Saygısız bir toplumuz
Melis Alphan
Son Köşe Yazıları

Saygısız bir toplumuz

27.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bayram süresince sosyal medyayı Türkiye’nin dört bir yanında tatilcilerin geride bıraktıkları çöplerin fotoğrafları doldurdu. Dağlar, ormanlar, sahiller, denizler, her yer çöple doldu taştı.
Kimi duyarlı insanlar tek başlarına ya da gruplar halinde başkalarının çöplerini toplamaya girişseler de, bizim bu devasa çöp sorunumuz “birileri atsın, birileri toplasın” yaklaşımıyla çözülecek gibi değil.
Sorunlara çözüm ararken, derinde yatan nedenlerine bakmadan doğru teşhisi koymak zor; doğru teşhis olmadan da tedavi mümkün değil.
Çöpümüzü böylesine umarsızca ortalığa saçmamız aslen, saygısız bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor. Çöpten başımızı kaldırıp yollara, arabalara ve trafiğe baktığımızda, sözünü ettiğim saygısızlığı daha net görebiliriz.
Siz sol şeritte olması gereken hızda giderken, önünüzde sizin yarı hızınızda giden araç size asla yol vermez mesela. Çünkü size ve/veya trafik kurallarına zerre saygısı yoktur.
Ya da yolda, araçlar arasında belli bir mesafe olması gerekirken, siz de doğru süratte giderken, arkanızdaki araç gelir burnunu neredeyse arabanıza değdirir. Önünüze biri çıksa ve ani bir fren yapmak durumunda kalsanız aracıyla üstünüze çıkabilir. Ama umurunda mıdır? Hayır. Yol onundur!
Dünyada medeni olma iddiasında hiçbir kentte İstanbul’daki kadar yoğun ve sık korna sesine denk gelmezsiniz. Tıkalı bir yolda, trafiğin ortasında, herkesin kornasına abanmasının yolu açamayacağını 5 yaşında bir çocuk bile idrak edebilecekken, koca koca insanların safi öfkelerini kusmak gayesiyle kornaya basmasını saygısızlıktan başka ne anlatabilir ki? O yolun kenarındaki dükkânlar, kaldırımlarında yürüyen insanlar, yolu çevreleyen apartmanlarda yaşayanlar, kulakları kanatırcasına kornasına abanan sürücülerin umurunda mıdır? Elbette hayır. Onlar sadece kendilerini önemser. Başka da kimseye saygıları yoktur. Düşüncesizlikleri de bu saygısızlıktan kaynaklanır.

Yaşam hakkına saygı duymamak
İşte çöpünü zahmet edip toplamamak, oturduğu banktan kol mesafesindeki çöp kutusuna uzanmak yerine, bir kilo çekirdeğin kabuklarını yerlere saçmak bu saygısızlıktan ileri gelir.
Sahile atıverdiği o pipet bir deniz kaplumbağasının burnuna girip onu kan revan içinde mi bırakacaktır? Ya da tekneden salıverdiği plastik poşet Akdeniz fokunun boynuna dolanıp onu nefessiz mi bırakacaktır? Umurunda değildir. Herkes hayvan sevgisinden, doğa sevgisinden söz ediyor. Ama hayır; esas üzerinde durmamız gereken şey saygı. Sevmeyebilir, zorla sevdiremezsiniz ama saygı duymak zorundadır. Sevsin sevmesin, kendisi dışındaki canlıların yaşam hakkına, yaşamın kendisine saygı duymalıdır. Ama o saygı duymamaktadır.
En başta da insanlara saygı duymaz. Zira, onun ortalığa saçtığı çöpünü başka insanların toplayacağını bal gibi bilir. Eğer arkadan toplayan birileri olmasa şu anda hepimiz çöp dağları içinde yaşıyor olurduk. Bunu da bilir.
Tembeldir, düşüncesizdir ve saygısızdır. Ama ona sorsanız, sorumluluk onda değildir ki! Bu devletin, belediyenin, çöpçülerin işidir! Elbette birileri arkasından toplayacaktır!
Evet, belediyeler çılgınca paralar harcayıp sokakları her daim temiz tutabilir, sokakları hep beraber temizlemek üzere kampanyalar düzenlenebilir, kamu spotları yapılabilir, yasaklar konabilir vs...
Ama bunlar toplumu ve insanların alışkanlıklarını değiştirmeye yeter mi?
Diğer canlıların yaşam hakkına saygısı olmayan insanlarla çöp konusunda ya da başka bir sorunun çözümünde yol alınabilir mi?
Çöpümüzü yollara, nehirlere, denizlere atmamız sadece çöpe dair alışkanlığımızla mı ilgilidir, yoksa değerlerimizle mi?
Bir insan değerlerini ilk önce aileden alır.
Memleketin her köşesini böylesine kirleten, saygı nedir bilmeyen bir kuşağın yetiştirdiği çocukların çevreye saygılı olmalarını bekleyebilir miyiz? Yoksa 20 yıl sonra daha beter bir tabloyla mı karşılaşacağız?
Umutlu değilim.
Umutlu olmakla ahmaklığı karıştırmayalım.
(Not: Çöp sorunu aslında bir tüketim sorunudur. Yani biz çöp sorununa çözüm ararken aslında çöplerle ne yapacağımızdan ziyade, en başta çöp yaratmamaya odaklanmalıyız. Bu da başka bir yazının konusu.)  

Yazarın Son Yazıları

Yargı ve MEB gözünü kapayınca 10 çocuk istismar edildi (03.09.2018)

Yargı ve MEB gözünü kapayınca 10 çocuk istismar edildi

Devamını Oku
03.09.2018
Yargı ve MEB gözünü kapayınca 10 çocuk istismar edildi (02.09.2018)

Yargı ve MEB gözünü kapayınca 10 çocuk istismar edildi

Devamını Oku
02.09.2018
Saygısız bir toplumuz

Saygısız bir toplumuz

Devamını Oku
27.08.2018
İstismar eden üvey babanın ifadesi bile alınmadı

İstismar eden üvey babanın ifadesi bile alınmadı

Devamını Oku
19.08.2018
Türk adaleti ‘intihar’ diye geçiştirdi

Türk adaleti ‘intihar’ diye geçiştirdi

Devamını Oku
13.08.2018
Kadına şiddete 10 taksit kolaylığı!

Kadına şiddete 10 taksit kolaylığı!

Devamını Oku
30.07.2018
Aile ve Çalışma Bakanlığı neden birleşti?

Aile ve Çalışma Bakanlığı neden birleşti?

Devamını Oku
23.07.2018
İkiyüzlü ahlak

İkiyüzlü ahlak

Devamını Oku
16.07.2018
Halk daha sağduyulu

Halk daha sağduyulu

Devamını Oku
08.07.2018
Popülizm tırmansa da bireyin sesi duyuluyor

Popülizm tırmansa da bireyin sesi duyuluyor

Devamını Oku
02.07.2018
Kıssadan hisse

Kıssadan hisse

Devamını Oku
25.06.2018
O yavruyu korumak isteselerdi 16 yılda sağlam bir kanun çıkardı

O yavruyu korumak isteselerdi 16 yılda sağlam bir kanun çıkardı

Devamını Oku
18.06.2018
14 yıl şiddet gördü, mahkeme boşamadı!

14 yıl şiddet gördü, mahkeme boşamadı!

Devamını Oku
11.06.2018
‘Savun’ diye verilen çocuğu istismar etti

.

Devamını Oku
04.06.2018
Ayrımcılığın böylesi!

.

Devamını Oku
28.05.2018
‘Köylüyüz diye bizi cahil sanıyorlar’

Planlanan Çerkezköy Termik Santralı yakınındaki Pınarça köyünün kadınları isyan ediyor. İlknur Bozkaya “Bizi cahil sanıyorlar”, Maide Coşar “Doğamızı kurtaracağız” diyor.

Devamını Oku
21.05.2018
Okulda şiddetin üstü örtülüyor

Okulda şiddetin üstü örtülüyor

Devamını Oku
14.05.2018
Polis: Bekâretin bozulmadıysa ispatla, rahatına bak

Polis: Bekâretin bozulmadıysa ispatla, rahatına bak

Devamını Oku
07.05.2018
Dede ocağımdayım!

Dede ocağımdayım!

Devamını Oku
30.04.2018