Depremin büyük yıkım yarattığı Hatay'da yurttaşların barınma sorunu sürüyor.
Bir yandan rezerv alan uygulaması kapsamında hasarsız evlere yıkım kararı verilirken öte yandan kamulaştırma kararı kapsamında yurttaşların tapusuna el konuluyor.
Samandağ’da kamulaştırma kararı kapsamında yurttaşların tapulu alanlarına el konulması sonrası kolluk kuvvetleri ile depremzedeler arasında gerginlik yaşandı.
Duruma ilişkin konuşan CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, şubat ve mart aylarında da bu bölgede haber verilmeden, tebligat gönderilmeden, yurttaşlara kısa mesaj atılarak bir kamulaştırma gerçekleştirildiğini ve o dönemde de 400’den fazla yurttaşımızın mülküne el konduğunu anımsattı.
"HUKUKSUZ VE TEMELSİZ BİR SÜREÇ YÜRÜYOR"
İhaleyi kazananlar ve resmi kurumlar, şubat ayında yaptığımız çağrılar üzerine, bölgede tapulu arazileri olan yurttaşlarla müzakere edeceklerini söylemişlerdi ancak müzakere masası hiçbir zaman oluşmadı” diyen Kara, “Rantın ve ihalenin büyüklüğü nedeniyle ‘Burayı bir an önce temizleyelim’ gibi bir yaklaşım olduğu açık ve bu yüzden, en başından beri tamamen hukuksuz ve temelsiz bir süreç yürüyor” ifadelerini kullandı.
Bu evrede yerel yönetim ve merkezi hükümet arasında bir uyum sağlanamadığı da dikkat çeken Kara, “Samandağ’da konut yapımına uygun hazine arazileri mevcutken Mağaracık ve Hıdırbey’de yer gösterilmesinin ne kadar doğru olduğu sorgulanmalıdır. İnsanları ev sahibi yapma bahanesiyle mülkiyet hakkının, alın teriyle kazanılmış taşınmazların gasp edilmesine göz yumulamaz. İlgili kurumlar kolluk güçleri ve yurttaşlar arasında bir çatışma ihtimalinden çekiniyorsa, yaralanma ve ölümlerden korkuyorsa daha fazla kepçe göndermek yerine, daha önce bize söz verdikleri gibi, müzakere masasını yeniden kurmalıdır” uyarısında bulundu.
"YIKILMAK İSTENEN BU EV, BİZİM TEK YAŞAM ALANIMIZ"
Deprem sonrası bölgede uygulanan Rezerv Alan Yasası da barınma konusunda binlerce insanı mağdur ediyor. Hatay’ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi’nde yaşayan E.U.’nun yaşadığı hasarsız eve Rezerv Alan Uygulaması kapsamında yıkım kararı verildi.
Karar üç gün önce tebliğ edilirken binayı boşaltmak için 15 gün süre verildi. “Yıkılmak istenen bu ev, bizim tek yaşam alanımız” diyen U.E. “İçinde bir ömür, anılar ve mücadele var. Barınma hakkımızın yok sayılmasını, keyfi yıkımı kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
