Müjdat ve Metin: Yargının yeni sınavı

25 Aralık 2018 Salı

Değerli sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, Uğur Dündar’ın Halk Arenası programındaki konuşmalarından dolayı önce, havuz medyası ve iktidar tetikçileri tarafından hedef gösterilerek lince uğradılar...
Sonra, AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından azarlandılar ve yargıya şikâyet edildiler..
En sonunda da evlerinden polisle alınarak adliyeye getirildiler, savcılık tarafından sevk edildikleri mahkemece her hafta karakola imzaya gitmelerini gerektiren adli kontrol kararı ile yurtdışına çıkmaları da yasaklanarak serbest bırakıldılar.

***

1) Havuz medyasının ve iktidar tetikçilerinin, bütün muhalifleri, özellikle de Demokrat, Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olan sanatçıları, akademisyenleri, yazarları, gazetecileri, hedef tahtasına oturttukları, yaptıklarını, yazdıklarını, söylediklerini genellikle kasıtlı olarak çarpıtarak linç ettikleri, böylece hem iktidara mağduriyet devşirmek, hem de muhalif sesleri susturmak ve toplumun genelini sindirmek istedikleri bilinen bir gerçek.
Burada normal ve doğal olmayan husus, medyanın hemen hemen tamamının, birkaç istisna dışında, artık bütünüyle havuz medyası ve iktidar tetikçisi haline getirilmiş olması.
2) AKP’li Cumhurbaşkanı’nın, AKP muhaliflerinden özellikle de aydınlardan, akademisyenlerden, yazarlardan, gazetecilerden, sanatçılardan pek hoşlanmadığı, sık sık bunların yaptıklarından ve yazıp söylediklerinden yakındığı ve zaman zaman yargıyı göreve çağırdığı da biliniyor.
Burada yadırgadığım husus, Cumhurbaşkanı’nın, tarafsız cumhurbaşkanlığına tanınan yetkileri, özellikle de kendisine yöneltilen eleştiriler konusunda, anayasanın ve yasaların demokratiklik ve eşitlik ilkelerine aykırı düşen bir biçimde daima AKP Genel Başkanı sıfatıyla kullanmı ve yargıyı göreve çağırması.
3) 12 Eylül 2010 Halkoylamasından sonra, adım adım siyasallaştırılan ve Erdoğan/AKP iktidarının emrine sokulmaya çalışılan yargının da, Erdoğan’ın bu çağrılarına sessiz kalmaması ve görülmemiş bir hızla, sanki emir almış gibi davranarak, derhal harekete geçmesi de adeta olağan karşılanmaya başlandı.
İşte ben bu durumu hiç kabullenmek istemiyorum:
Ben hâlâ, yargının bağımsızlığına, evrenselliğine, pozitif hukuka, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ne olan bağlılığına inanmak istiyorum.

***

Değerli sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar olayı, yargının önüne yeni bir sınav daha getirmiş görünüyor:
Bu sınavın ilk adımında, bu değerli sanatçılar, tutuklanmaktan bir önceki ağır yaptırımlarla karşılaşmışlar, adli kontrol ve yurtdışı yasağına tabi tutulmuşlardır.
Olayın daha, iddianame, duruşma, karar ve temyiz aşamaları vardır.
Dilerim Türkiye Cumhuriyeti yargısı bu sınavı başarıyla geçer!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları