmiş milletvekili olarak meclisten uzaklaştırıldı, onlarca yargı kararına, yüksek yargı kararına rağmen. Hala burada yoğun bir direnç ve baskıyla karşı karşıya. Sadece Can Atalay değil, bildiğiniz gibi bu bir kişisel mesele değil, bu ağaca, yeşile, halka iktidarın direncidir, inadıdır. Biz bu inada karşı sadece Can Atalay'ın değil, bütün Gezi direnişçilerinin, bugün doğum günü olan Tayfun'un kızı Vera'ya kavuşmasına, Oktay Ergin'in tekrar Şişli'ye, Okmeydanı halkına, Halkevi'ne kavuşmasına, Can'ın Hatay halkına kavuşmasına kadar beraber mücadelemize devam edeceğiz. Ve biliyoruz ki onlar çıktıktan sonra da bu mücadeleyi hep beraber omuz omuza, kol kola devam edeceğiz. Bütün dayanışma duygularımızla onları selamlıyoruz. Biraz daha sabretsinler. Hep beraber bu mücadeleye omuz omuza devam edeceğiz."
"HALK ADALET İSTİYOR!"
TİP İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek ise yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, Hatay'ın seçilmiş milletvekili olmasına rağmen tam bir yıldır hukuksuzca cezaevinde tutulan Can Atalay için adalet istiyoruz. 10 yıl önce Soma'da katledilen madenciler için, onların avukatı Can Atalay için adalet istiyoruz. Depremde katledilen, evsiz yurtsuz kalanlar için adalet istiyoruz.
1 Mayıs meydanı Taksim'in işçilere kapatılmasını kabul etmeyen ve bu nedenle tutuklanan dostlarımız için adalet istiyoruz. İktidara meydan okuduğu için cezaevlerinde tutulan siyasetçiler, Gezi tutsakları, Gezi aileleri, tutuklu gazeteciler, avukatlar için adalet istiyoruz. Tam 1000 haftadır kayıp ve katledilen yakınları için mücadele eden Cumartesi Anneleri için adalet istiyoruz.
Sürekli kemer sıkması istenen, her geçen gün daha da yoksullaşan emekçiler, emekliler için adalet istiyoruz. Katledilen kadınlar, geleceksiz bırakılan, tarikatların insafına terk edilen gençler için adalet istiyoruz. Özgürlüklerimiz ve haklarımız pazarlık konusu değil!
Hayatımız pazarlık konusu değil. Bir yandan vekillerimizi, siyasetçileri, emekçileri, Taksim'i savunanları tutsak edip diğer yandan halkı yoksullaştıranlarla uzlaşmayacağız. Hayatı bize zindan edenlerle aynı gemide değiliz! Temel haklarımızdan, adaletten, çocuklarımızın ekmek parasından, eğitiminden tasarruf etmeyeceğiz.
"BİR KEZ DAHA BİR ARADAYIZ"
Ülkeyi koca bir cezaevine çevirenlere hep birlikte meydan okumak için bir kez daha bir aradayız. Mesele, yalnız bir kişinin, bir grubun, bir topluluğun, bir partinin, bir partiye oy verenlerin meselesi değil. Adalete susamış, hakları elinden alinmış, özgürlüklerine kastedilmiş kim varsa yanındayız.
Adalet ve özgürlük isteyenler için bir oluruz, beraber oluruz ve kimseyi yalnız birakmayız. Gezi'de nasıl bir olduysak, öyle birleşir mücadele ederiz. 4 Mayis seçimlerinin üzerinden bir yıl geçti. Seçilmiş bir milletvekili bir yıldır tutsak ediliyor. Bu bir yılda, yoksulluğumuz arttı, ekmeğimiz, eğitimimiz, sağlığımız, özgürlüğümüz azaldı. Halk, iktidara yanıtını yerel seçimlerde verdi. Bu iktidar artık bir azınlık iktidarıdır. Bir azınlığın halkın haklarını gasp etmesine izin vermeyeceğiz.
Adalet istiyoruz ve kazanacağız. Bir bir kazanacağız. Can Atalay başta olmak üzere Gezi tutsaklarını, cezaevlerindeki siyasetçileri, devrimcileri çıkaracağız. Soma Ermenek, Aladağ, Çorlu için adaleti sağlayacağız. Emekçiler, emekliler, gençler, kadınlar için yan yana duracağız.
Halk kazanacak, adalet kazanacak!"
NE OLMUŞTU?
Avukat Can Atalay, Gezi Parkı eylemleri kapsamında aralarında Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater Utku ve Ali Hakan Altınay'ın da olduğu isimlerle Gezi Parkı Davası kapsamında yargılanmış ve 18 yıl hapis cezası almıştı. Atalay, Yargıtay'ın onama kararından önce, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri için TİP'in listelerinden Hatay'dan milletvekili adayı gösterilmiş ve seçim sonucunda Hatay halkının oylarıyla milletvekili seçilmişti.
Milletvekili seçildiği halde tahliye edilmeyen Can Atalay hakkında AYM tarafından iki kez 'hak ihlali' kararı verildi. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM kararını tanımadı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması