Egemenlik milletin mi, Menzil’in mi: 'Bu araçlar halkı değil, ayrıcalığı taşıyor'

Egemenlik milletin mi, Menzil’in mi: 'Bu araçlar halkı değil, ayrıcalığı taşıyor'

5.05.2025 04:00:00
Güncellenme:
Ufuk Sepetci
Takip Et:
Egemenlik milletin mi, Menzil’in mi: 'Bu araçlar halkı değil, ayrıcalığı taşıyor'

İstanbul Beşiktaş’ta emniyet şeridinde ilerleyen ve çakar tertibatı taşıyan 34 GH plakalı lüks araç, sosyal medyada gündem oldu. Görüntülerde, aracı kullanan kişi “tahsisli” savunması yaparken aracın geçmişte Menzil cemaatine bağlı bir liderle aynı karede yer aldığı ortaya çıktı. Söz konusu aracın Adıyaman Valiliği’ne tahsisli olduğu yönündeki iddialara yanıt verilmedi.

Menzil bağlantılı olduğu iddia edilen çakarlı araç kamuoyunda infial yarattı. CHP’li Ali Gökçek, “Bu araçlar yalnızca trafik suistimali değil, rejim sembolüdür” dedi. Avukat Kardelen Süreyya ise hukuksuz çakar kullanımının laiklik ilkesini ihlal ettiğini vurguladı.

İstanbul Beşiktaş'ta emniyet şeridinde ilerleyen ve çakar tertibatı taşıyan 34 GH plakalı lüks araç, sosyal medyada gündem oldu. Görüntülerde, aracı kullanan kişi “tahsisli” savunması yaparken, aracın geçmişte Menzil cemaatine bağlı bir liderle aynı karede yer aldığı ortaya çıktı. Söz konusu aracın Adıyaman Valiliği’ne tahsisli olduğu yönündeki iddiaları valiliğe sorduk. Ancak yönelttiğimiz sorulara net bir yanıt verilmedi; yetkililer, “Bu konu bizi aşıyor” demekle yetindi.

Olay sonrası İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, aracın çakar lambalarının iptal edildiğini ve sürücüsüne 155 bin TL ceza kesildiğini duyurdu. Ancak kamuoyunda tepkiler dinmedi.

'MIZRAK ARTIK ÇUVALA SIĞMIYOR'

Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, yaşananların münferit bir trafik ihlali olmadığını savundu. Cumhuriyet’e konuşan Gökçek, “Bu araçlar halkı değil, ayrıcalığı taşıyor. Devlet, tarikatlar, çeteler ve yandaş sermaye arasında paylaştırılıyor. Bu yalnızca bir çakar meselesi değil; bir rejim sorunudur” ifadelerini kullandı. Gökçek, söz konusu aracın daha önce bir cemaat lideriyle fotoğraflandığını hatırlatarak, “Mızrak artık çuvala sığmıyor. Tahsisli denilerek çiğnenen her kuralın ucu Saray’a çıkıyor” dedi.

Türkiye’de çakar kullanımının sadece trafik düzeni değil, hukuk devleti açısından da kriz anlamına geldiğini vurgulayan Gökçek, sorunun denetimsizlikten değil, “kasıtlı körlükten” kaynaklandığını belirtti. “Kanunlar açık ama iktidar, ayrıcalıkları kural haline getirmiş durumda” diyen Gökçek, Meclis’te çakar, koruma ve geçiş üstünlüğü uygulamalarına dair araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu.

“EGEMENLİK MİLLETİNDİR, ÇAKARLA DEVREDİLEMEZ”

Konuya anayasal açıdan yaklaşan Avukat Kardelen Süreyya Yarlı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 71. maddesi ve yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre çakar tertibatı kullanımının yalnızca kamu hizmeti araçlarına tanındığını hatırlattı. Ambulans, itfaiye, polis ve cumhurbaşkanlığı gibi sınırlı alanların dışında çakar kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Yarlı, “Bu düzenleme emredicidir, keyfi yorumlanamaz” dedi.

Yarlı, tarikat mensuplarının veya dini yapılarla ilişkili kişilerin bu yetkiyi fiilen kullanmasının yalnızca trafik güvenliğini değil, Anayasa’nın laiklik ve hukuk devleti ilkelerini de ihlal ettiğini belirtti. Yarlı,“Kamu gücünün simgeleri, ideolojik gruplar tarafından gösteriş amacıyla kullanılamaz. Bu durum egemenliğin gaspıdır” ifadelerini kullandı.

Avukat Yarlı, sadece bireysel cezaların yeterli olmadığını, sistematik bir denetim ve idari soruşturma mekanizmasının kurulması gerektiğini söylerken, “Yasa dışı çakar tertibatı kullananlara ilişkin yapısal takip ve bu izne göz yuman kamu görevlileri hakkında idari işlemler başlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

İlgili Haberler