TBMM’nin, üye sayısı artsa da gücü azaltılmış bugünkü manzarasında, dokunulmazlıkları kaldırılan anayasa değişikliği kadar, bu anayasa değişikliğinin “geçirilme biçiminin” de payı büyüktür. CHP, tek adam rejimine giden yolun esaslı duraklarından olan o anayasa değişikliğine, HDP’yle yan yanaymış gibi görünürsek yanlış anlaşılırız endişesiyle “Anayasaya aykırı ama” diyerek resmen destek verdi. Tekmeli, yumruklu şiddet dolu kavgaların yaşandığı oturumları, hukuk ve toplumsal vicdan bakımından huzursuzluk duygusu hissetmeden hatırlamak, tanıkları açısından imkânsız.
“Anayasaya aykırı ama evet” desteğinin tartışıldığı günlerde “bugünlerin” geleceği uyarılarını duymazlıktan gelen CHP yönetimi, 13 aydır tutuklu Berberoğlu’na reva görülen son hukuksuzluğa karşı bugün (Adalet Yürüyüşü’nden sonra ikinci kez) eylem planlıyor.
Yine de bu olgunun varlığı; cezaevinde tekrar milletvekili seçilen Berberoğlu için yargılamanın durdurulması talebine dair ret kararının vicdanları kanattığını söylemeye engel değil. Hele ki Yargıtay
16. Ceza Dairesi kararına konu anayasa değişikliğinin TBMM görüşmelerini yerinde izlemiş, tanık olmuş, not alarak haber ve yazıya aktarmış bir gazeteciyseniz, bu karar çok daha inanılmaz bir hal alıyor.
2 Mayıs 2016 tutanakları
Taha Akyol’un dün Hürriyet’te irdelediği temel meseleyi bıraktığı yerden sürdürelim.
Hatırlatma: Anayasanın 83/4 maddesi yeniden milletvekili seçilen kişilerin -dolaylı anlatımla da olsa- yeniden dokunulmazlık kazanacağını söylüyor.
Aynı anayasanın “geçici 20. maddesi” ise belirli suçlarda milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını düzenliyor. Hukuksuzluğu derinleştiren sorun, 16. Ceza Dairesi kararına dayanak oluşturan “geçici 20. madde”nin “yorumlama biçiminde” düğümlü.
Yargıtay, özünde “geçici” olan bu maddeyi “özel süreç” olarak değerlendiriyor ve yargılamanın duramayacağına hükmediyor. Berberoğlu’nun tutukluluğunun sürmesiyle sonuçlanan bu bakış, geçici 20. maddenin apaçık yazılı “geçici”lik vasfını nedense görmüyor, görmek istemiyor.
Yargıtay kararına dayanak oluşturan (ve TBMM Anayasa Komisyonu’nun 2 Mayıs 2016 tarihli görüşmesinde müzakere edilerek kabul edilen) “geçici 20. madde”ye hukukun kaynakları açısından ve amaçsal yorumla bakalım.
Bakın, o günün Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, dokuz saat süren toplantının sonlarına doğru gece yarısına yaklaşırken ne diyor:
“... biz birinci fıkrada ‘anayasanın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz’ diyoruz. Bir de malumunuz anayasanın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrası var, o da şudur: ‘Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.’
Dolayısıyla, bu hükme ilişkin bizim herhangi bir düzenlememiz olmadığı için burada, bu hükmün yerinde durduğunu, geçerli olduğunu, dolayısıyla tekrar bir seçim olması halinde seçilenlerin dokunulmazlığını yeniden kazanacağını bu hüküm dolayısıyla burada ifade etmek istiyorum. Burada yanlış anlaşılmaları gidermek için Komisyon raporumuzda bu konuda bu detaylar bulunacak.”
Yeniden seçileceklerin dokunulmazlığını tekrar kazanacağını hiçbir tereddüde yer vermeyecek açıklıkla ilan eden eski Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, bugün TBMM Başkanvekili. Şentop, dün yeni görevi dolayısıyla ilk kez oturum açıp yönetirken, Meclis’in yeni yapısının çok daha kapsayıcı olduğunu söyledi. Acaba bu kapsayıcılıktan “iftiharla bahsederken”, cezaevinde yeniden seçilen Berberoğlu’nun son durumu ve tam da bu duruma uyan Mayıs 2016’daki sözlerini hatırlıyor muydu?
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
Yazarın Son Yazıları
Hoşça kalın
O fayansın talimatı kimden?
Bakan düzeyinde 2018’de biteceği açıklanmış ilk metro hattında işlerin planlandığı gibi gitmeyeceği, herhalde baştan belliydi ki, İETT yarım milyar TL’lik bir otobüsle taşıma ihalesini yapıverdi. Otobüsle taşıma seçeneği zorunluysa, özel taşımacılık şirketlerine kaynak aktarmak zorunlu muydu? Otobüsle taşıma işini İETT’nin organize edip gerçekleştirmesi daha mı pahalı olurdu?
‘Enflasyonla topyekûn mücadele’
Bankalara ne oluyor?
Tek hane hedefi
Boykot ve adanmışlık
Otağ Merkezi ve bütçe
Cevapsızlığın şiddeti
Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki sırası 81’inciliğe düştü. “Vergi Barışı” tebliği, uluslararası yükümlülükleri hiçe sayıp Türkiye’yi kara para aklayan ülkeler konumuna sokabilir. CHP’li Utku Çakırözer, yurtdışındaki paraların ülkeye transferini yapanların sorgulanmamasını sağlayan düzenlemeyle kimlerin korumaya alındığını sordu.
2019 bütçesinde KÖİ garantileri
Devletin dövizli sözleşmeleri
Türkiye kara para cenneti midir?
İstanbul metrolarının geleceği
Müteahhit kriterleri
3. Havalimanı’na nasıl gidilir
Matrah artırın, yoksa…
Melen Barajı 11 Ağustos’ta açılacak mı?
Tarım alanına santral yaparsanız
Tarım alanlarına Danıştay’dan destek
Yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacak Kanal İstanbul büyük bir rant yaratacak. Ancak Kanal İstanbul’un mühendisliği ne kadar mükemmel olursa olsun, çarpık kentleşmiş, betona boğulmuş, neredeyse her gün yeni bir felaket yaşayan ve deprem beklenen bir metropolde doğayla oynanacak. Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, gittiği aile hekimliğinde doktorla tartıştı. Doktorun “beyaz kod” alarmı vermesi üzerine hastaneye gelen polisler, yaşlı vatandaşı gözaltına aldı. Gözaltına alınmasına tepki gösteren Topal’a polislerce biber gazı sıkılıp ters kelepçe takıldı. CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te milletvekillerini uyardı: “Bu projeyle İstanbul’da milyonlarca metreküp toprak taşınacak. Güzergâh üzerindeki Sazlıdere Barajı yok edilecek. Hafriyatla ekolojik sistem değişecek, sular kirlenecek.”
Büyük ihalede itirazlar dinlendi
Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Şehir hastanelerinde ‘kur’ virüsü
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
TCDD’nin mali yüküymüş!
SGK neden Sayıştay’dan kaçırıldı?
Torba teklif dönemi
‘Ses ve öfke’
Perhizler ve turşular
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
1 numaralı kararname
Ucuz hayatlar
Kişiye özel elbise
‘Yeni’ Meclis dalsız bir çınar gibi
‘Helalinden yüzde 31’
Yüksek enflasyonda dolarlı ihale
Sahip çıkma becerisi
Sonuna dek beklense ne olurdu?
Asıl sorudan kaçmak