Öğretmenlerden şiddet isyanı: 'Cinayetin de azmettiricilerini tanıyoruz'
Öğretmen İbrahim Oktugan’ın öğrencisi tarafından katledilmesine tepki gösteren eğitimciler İzmir’de iş bıraktı. Sendikaların çağrısıyla Konak Meydanı’nda toplanan öğretmenler, “Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır” dedi. Öğretmenler sık sık “Yusuf Tekin istifa” sloganları attı.
İstanbul’da Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü İbrahim Oktugan’ın, 5 ay önce okuldan uzaklaştırılan bir öğrenci tarafından önceki gün silahla vurularak katledilmesine yönelik tepkiler sürüyor.
İzmir’de de Eğitim Sen, Eğitim İş, Anadolu Eğitim Sendikası, Eğitim Gücü Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası’nın çağrısıyla iş bırakan eğitimciler çeşitli noktalarda toplanarak Konak’taki SGK İzmir İl Müdürlüğü’ne yürüdü.
“Öğretmenime dokunma” pankartı açarak Konak Meydanı’ndan toplanan Eğitim Sen üyeleri, “Karanlığa teslim olmayacağız, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Direne direne kazanacağız”, Susma haykır şiddete hayır” sloganlarıyla buluşma noktasına yürüdü.
“MUSTAFA KEMAL’IN ÖĞRETMENLERİYİZ”
Konak Pier Avm’nin önünde toplanan Eğitim İş üyeleri de “Öğretmene şiddete hayır!”, “Öğretmenleri korursanız geleceğinizi korursunuz! Eğitimde şiddet yasasını çıkarın!Yeter artık” pankartlarıyla ve “Mustafa Kemal’in öğretmenleriyiz” sloganıyla alana yürüdü.
Alanda toplanan tüm eğitimciler sık sık “Birleşe birleşe kazanacağız”, Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Yusuf Tekin istifa” sloganları atan eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredatına da tepki gösterdi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından okunan ortak basın açıklamasını Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Rabia Akbaş okudu.
Açıklama şu şekilde:
ARTIK YETER! CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ!
CAN GÜVENLİĞİMİZ SAĞLANSIN, GEREKLİ TEDBİRLER ALINSIN!
Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir.
Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür."
Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur.
Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz;
• Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?
• İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?
Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.
- Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.
- Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir.
- Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.
İlgili Haberler
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'