CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun X hesabının
engellenmesinin ardından, paylaşımlarını sokaklarda dağıtan ve bu görüntüleri
sosyal medya hesabında paylaşan avukat Burak Saldıroğlu, 92 yaşındaki bir
yurttaşın AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini öpmesiyle ilgili sosyal
medya paylaşımında "Erdoğan aklı yerinde bir insan olsa utana sıkıla iki
büklüm olurdu burada" ifadesini kullandığı gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı'na
hakaret suçlamasıyla tutuklanmıştı.
"TAHLİYE OLMASI HALİNDE İVEDİ OLARAK BİLGİ VERİLMESİNİ..."
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün,
Saldıroğlu'yla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazıda, şu
ifadeler kullanıldı:
"Cumhurbaşkanına hakaret suçundan şüpheli Burak
Saldıroğlu hakkındaki düşünce örneği dosyasıyla birlikte yazımız ekinde
gönderilmiştir. Gereğinin ifası ile tutuklunun tahliye olması halinde ivedi
olarak bilgi verilmesini, ayrıca yapılan yargılama sonucunda kararın
kesinleşmesi durumunda kesinleşmiş karar ve kesinleşme şerhinin bir örneğinin
gönderilmesini rica ederim."
"HUKUKSUZLUĞU MÜCADELE VE DAYANIŞMAYLA AŞACAĞIZ"
Saldıroğlu'nun avukatı Mehmet Turgay Bilge, savcılığa gönderilen yazıya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Avukat Burak Saldıroğlu 'Cumhurbaşkanına hakaret'
suçlamasıyla 21 gündür Silivri'de tutuklu. Tutuklama kararında Cumhurbaşkan
için kullandığı 'Erdoğan'ın aklı yerinde olsaydı...' ifadesi gerekçe
gösterildi.
Soruşturmada toplanacak herhangi bir delil olmadığı ve faal
avukat olan Burak Saldıroğlu'nun sabit ikametgahı ve Çağlayan Adliyesine 100
metre mesafede ofisi bulunduğu halde, kuvvetli suç ve kaçma şüphesi ile
tutuklama kararı verildi.
TCK m. 299'da düzenlenen 'Cumhurbaşkanına Hakaret' suçundan
dava açılabilmesi için Adalet Bakanlığının kovuşturma izni alınması gerekiyor.
Adalet Bakanlığından Burak Saldıroğlu için İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen izin üst yazısında 'Tutuklunun tahliye
olması halinde ivedi bilgi verilmesi' istendiğini gördük.
Bu izin prosedürü tek yönlü bir işlem olup, bakanlığın izni
vermesinden sonra yürütülecek yargı faaliyetine ilişkin hiçbir yetki ve
sorumluluğu yoktur. Buna rağmen müvekkilimizin tahliye edilmesi halinde
bakanlığa bilgi verilmesinin istenmesi, TCK 299'dan dolayı yapılan tutuklama ve
yargılamaların Adalet Bakanlığınca özel olarak izlendiği ve yönlendirildiği
izlenimini doğurmaktadır.
En azından böyle bir izleme yapılıyormuş gibi gösterilerek
savcı ve hakimler üzerinde baskı oluşturmanın amaçlanması söz konusu olabilir.
Yargının bağımsızlığından söz etmenin artık imkânsız hale
geldiği bugünlerde, elimizde hukuk devleti adına savunabilecek çok az şeyimizin
kaldığının farkındayız. Ülkenin özgürlük, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü
mücadelesini bağımsız avukatlar olarak vermeye devam ediyoruz.
Müvekkilimiz Burak Saldıroğlu'na yöneltilen hukuksuzluk
sürecini de bu mücadele ve dayanışmayla aşacağız."
"BU REZALETİ KİM AÇIKLAYACAK?"
Saldıroğlu'nun avukatlarından Mehmet Can Seyhan ise "Nihayet avukat Burak Saldıroğlu'nun tutukluluğunun 20. gününde Adalet
Bakanlığı izin prosedürünü tamamladı. Ancak bakanlığın savcılığa gönderdiği üst
yazıda 'Tahliye olması halinde ivedi bilgi verilmesi' istenmiş. Bu ne demek
oluyor? Bakanlık, eksiklik bulunmayan, tamamlanmış dosyada tam davanın açılması
ve tahliye beklenirken savcılığa, mahkemelere avukat Burak Saldıroğlu'nu
salmayın mı diyor? Sadece söylediği sözler sebebiyle haksız ve hukuksuz olarak
bir avukatı daha ne kadar hapsetmeyi planlıyorsunuz? Bu rezaleti kim
açıklayacak?" diye konuştu.
"YARGIYA SİYASİ TALİMAT BELGELENDİ"
Avukatın Sesi İnisiyatifi'nden Kerim Bütün
de "Yargıya siyasi talimat belgelendi. Resmi yazışmalarda 'Rica
ederim' üst makam tarafından kullanılır. Kimin tahliye olup olmadığı Adalet
Bakanlığını ilgilendirmez. Türkiye'de yargı bağımsız değildir"
dedi.