Devletin temelinde sarsıcı değişimler, dönüşümler yaşanıyor. Bunların bir kısmı, anayasaya uygunluk bakımından kuşku barındırıyor.
Fakat kimsenin de umurunda değil. Umursaması gerekenler, “Devlete ne olduğu” konusu ilgi alanlarında değil gibi davranıyor. Niye derseniz, üç ihtimal var:
-Ya devletin organizasyon yapısının değişmesinden daha önemli işleri var
-Ya mevcut konumlarından gayet hoşnutlar
-Ya da milletin vekili olsalar da karşı gösterecekleri çabaların sonuç getirmeyeceğini düşünüyorlar. Her üç ihtimal de birbirinden hazin, birbirinden rahatsız edici.
“Nedir bu devletin temelinde yaşanan hukuksuzluk anayasa uygunluğu kuşkulu durumlar?” derseniz, anayasanın 104. maddesini hatırlatarak başlayalım.
104. madde yürürlükte değil mi?
104. madde neden kritik? Çünkü Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini anlatıyor.
Malum, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen yeni düzende, Başbakan ve Bakanlar Kurulu yok. Yürütme organının tamamını temsil eden Erdoğan, hükümet yerine geçerek istediği konuda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabiliyor.
İşte madde 104, Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarırken sınırlar çiziyor.
Üç adet net sınır var. Yürürlükteki anayasaya göre Cumhurbaşkanı şu üç konuda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkaramaz:
-Temel haklar, kişi hak ve ödevleri, siyasi hak ve ödevler
-Anayasanın münhasıran yani “Sen bunu kanunla düzenleyeceksin” dediği konular
-Kanunda açıkça düzenlenmiş konular.
Bitmedi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler olması halinde, Cumhurbaşkanı’nın değil, kanunun hükümleri uygulanacak.
1 numaralı kararname
Gelelim, bundan üç gün önce yayımlanan 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine.
O kararnameyle, devlet organizasyonu tamamen değişiyor. Cumhurbaşkanlığı, idari ve mali yapıyı yeniden kurgulayıp inşa ediyor. Kurumları birleştiriyor. Ayırıyor, bağlıyor, yeni kadrolar, kurullar ücretler, tahsis ediyor. İç politikayı, dış politikayı belirliyor.
Peki bu kararnamede anayasanın hangi maddesine dayanıldığı yazıyor mu?
Hayır yazmıyor. Oysa bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gökten vahiy yoluyla inmediğine göre kaynağını bir yerden alması gerekiyor.
-Bunun da muhtemelen (!) anayasa olması gerekiyor. Anayasa içinde de yüksek ihtimalle madde 104...
-Bir diğer olasılık ise bu kararnamenin, anayasanın OHAL rejimini düzenleyen
119. maddesine göre çıkarılmış olması.
Orada da Cumhurbaşkanı’nın olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda kararname çıkarabileceği yazıyor. (Bu maddede kanunları kaldırma yetkisi görmüyoruz.)
Fakat Resmi Gazete’de yayımlanan 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin anayasanın hangi maddesine dayanılarak çıkarıldığına dair bir bilgiye rastlayamıyoruz. Bu, kararnamenin kendi varlığıyla ilgili bir sorun.
Fakat asıl olarak 1 Numaralı kararname, fasıllar altında kurduğu birleştirdiği bakanlıklar, kurullar ve ofisler dolayısıyla aslında kanunla düzenlenmesi gereken bir konuya el atmış durumdadır. Bu yanıyla da 104. maddeye uygunluğu tartışma konusudur.
Anayasanın 104. maddesi yürürlükte olduğuna göre, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ofis, kurul kurabilme keyfiyetinin kurumsal ve hukuksal bir zeminde yapılmasını beklemek, naiflik değildir. Yetkisi budanmış da olsa TBMM üyesi milletvekillerinin, baroların bu temel konuda görüş bildirmesi, varlık sebepleriyle gayet uyumlu olacaktır.
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
Yazarın Son Yazıları
Hoşça kalın
O fayansın talimatı kimden?
Bakan düzeyinde 2018’de biteceği açıklanmış ilk metro hattında işlerin planlandığı gibi gitmeyeceği, herhalde baştan belliydi ki, İETT yarım milyar TL’lik bir otobüsle taşıma ihalesini yapıverdi. Otobüsle taşıma seçeneği zorunluysa, özel taşımacılık şirketlerine kaynak aktarmak zorunlu muydu? Otobüsle taşıma işini İETT’nin organize edip gerçekleştirmesi daha mı pahalı olurdu?
‘Enflasyonla topyekûn mücadele’
Bankalara ne oluyor?
Tek hane hedefi
Boykot ve adanmışlık
Otağ Merkezi ve bütçe
Cevapsızlığın şiddeti
Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki sırası 81’inciliğe düştü. “Vergi Barışı” tebliği, uluslararası yükümlülükleri hiçe sayıp Türkiye’yi kara para aklayan ülkeler konumuna sokabilir. CHP’li Utku Çakırözer, yurtdışındaki paraların ülkeye transferini yapanların sorgulanmamasını sağlayan düzenlemeyle kimlerin korumaya alındığını sordu.
2019 bütçesinde KÖİ garantileri
Devletin dövizli sözleşmeleri
Türkiye kara para cenneti midir?
İstanbul metrolarının geleceği
Müteahhit kriterleri
3. Havalimanı’na nasıl gidilir
Matrah artırın, yoksa…
Melen Barajı 11 Ağustos’ta açılacak mı?
Tarım alanına santral yaparsanız
Tarım alanlarına Danıştay’dan destek
Yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacak Kanal İstanbul büyük bir rant yaratacak. Ancak Kanal İstanbul’un mühendisliği ne kadar mükemmel olursa olsun, çarpık kentleşmiş, betona boğulmuş, neredeyse her gün yeni bir felaket yaşayan ve deprem beklenen bir metropolde doğayla oynanacak. Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, gittiği aile hekimliğinde doktorla tartıştı. Doktorun “beyaz kod” alarmı vermesi üzerine hastaneye gelen polisler, yaşlı vatandaşı gözaltına aldı. Gözaltına alınmasına tepki gösteren Topal’a polislerce biber gazı sıkılıp ters kelepçe takıldı. CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te milletvekillerini uyardı: “Bu projeyle İstanbul’da milyonlarca metreküp toprak taşınacak. Güzergâh üzerindeki Sazlıdere Barajı yok edilecek. Hafriyatla ekolojik sistem değişecek, sular kirlenecek.”
Büyük ihalede itirazlar dinlendi
Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Şehir hastanelerinde ‘kur’ virüsü
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
TCDD’nin mali yüküymüş!
SGK neden Sayıştay’dan kaçırıldı?
Torba teklif dönemi
‘Ses ve öfke’
Perhizler ve turşular
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
1 numaralı kararname
Ucuz hayatlar
Kişiye özel elbise
‘Yeni’ Meclis dalsız bir çınar gibi
‘Helalinden yüzde 31’
Yüksek enflasyonda dolarlı ihale
Sahip çıkma becerisi
Sonuna dek beklense ne olurdu?
Asıl sorudan kaçmak