Emekli Albay Alican Türk, 28 Şubat davasında sanık olma sürecini anlattı
28 Şubat sürecinde Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Genelkurmay Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nda görev yapan emekli Albay Alican Türk, davaya tanık olma sürecini ve alınan kararların günümüze nasıl hala etki ettiğini, Cumhuriyet TV'ye anlattı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Genelkurmay Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nda görev yapan Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu, 28 Şubat davasında sanık olan emekli Albay Alican Türk, dava sürecinde yaşadıklarını Cumhuriyet TV'ye anlattı.
Davanın başlangıç aşamasında Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nda proje subayı olduğunu belirten Türk, haberleri televizyondan gördüğünü ve o dönemde ilticanın kendi alanında olmadığını söyledi.
'BİR SÜRÜ İNSANI YAKACAKLAR' DİYE DÜŞÜNDÜM'
''Bir sabah bir baktım, televizyonda 'bir kısım asker gözaltına alındı' diye bilgiler geçiyordu. Kendi kendime 'bir sürü insanı yakacaklar' diye düşünürken, onların arasında ben de varmışım meğer. Polisler evimi bastı. Kırk yıl düşünsem, bu davaya katılacağım aklıma gelmezdi. Bir şekilde monte edildim. Bizim personelimizin büyük bir çoğunluğunu, Ergenekon'a, Balyoz'a monte ettiler. Benim şansıma da 28 Şubat düştü'' ifadelerini kullanan Türk, özellikle bu dönemi gençlerin bilmediğini aktardı.
''DENİLENLERİN ASKERLERLE İLGİSİ YOK''
Belirli propagandalarla yönlendirilmeler yapıldığını ve toplumun bunlardan etkilendiğini belirten Türk, ''Halka yanlış bilgiler verildi. Toplum zannediyor ki, bu bir darbedir. 'Namaz kılanları ordudan attılar, askerler engelledi' dediler. Bu denilenlerin askerlerle hiçbir ilgisi yok. Arkasından 18 maddelik kararlar gündeme geliyor. Bunlar konuşuluyor ve kararlaştırılıyor. Özellikle gençlerimiz, bu kararları lütfen okusunlar'' ifadelerini kullandı.
''BU BİR DARBE OLABİLİR Mİ?''
Milli Güvenlik Konseyi kararlarından üç buçuk; Sincan'dan geçirilen tanklardan dört buçuk ay sonra hükümetin istifa ettiğini söyleyen Türk, sözlerine şu şekilde son verdi:
''Bu bir darbe olabilir mi? Yirmi beş yıl geçti. 'Askeri vesayet' kavramı ortaya çıktı. Bu kavram bir maymuncuk kavram oldu. 'Biz askeri vesayeti kaldırıyoruz' söylemleriyle devletin değerlerini resmen yok etme çabalarına girildi. Din devletine gidiş sürecini başlattılar. Kışlaya, camiye, okula siyasetin girmemesi lazım. Bugün cami siyasetin merkezlerinden bir tanesi oldu. Din, siyasetin her alanına adım attı. Gençlerimiz, Atatürk'ü çok iyi tanısınlar. Onu anlamaya çalışsınlar.''
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası