Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'dan Kılıçdaroğlu'nun 'asgari ücret' eleştirilerine yanıt

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'asgari ücret' eleştirilerine yanıt verdi. Atalay, "Bu insanlar bana üye değil. 81 ilde olan insanlar. Kanun değişmeli, biz burada olmamalıyız. Bedelini ben ödüyorum. Ben Bayburt'taki manavla mı grev yapacağım?" dedi. Kılıçdaroğlu'nun 'sarı sendikacı' olarak nitelendirdiği Atalay, "Ne sarısı? Ben dimdik yürürüm. Allah'a havale ediyorum. Allah da gereğini yapıyor zaten zaman zaman." diye konuştu.

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'dan Kılıçdaroğlu'nun 'asgari ücret' eleştirilerine yanıt
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.06.2023 - 09:38

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun üçüncü toplantısının ardından dün asgari ücrete ara zam belli oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücretin net 11.402 liraya yükseldiğini brütün ise 13 bin 414 TL olduğunu açıkladı.

"HUKUKTAKİ ADI 'SARI SENDİKALIK'TIR"

Partisinin grup toplantısında asgari ücret konusuna değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ergün Atalay'ı eleştirmişti. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullanmıştı:

"Beni şaşırtan Türk-İş başkanının buna hiç itiraz etmemesi. Makul diyor. Aynı Türk-İş'in yaptığı başka bir açıklama var; Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 13 bin 430 TL. Siz buna itiraz etmeyeceksiniz! Bu doğru değil. İşçinin hakkını ve hukukunu korumak sendikanın görevidir. Sendika iradesini Saray'a ipotek etmişse, sendika olmaktan çıkar. Hukuktaki adı 'Sarı sendikalık'tır."

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da dün Habertürk canlı yayınında kendisini eleştiren Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi. Atalay, "Ne sarısı? Ben dimdik yürürüm. Allah'a havale ediyorum. Allah da gereğini yapıyor zaten zaman zaman" dedi.

"KEMAL BEY SİSTEMİ BİLMİYOR"

Atalay şu ifadeleri kullandı:

"Kemal Bey bu ülkede ana muhalefet partisinin genel başkanı. Benim CHP'li bir sürü üyem var, sendika başkanım var. Kemal Bey 2019'da buna benzer bir şey söyledi. Söylediği doğru değil. Geçen sene benimle konuştuğunu kendisi de biliyor. Kemal Bey kıymetli bir siyasetçimiz. Ben ona cevap verme durumunda değilim, ama bir şey söylemem lazım. Ağzınıza girenin hesabını ahirette, ağzınızdan çıkanın hesabını bu dünyada verirsiniz. Ben seçimle geliyorum, atamayla geliyorum. Türk İş'in Başkanıyım ben. Sendikacılar akıllı adamlardır, yanlış yapanı 1 dakikada tutmazlar. Ben kafamı hiçbir yere ipotek etmiyorum. Şimdi benim bununla ilgili ne demem lazım? Kemal Bey sistemi bilmiyor. Bugün oraya gitmekle 11 bin seviyesine çektiğimiz asgari ücreti, sayın Cumhurbaşkanımıza giderek 11 bin 400 seviyesine getirdim. Bunu komisyonla konuştum. Tam doğruyu yaptım. Bu para yeterli mi değil, ama bugünün şartlarında başlangıç ücreti. Meclis'in yüzde 30'u işveren. Onlara bir sorar mısınız '15 bin lira asgari ücret veriyor musunuz' diye. Belediyelerde şu anda asgari ücretin altında para alan işçiler var. Bütün siyasi partilere sesleniyorum, kendi belediyelerinize söyleyin, asgari ücreti 15 bin liradan net yapsınlar.

"O LAFLARI BEN HİÇ HAK ETMİYORUM"

Ben siyasetçi değilim, Türk İş Başkanıyım. Benim CHP'li üyem var. MHP'li üyem var. Bizi siyasete bulaştırmasınlar. Geçmişte muhalefet partileri Türk İş'i kucaklar, sorunlarını anlatırlardı. Şimdi Türk İş Başkanı sarı vs. Ne sarısı? Ben dimdik yürürüm. Ben bunun hesabını arkadaşlarıma veririm. Allah'a havale ediyorum. Allah da gereğini yapıyor zaten zaman zaman. Ben hiç siyaset yapmadım. Herkesin bir fikri var. Ben Türkiye'den işçiden yanayım. 40 senedir ne yaptığım ortada. Cumhurbaşkanımızı da severim. Ama o iş başka, bu iş başka. Benim siyasetçiliğim yok. Ortalama bir adamım ben. Kemal Bey'in 'sarı sendikacılık' sözünü kabul etmiyorum. Ben köşeli adamım. Hayırlı ömür hayırlı ölüm. Herkes ağzından çıktığına dikkat etsin. O lafları ben hiç hak etmiyorum. Onlar Meclis'te örgütlenmeyle ilgili çözüm üretsinler.

"BUNUN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ"

 

Partinin, hükümetin, milletvekilinin, işverenin sendikası olmaz. Sendika işçinin olur. Bu ülkede işverenler de, bazı belediye başkanları da kendine yakın sendika istiyor. Bunun bedelini ödüyoruz. Örgütlendiğin zaman adam seni kapının önüne atıyor. Mahkeme sürüyor 5 sene. Ne işçi kalıyor ne işyeri kalıyor. 7 sene süren davalar var. Biz nasıl örgütleneceğiz? Burada yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Biz bu ülkede yüzde 65'iz biz. 600 tane Meclis var, biz orada 3 kişi yokuz. Bu Meclis'in dörtte üçü işveren ağırlıklı. Bu Meclis'te işçilik, çiftçilik yapmış emekli olmuş vekil olsa, bizim aleyhimize kanun çıkar mı?

"İNSANLAR BANA ÜYE DEĞİL"

Gelinen teklif 11 bin liraydı. 'Ben 11 bin liraya gelmem' dedim. Cumhurbaşkanımızdan randevu istedim. AK Parti Genel Merkezi'ne gittim. Durumu anlattım. Bu ara zam ikinci oluyor. Geçen sene Temmuz'da yüzde 30 verdiler. Aralık'ta masada yoktum. Cumhurbaşkanımıza anlattım. Bu parayı işveren veriyor. Büyük firmalarda problem yok. Ama bunun 3 kişi, 2 kişi, 5 kişi çalışan yerler. Terzi, kuaför. Şimdi 'Bana 3 kişinin maliyeti 50 bin lira, bunu ödeyemem' diyor. Ben dolar üzerinden konuşmam, TL ile konuşurum. Ben inanmadığım, kafama yatmayan hiçbir işi yapmam. Yönetimle, komisyonla, Başkanlar Kurulu'nda, işçiyle konuşurum. Türk İş'te ali kıran baş kesen değilim. Başkanlar Kurulu ne derse onu yaparım. Bu insanlar bana üye değil. 81 ilde olan insanlar. Kanun değişmeli, biz burada olmamalıyız. Bedelini ben ödüyorum. Ben Bayburt'taki manavla mı grev yapacağım? Grevi üyenle yaparsın.

"PAZARLIK FALAN YAPMADIM"

Üyen olmayan adamla yapamazsın ki. Biz burada kamu görevi gibi iş yapıyoruz. Gelsin masada 5 tane asgari ücretli otursun, ben orada oturmayayım. Sayın Cumhurbaşkanımızla pazarlık falan yapmadım. Sayın Bakan 500 dolara karşılık gelecek rakam olsun demişti. Bugün 16-17 dolar eksik bir tablo oldu. Geldiğimiz noktada 483 dolar oldu. Yarın faiz indiği zaman 500 dolar olacak. Yani söylenene yakın anlaşma olmuş. Bu rakam yeterli mi, değil, mükemmel mi, değil, davul zurna çalınır mı değil. Ama ülke şartlarında bu başlangıç ücreti. Dolar üzerinden asgari ücret görüşmeleri başladığından bu yana en yüksek rakam bu. Yeterli mi, tabii ki değil."


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon