Uzmanlardan alerjisi olanlara maske uyarısı

Baharın gelmesiyle birlikte polen alerjisi ve astım şikâyetleri de artış gösterdi. Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Mehmet Kabak, alerjisi olup aşırı derece polene maruz kalanları uyardı.

Dünyada endemik olarak alerjik olan bazı bölgeler olduğunu bildiren Kabak, “Türkiye'de de alerjiye yatkın olan bazı bölgeler var. Özellikle tarımla ilgilenen Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Çukurova Bölgesi ve Trakya Bölgesi, bu tarz yerler tarımsal ürünlere bağlı olarak alerjiye yatkın yerlerdir. Aynı zamanda bizim bölgemiz dolayısıyla Suriye ve Irak'a yakın olduğundan dolayı oralarda daha çok çöl iklimine bağlı toz mevcut. Bu toza bağlı da alerjiler mevcut. Onun için bizim bu bölge biraz daha bu konuda alerjiye yatkın bir bölgedir.

- Poliklinik yaptığımız dönemlerde özellikle şubat ayından başlayıp mart ve nisan aylarında daha da şiddetlenip haziranın sonlarına doğru bitip tekrarlanan bir alerjik versiyon dönemi var. Bayağı bir hasta bu konuda bize başvuruyor. Özellikle kimler başvuruyor? Mesela genetik olarak alerjiye yatkın olan bazı kişiler var alerjik bünyesi olan bu tamamen genetik bizimle alakalı bir şey bir de maruziyet var. Yani hem genetik etkenler var hem de çevresel etkenler dediğimiz durumlar mevcut. Bu ikisi bir araya gelince alerji meydana geliyor. Nasıl meydana geliyor? Alerjiye maruz olan şeyler bizim vücudumuzda karşılaşa karşılaşa o alerji yapıları daha da arttırıp semptomlar ortaya çıkarıyor” dedi. 

Çoğu insanın polen alerjisine maruz kaldığını belirten Kabak, “Çiçek açma dönemlerinde polenlerin çok sık olduğu, tozun en çok olduğu özellikle bizim bölgede Kızıltepe Ovası'nda buğday, arpa gibi ürünler yetiştiren kişiler de bunların sulamasında çalışan ya da yanından bile geçen kişiler de polene maruziyet oluyor. Bu maruziyet sonrasında alerji semptomları ortaya çıkabiliyor. Bize de en sık bu aylarda buğday, arpa, mercimek poleni çok var.

- Özellikle sonbaharda mısır ve zeytin var. Sonbaharda toza karşı alerjiler var. En sık karşılaştığımız ikinci olarak bunların semptomları nelerdir? Özellikle gözde yaşarma, burunda kaşıntı, burun ucunda kaşıntı, hapşırık ve burun akıntısı şeklinde gelen semptomlar var. Çok şiddetlenirse öksürük gibi semptomlarla da gelebilir. Boğazda kaşıntı olabiliyor ya da vücudun herhangi bir yerinde, ellerde, ayaklarda kaşıntı ve kızarıklıklar karşımıza çıkabiliyorlar. Çok ilerlerse ciğerlere indiği takdirde astıma kadar yolu var” diye konuştu. 

"BU TÜR YERLERDE ÇALIŞANLAR MASKE İLE KORUNMALI"

Bu dönemde ne yapılması gerektiği ile ilgili bilgi veren Kabak, “Özellikle bu tarz yerlerde çalışan tarlada, tozlu iş yerlerinde ya da mevsimsel işçilerde ya da değişik ortamda bulunan kişiler bu dönemde maske ile kendilerini koruyabilirler. Koruyamayan kişiler semptomları olduğunda muhakkak ilgili branşı hemen muayene olup ilaç da kullanabilirler. Özellikle kulak burun boğaz ve göğüs hastalıkları bir de dermatolojinin ilgilendiği branştır. Üçüne de gidebilirler. Üçünde de tedavi olabilirler.

- Eğer öksürük ve nefes darlığı da şikâyetleri eklenmişse bu hastanın da muhakkak göğüs hastalıkları uzmanına muayene olması gerekiyor. Aslında alerji ile birlikte olma oranı yüzde 40 civarıdır. Her astım hastasının 3 tanesinin ikisinde alerji mevcuttur. Çünkü birbirlerini tetikleyen faktörlerdir. Bu yüzden muhakkak bu konuda önlem alması gerekmektedir. Alerjisi çok yüksek olan hassasiyeti olan insanlar var. Bunlar verilen tedaviye rağmen bazen iyileşemiyorlar. Bunun için ileri seviye tedaviler immun terapi şeklinde tedavi çeşitleri de var. Bunlar erişkin alerji uzmanlarından ve çocuk alerji uzmanlarından tedavi olabilirler” dedi.