İşkence başladı. Bir tarafta kar, bir tarafta yağmur ve sel, kanalizasyonlar taşmış, trafik her zamankinden daha beter olmuşken biz bu kadar olumsuzluğun arasında gece maçları oynatıyoruz. Kardeşim, lig ya da Avrupa maçlarını anlarım da Türkiye Kupası maçlarını neden gece oynatıyorsunuz? Sanki seyirci geliyor? Bir avuç insan izliyor bu maçları. Geçmişte de örnekleri çoktur. İstanbul’da çok sayıda kupa maçı izledim, bir defasında da seyirci sayısının 100’ü, 150’yi geçtiğini görmedim. Üstüne üstlük bu maçlar üç büyüklerin maçları. Düşünün bir de alt liglerdeki karşılaşmaya gelenlerin sayısını. Toplasan iki elin parmaklarını ancak buluyor. Yarın koşullar daha da zorlaşacak. Kafilelerin olumsuzluklarla karşılaşmaması için yapılacak en güzel iş maç saatlerinin gündüze çekilmesi. Bunu çözmek sanırım o kadar zor bir şey değil. Böylece takımların gece dönüş sıkıntıları da ortadan kalkmış olur. Sahalarımızın büyük bölümü elverişsiz. Futbolculara milyon Avrolar veriyoruz ama sahalarımıza aynı özeni maalesef gösteremiyoruz. Çoğu sahalar şimdiden kelleşti. Üç büyüklerden birisi alt liglerden bir takımın sahasına çıktığında milyon Avro verdiği futbolcusunu riske etmeyip haklı olarak oynatmıyor. Çok doğal.

Kaptan kızardı
F.Bahçe-G.Birliği karşılaşmasında sahaya kaptan çıkan İsmail Köybaşı, henüz 10. dakikada kırmızı kart gördü. Ağır karardı, pazu bandı el değiştirererk Stoch’a geçti. Oyun başında 10 kişi kalmak kolay iş değil. Sarı-Lacivertliler, eksilmelerine karşın iyi mücadele ettiler. Genç, Yiğithan ve Caner için Dick Advocaat’a teşekkür. Keşifleri yerinde. Yiğithan’ın golünü alkışlıyorum. Bu gencin, elit liginde 26 golünün olduğunu öğrendim. Hem Yiğithan hem de Caner, Türk futbolu ve Fenerbahçe için dün gece kazanç. Demek ki Hollandalı hoca işini profesyonelce yapıyor. G.Birliği diri takım. Yeni hocası Ümit Özat daha yolun başında. Serdar Gürler, 11’in en iyisiydi, sahanın her yerinde vardı. Büyük işler yaptı. Her takımda rahat oynar. Dün gece deplasmanda kazanmaları kupada varolacaklarının göstergesi.