Hukukçu Ruşen Gültekin, "AKP iktidarının yaptığı atamalar tartışmalı oldu"

Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) geçen pazar günü iki oturumda gerçekleştirildi. KPSS cevap anahtarının, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) internet sitesinden yayımlanmasının ardından Yediiklim Yayınevi’nin KPSS deneme sınavlarında sorduğu soruların şıklarına kadar aynı olduğu ortaya çıktı. Söz konusu iddiaların ardından sosyal medya üzerinden açıklama yapan ÖSYM iddiaları yalandı. ÖSYM’den yalanlama gelse de, dün Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kararla, ÖSYM Başkanı Halis Aygün görevinden alındı. İletişim Başkanlığı’ndan yayımlanan açıklamada da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olayın araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu’na talimat verdiği belirtildi.

Türkiye’de sınav skandalları ise sıklıkla gündeme geliyor. 7 Temmuz 1973 yılında, ÜSYM (Üniversite Seçme ve Yerleştirme Merkezi) tarafından yapılan üniversiteye giriş sınavları sorularının daha önceden özel bir dershane tarafından ele geçirilmesi üzerine iptal edildi. İptal edilen bu sınav, ÖSYM’nin ilk skandalı oldu. Ardından 1992 yılında Anadolu Liseleri Sınavı, 1999 yılında ÖSS sınavı, takip eden yıllarda Polis Akademisi Sınavları, Açıköğretim Sınavları ile devam etti. Tarikat ve cemaatlerin kamu kadrolarına kendi cemaatlerinden olan kişileri yerleştirmek için sınavları araç olarak kullandığı da sıkça dile getiriliyor. Özellikle AKP döneminde, tarikatların devlet içinde kadrolaşmasıyla birlikte sınavlar da bu durumdan payına düşeni aldı. Yakın geçmişte FETÖ, bu tarikatlar içinde en öne çıkanıyken, bu yıl gerçekleşen KPSS skandalından sonra gözler yine tarikatlara çevrildi. 

‘İKTİDARIN SİCİLİ KABARIK’

Söz konusu tartışmaları ve sınav güvenliğini hukukçu Ruşen Gültekin Cumhuriyet’e anlattı. Gültekin, 2007-2008 yıllarında Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) hakim ve savcılık sınavlarının iptaliyle ilgili başvuruda bulunduğunu söyledi. Gültekin, “O yıllarda idari yargı sınavlarının iptalini istedik. Hakim ve savcılarla ilgili yönetmelikte de yazıyordu. Davayı açmamızın ardından Danıştay alımları durdurdu. Ardından biz de mülakatlara kamera konulması talebinde bulunduk. Ardından dava açılmasının önünü kesmek için Adalet Bakanlığı bunu 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na yazdı. Yönetmelikten kanuna geçince dava da ortadan kalkmış oldu. Yargı kararını bu şekilde etkisiz hale getirdiler. 2016 yılında da İdari Yargı’da AKP’nin 2003’ten 2016’ya kadar idari yargıda aldığı hakim ve savcıların yüzde 90’ı FETÖ’cü diye atıldı. Siyasi iktidarın bu konudaki sicili kabarık” dedi.

‘BAKAN İSTİFA ETMELİ’

İptal ve yargılama süreecinin çeşitli ayakları olduğunu söyleyen Gültekin, “Acaba bu sorular sızdırıldı mı yoksa ilgili yayın kuruluşundan alındı mı? Şu anda bilgi karmaşası var. Yediiklim Yayınevi bununla ilgili nasıl bir savunma yapacak bu da önemli. Burada asıl siyasi sorumlu Milli Eğitim Bakanı’dır. Dolayısıyla bakanın derhal istifa etmesi gerekmektedir. Kamu görevlisinin görevden alınması yeterli değil. Siyasi sorumlusu da ortaya çıkartılmalıdır. ÖSYM Başkanının ya da YÖK başkanının görevden alınması bu sorunu çözmez. Önemli olan siyasi sorumluların bu konuda hesap verebilir olmasıdır” diye konuştu. Gültekin, KPSS’nin haftasonu gerçekleşecek oturumların güvenliğinin de tartışmalı hale geldiğini ve iptal kararı verilmesi gerektiğini söyledi. Kamuda yeterlilik sınavı yapılmalı

Gültekin, 2023 seçimlerinde yeni gelecek iktidarın kadrolarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Gültekin, “Yeterlilik sınavları uygulanmalı. Liyakat sistemi esas alınarak yeniden atamalar yapılmalıdır. Ancak yeni iktidar kriterleri değil devletin objektif kuruluş esasları dikkate alınmalıdır” ifadelerini kullandı