Atatürk’ün kapattığı tarikatlar son 20 yılda vakıf kimliğiyle yeniden doğdu: AKP karanlığı ülkeyi boğuyor

İsmailağa cemaatindeki cinsel istismar skandalı sonrası gerek iktidarın gerek Diyanet’in günlerce süren sessizliği, tarikat ve cemaatleri oy deposu olarak gören ve benzer hayat görüşüne sahip iktidarın bu yapılara gösterdiği tavizi de ortaya koydu.

Yayınlanma: 09.12.2022 - 04:00
Atatürk’ün kapattığı tarikatlar son 20 yılda vakıf kimliğiyle yeniden doğdu: AKP karanlığı ülkeyi boğuyor
Abone Ol google-news

İsmailağa bağlantılı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.’yi 6 yaşında evlendirdiği ve cinsel istismara uğramasına sessiz kaldığının ortaya çıkmasıyla tarikat ve cemaatler yeniden gündeme oturdu. 1925’te çıkarılan 677 sayılı “tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması”na ilişkin yasayla yasaklanan tarikat ve cemaatler, özellikle AKP iktidarıyla birlikte yeniden güç kazanarak, vakıf ve dernekler aracılığıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 

İsmailağa bağlantılı çok sayıda yöneticisi bulunan Diyanet ise istismar skandalına karşı günlerce sessiz kaldı. Din istismarına karşı açıklama yapılmazken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise dün Moskova’da düzenlenen bir foruma “onur konuğu” olarak katıldı.

‘TARİKATLAR YOL GÖSTERİYOR’

Emekli müftü Gani Aşık, cinsel istismar skandalına “Hiranur Vakfı kurucusunun, cinsellikle ilgili hiçbir fikrinin olamayacağı 6 yaşındaki kızını, 29 yaşındaki müridinin koynuna vermesi iğrenç, tiksindirici ve alçaklıktır” tepkisini gösterdi.

“Halkın utancından yüzüne perde tuttuğu bu sapkınlık konusunda Diyanet, bugüne değin sessiz kaldı” diyen Aşık, “Türkiye’nin kurtarıcı ve Diyanet de dahil  kurucu önderine lanet okuyabilen Erbaş Hoca’nın suskunluk nedenlerinden birisi, muhtemeldir ki ‘oluşturduğu üst bürokrasi kadrosuna çokça İsmailağa cemaati mensubu yerleştirmiş olduğu’ savlarının gerçek olabileceğinden kaynaklanmaktadır. Bir başka neden de hiç kuşkusuz tarikat ve cemaatlerin laik cumhuriyeti teslim alması gerçeğidir. Söz konusu tarikat liderinin cenazesinde devlet tam kadro hazır bulundu ve cumhurbaşkanı ‘fikri önderimiz’ dedi. İhvancı iktidarla birlikte devlet yönetimine Atatürk değil, tarikatlar yol gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

‘SİYASETİ REHİN ALDILAR’

Prof. Dr. Şahin Filiz ise “tarikatların Türk siyasetini rehin aldığını” söyledi.

“Çocuklarımızın istismarı, Türk toplumunun ahlakına, İslam dinine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir suikasttır. Bu çocuk istismarı olayı, tarikat ve cemaatlerin Türk siyaseti üzerindeki vesayetinin iktidarda zirveye ulaştığının resmidir” diyen Filiz, şöyle konuştu:

  • “Türk siyasetini rehin alan tarikat ve cemaatler, siyasetten aldıkları güç sayesinde Türk toplumunun ‘geliyorum’ diyen çocuk istismarı girişimlerinde şimdiye kadar olan bitenleri anlamasına engel oldu” dedi. İktidarın tarikat ve cemaatlere ucu açık destek sağladığını, bu yapıların da yaptıkları her şeye dini kılıf bularak davranışlarını meşrulaştırmaya çalıştığını vurgulayan Filiz, “Çocuklarımızın daha bebek yaşlarında kara çarşaflara sarılması, tarikat yurtlarında cinsel istismarlara uğraması, öldürülmesi, sokaklarda dini kıyafetlerle gövde gösterisi yapmaları, 6 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğrayacağını bağıra bağıra ilan etmişti.
  • İktidar, ‘geliyorum’ diyen bu sübyancı tehlikeyi önceden görebilmesi için milli iradenin gereği olarak tarikat ve cemaatlerin bu faaliyetlerine dur diyebilirdi. Bunu diyebilmek için de Atatürk ilke ve devrimleri, cumhuriyet değerleri ve laik sosyal bir hukuk devleti ile ‘hesaplaşmak’ paranoyasından kurtulmalıdır. Böyle giderse benzer vahim sonuçların tekrarlanmayacağına kimse garanti veremez."

‘ATATÜRK’TEN SAPARLARSA KURTARAMAZLAR’

Filiz, şunları kaydetti:

  • “Siyasi iktidarın ve aynı zamanda muhalefetin bu insanlık dışı cürüm karşısında tepki vermekte geç davranması, siyasetle tarikatın ne denli iç içe geçtiğini değil, siyasetin tarikatlar ve cemaatlerce derinlemesine rehin alındığının resmidir. Siyasi iktidarın pasifliği, hatta en hafif deyimle bu yapılara sözünün geçmemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı kurumunu bile mevcut başkanı eliyle ‘bypass’ ederek tarikat ve cemaatlerin sözünden çıkamayacak duruma düşmüştür. ‘Vatanı kurtarmak çocuklarımızı kurtarmakla mümkündür’ diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinden sapan hiçbir siyaset tarzı, tarikat ve cemaatlerin vesayetinden ve onlara rehin olmaktan kurtulamaz. Laik, çağdaş bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri, etnik bölücülük ile tarikatçı gericiliğin güç birliği ile yıpratılırsa; Türk milletinin geleceği için çocuklarımızın korunmasını vurgulayan Atatürk sürekli saldırıya uğrarsa, çocuklarımızı kim koruyacak?”

‘MERDİVEN ALTI YAPILAR’

İlahiyatçı Prof. Dr. İbrahim Maraş, “6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Bu, açıkça istismardır ve suçtur” dedi.

Bunun iki temel nedeni olduğuna işaret eden Maraş, “Birisi kız çocuklarının insan sayılmamasına dair cehalet, ikincisi ise dini geleneğin buna izin verildiğine dair inançtır. Din dilini ve dini düşünceyi, başta da fıkıh geleneğini güncelleştiremezseniz, toplumsal cinsiyet adaletini sağlayamazsanız, böyle olaylara asla engel olamazsınız. Geleneği, her türlü rivayeti din diye dayatmanın, yaşanan hayata rağmen bir din anlayışı kurgulamanın sonucu budur. Mevcut fıkıh algısı ve dini zihniyet bundan başka bir sonuç üretmez. Bu zihniyetin geliştiği yerler merdiven altı dini yapılardır. En çok istismar edilen konu da dini nikahtır. Nikah, hukuki bir sözleşmedir. Bunun dinisi, dini olmayanı olmaz. Mevcut kanunlara uymak istemeyenler konuyu istismar ediyorlar. Bunu engellemenin yolu, sağlıklı din eğitimidir. Halkımızın merdivenaltı yapılardan kaçınması gerekir. Diyanet’in bu konuyu bütün açıklığıyla çözmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

DİYANET’TEKİ İSİMLER

Diyanet’in üst kademesinde çok sayıda İsmailağa ve çeşitli cemaatlerle bağlantılı isim bulunuyor.

Bu isimlerden öne çıkanlar şöyle:

* Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı’nda bulunan Osman Şahin’in özgeçmişinde, eski YÖK Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Yekta Saraç’ın da babası olan Muhammed Emin Saraç’tan ders aldığı yazıyor. Saraç, aynı zamanda Nakşibendi’nin etkili isimlerden biri olarak biliniyordu.

* Eğitimcilerin tepkisine karşın kuruluşu Meclis’te hiç ret oyu olmadan kabul edilen Diyanet Akademisi’nin başkanlığında Enver Osman Kaan var. Kaan, “hafızlık icazetini” İsmailağa bağlantılı olduğu bilinen Yeşil Cami İlme Hizmet Vakfı tarafından yönetilen Bayrampaşa Yeşil Cami Kuran Kursu’nda aldı. Söz konusu vakıf, mayıs ayında düzenlenen bir icazet töreni öncesi yüzlerce “cüppeli-sarıklı” kişinin cami etrafında tekbirli yürüyüş yapması ile gündeme geldi. 

* Dini Yayınlar Genel Müdürü Fatih Kurt’un, İsmailağa Kuran Kursu’nda cemaatin eski lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’ndan eğitim aldığı biliniyor.

* Diyanet’in en üst danışma kurulu olan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Fatih Mehmet Aydın, hafızlığını İsmailağa Kuran Kursu’nda tamamladı. 

* Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi olan ve kadınlara yönelik açıklamalarıyla tepki çeken İdris Bozkurt da hafızlığını, Diyanet Akademisi Başkanı Enver Osman Kaan gibi İsmailağa bağlantılı vakıf tarafından yönetilen Bayrampaşa Yeşil Cami Kuran Kursu’nda aldı. 

* Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan’ın da Bayrampaşa Yeşil Cami Kuran Kursu’nun ilk mezunlarından olduğu biliniyor. 

* “Diyanet’in kurmay okulu” olarak da adlandırılan İstanbul Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Muhammet Emin Kılıç’ın özgeçmişinde, İsmailağa’nın Kuran kursunda “Arapça ve dini eğitim” aldığı belirtiliyor. Kılıç, mezun olduktan sonra aynı kursta öğreticilik de yaptı. 

* Eski Din Hizmetleri Genel Müdürü ve halihazırda Priştine Din Hizmetleri Müşaviri olan Bünyamin Albayrak da birçok isim gibi Bayrampaşa Yeşil Cami Kuran Kursu mezunu. 

* Eski Strateji Geliştirme Başkanı olan Diyanet Başkanlık Müşaviri Mahmut Türk de hafızlığını Yeşil Cami Kuran Kursu’nda tamamladı. Bayrampaşa Yeşil Cami Kuran Kursu’nun 2019’da Antalya’da düzenlediği “Yeşil Cami Mezunları Geleneksel Buluşması”nda, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da yer almıştı. 

DİYANET’LE BİRLİKTE ÇALIŞIYORLAR

Öte yandan, il ve ilçe müftülülükleri de İsmailağa bağlantılı vakıf ve derneklerle işbirliğini sürdürüyor. Son olarak 24 Ekim’de Çatalca İlçe Müftülüğü’ne bağlı 15 Temmuz Şehitler Kuran Kursu’nda hafızlıklarını tamamlayanlar için düzenlenen icazet töreninde, İsmailağa Kuran Kursu Genel Müdürü Muhammet Masum Vanlıoğlu da yer aldı.

Vanlıoğlu aynı zamanda Çatalca ilçe vaizi olarak görev yapıyor. 

9 Ekim’de Fatih Müftülüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren İsmailağa Kuran Kursu’nda hafızlığını tamamlayanlar için Fatih Camisi’nde düzenlenen icazet törenini, Ayasofya’da Atatürk’ü hedef alan Mustafa Demirkan yönetti. 

BAKANLARLA GÖRÜŞTÜLER

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da İsmailağa’cılarla ağustosta bir araya gelmişti. İsmailağa’nın önde gelen isimlerinden Adem Şener ile Mehmet Talu’yu önce Bakan Bozdağ, ardından Bakan Soylu makamlarında kabul etmişti.

Ziyarete ilişkin paylaşımlarda, “Sayın hocamız hizmetleri hakkında bilgiler verdi” denilmişti. 

VAKIFTA ‘YILDIZLAR’ GEÇİDİ

Cinsel istismar skandalıyla gündeme gelen Hiranur Vakfı, AKP’li isimlerin de ziyaretiyle biliniyor. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, söz konusu vakfı 2019’da ziyaret etti. Akdağ’dan kısa bir süre sonra da AKP Milletvekili Mustafa Ataş, vakfa gitti.

Ataş, ziyaretini, “Yaptıkları hizmetler için teşekkür ettik” sözleriyle duyurdu.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon