Amasra'da yaşanan facia sonrası geride kalan acı, çaresizlik ve gözyaşı oldu
Amasra Taşkömürü İşletme Müessesi'nde yaşanan faciada 41 madenci yaşamını yitirdi. Olayın yaşandığı ilk saatler sonrası kaza yerine intikal eden gazetemiz muhabiri Cengiz Karagöz, izlenimlerini anlattı.
Ölüm sessizliği Amasra’nın üzerine çökmüştü. Toz, soğuk ve çamur, neyle karşılaşacağımıza ilişkin bize ipucu veriyordu.
Patlamanın meydana geldiği maden alanına sabahın ilk ışıklarıyla ulaştık. Ambulans sirenleri ve sedyelerin arasında koşuşturan sağlık görevlilerini geçerek ben de ailelerle birlikte beklemeye başladım. Güneş doğmuş olmasına karşın ısı vermek konusunda epey cimri davranıyor, is ve soğuk üzerimize yapışıyordu. Ayaz, işçilerin kömür karası ellerini pembeleştirmiş, yüzlerine ise çare aramaktan usanmışlara has bir donukluk katmıştı.
Facianın ardından açığa çıkan gaz da yakınlarının sağ çıkmasını bekleyen ailelerin üzerine kara bir bulut gibi çökmüştü.
Kömür karasına karışan gözyaşlarını dindirmek için birbirlerine sarılan işçiler, arkadaşlarını kurtarabilmek umuduyla maden ocağına indiler.
"YAŞANANLAR ÇOK ZOR"
Felaket zamanlarında bazı kelimeler anlamını yitiriyormuş. Birçok gündelik kavram o maden sahasında manasını yitirdi. Bazı kelimelerin anlamını ise yine aynı maden sahasında öğrendim. Belki de buydu; bilmek ve öğrenmek arasındaki fark... “Umut” kelimesinin gerçek karşılığını yakınlarının sağ çıkmasını bekleyen ailelerin gözünde görüp, “dayanışma” kelimesinin karşılığını da kurtarma ekiplerinin dinlenirken ayaküstü yaptığı birkaç satır muhabbette duydum. Saatler boyunca madende kurtarma çalışmalarına katılan işçiler soluklanmak için bazen dışarı çıkıyor, dışarıda aldıkları nefesten adeta mahcubiyet duyar gibi yarım yamalak bir sigara içip yine madenin yolunu tutuyordu. Denk geldiğimiz işçilere birkaç soru sorma fırsatı arıyordum, ancak ne işçilerin ne de ailelerin yaşananları anlatmaya mecali yoktu. Kurtarma ekiplerinden bir işçiyle çok kısa da olsa konuşma fırsatı buldum. Yorgunluktan, belki de gördüklerinden dolayı konuşurken sesi zor çıkıyordu. Sadece şunları söyleyebildi: “Bu yaşananlar çok zor.”
Dışarıda bekleyen herkesin gözü asansörün hareket eden iplerindeydi. Ancak açılan her kapıdan bir işçinin cansız bedeni çıkmaya başlayınca umutlar yerini ağıtlara bıraktı. Zaman geçti, madendeki tüm işçiler çıkarıldı. Siyasiler geldi, açıklamalar yapıldı, sonrasında alan tenhalaştı. Feryatlar, yaşamını yitiren işçilerin evlerine ve köylerine bölüşüldü.
"BAĞIRA BAĞIRA GELDİ"
Uzmanlarla konuşup patlamanın nedenini, suçlusunu ve matematiğini anlamaya çalıştık. Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, “Önemli olan insana yaşarken değer verilmesidir. Bunu Soma’da da Ermenek’te de yaşadık. 2022 yılındayız. Dünyanın her tarafında madenler var, ama Türkiye’deki madenlerde her zaman bu facialar yaşanıyor” dedi. İhmaller ortada, yapılan uyarıların dikkate alınmadığı da... Ancak sorumluların adı gizli tutulurken bağıra bağıra gelen iş cinayetine kurban giden masumların ismi belli.. Tam 41 kişi ve hepsi işçi..
Fotoğraflar: Vedat Arık
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev