Milli maçın sonrası tam bi skandal.
Dibe vurduk.
Gol sonrası “Rabia” yapmanın tartışılmadığı hatta prim yaptığı ülkenin milli takımında gol atan futbolcunun alevi’liği tartışıldı.
Sünni atsaydı daha iyi olurdu ama olsun kazandık ya diyenler bile oldu.
Yuh!
Diri’lerin yıllardır iktidar tarafından zaten öteki’leştirildiği ülkede katliamda ölenler için yapılan saygı duruşunda ölüler de öteki’leştirldi.
***
En vahimi...
Maçtan sonra rüzgârı arkaya alıp lüzumlu lüzumsuz her konuya giren ve eski hesapları kesen federasyon ile milli takım yöneticileri bu 2 konuda tek laf edemedi.
***
Trt, tmsf ve havuz’un istihdam ettiği top medyası bu toplara girmez.
Biz girelim.
Bu günlere nasıl geldik;
Bi anlatalım.
***
Dün’e dönelim...
2020’yi almaya olimpik insanla değil taşla, beton’la, toki’yle gidince...
Olimpiyat’ı Tokyo’ya verdiler.
Bize de nasihat verdiler.
Ben de şöyle yazdım;
2020 için bi slogan buldular.
Bridge together.
Bıric köprü, tugedır beraber demek…
Dediler ki;
İstanbul 2020, doğu ile batı, Avrupa ile Asya ve medeniyetler, kültürler, inançlar ve geçmiş-gelecek arasında köprüler vadediyor.
***
Biz de dedik ki;
Daha kendi ülkende 2’ye böldüğün insanlar arasında bi ‘bıric’ kuramıyorsun..,
Üstelik bu köprü için ne 1 dolar lazım ne 1 euro…
1 güzel, hoş cümlen yeter.
***
Bunu bile beceremezken...
Sen daha din’i aynı, dil’i aynı, bayrağı aynı, içtiği su, yediği ekmek aynı, aynı ana baba’dan doğma biz’le siz’i birleştirecek bi köprü bile kuramazken…
Bizim bi yarımız diğer bi yarımız’la daha tugedır olamazken..
Elalem’le bu kadar bıric’i nasıl kuracaksın...
Nasıl tugedır olacaksın..
***
Yoksa medeniyet ve inanç köprülerini de taş’tan beton’dan bizim Toki’ye mi kurduracaksın?
***
Üstelik...
Sonra anladık ki;
2020’yi alsak, biz değil siz almış olacaktınız.
Alamadık.
Siz değil biz alamamış olduk.
***
Peki biz kim’iz?
Siz kim’siniz Allah aşkına?
***
Türkçesi;
Milleti bizden onlardan diye 2’ye böleceksin.
Bölünmüş milleti bi de aralarında Ermeni, Rum, Yahudi, Alevi, Sünni vs. diye böleceksin...
Spor toto’nla, TRT’nle, Havuz’unla, tmsf’nle, kamu kurumlarınla atadığın federasyon ve kulüpler birliği başkanlarınla, Osmanlıspor’unla, Başakşehir’inle, belediye’lerinle, futbolu siyasallaştırıp istila edeceksin..
Her şeyi özel’leştirirken futbolu devlet’leştireceksin...
Paso mecburiyeti koyup tribünleri fişleyeceksin elinin altında tutacaksın..
Eski topçuları trt’ye, tmsftv’ye, havuz tivi’lerine serpiştirip bu top’lara girilmemesini sağlayacaksın...
Boş beleş hikâyeler anlattıracaksın..
Kapısında TÜRKİYE yazan ve bi TC kurumu olan federasyonun başkanı bi milli maç öncesi basın toplantısında Yeni Türkiye filan diyecek..
Top medyandan 1 kişi bile gıkını çıkarmayacak...
“Bu Milli Takım hangi Türkiye’nin takımı” diye defalarca sorduğumda ...
Milli Takım’dan 1 sorumlu bile çıkıp Türkiye’nin eskisi yenisi olmaz Türkiye Türkiye’dir, Milli Takım Türkiye’nin Milli Takımı’dır demiyecek...
Bitmedi...
Milletin takımı olan Milli Takımı devletin, hükümetin takımı gibi kullanacaksın...
Milli Takım’a ilgisizliği ve tepkiyi farkedince..
Öteki’leştirdiğin halk’tan kaçıracaksın..
Milli Takıma şehir seçerken bile bizden-onlardan hesabı yapacaksın...
Nerden çok oy aldıysan milli’leri oraya sürükleyeceksin..
Hazırlık maçı’nı bile sportif değil siyasi bi kararla Katar’la oynatacaksın...
Bir de çıkıp;
Tek ses tek nefes olun Milli Takımı destekleyin diyeceksin.
Yemezler.
***
En acaipi de..
Ülkeyi Avrupa’dan kaçıran, Avrupa’yla ilgisi alakası olmayan zihniyetin Milli Takım Avrupa Şampiyonası’na gidecek diye sevinçten nerdeyse zil takıp oynaması....
***
Fatih Terim saha içindeki sorunları çözdü.
Saha dışındakileri kim çözecek?
Bu takımı Türkiye’nin, tüm milletin takımı haline kim getirecek?
***
Nokta.
