‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

15.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Oyuncu Deniz Çakır’ın Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (EDHO) dizisinden yapımcı Raci Şaşmaz kararıyla çıkarılması, bir takım noktalar hâlâ aydınlığa çıkmamış ve kim ne yapmış belirsiz olmakla birlikte, ağırlık merkezinde “cinsiyetçilik” olan bir hadise ve oradan hareketle değerlendirilip sorgulamaya açılması gerekir.
Olayın özeti çok tatsız ve hakikat nerede başlayıp nerede iddiaya, nerede de “iftira”ya dönüşüyor bunu belirlemek çok güç. Ama okurlarıma biraz bilgi aktarmadan konuyu tartışmaya açmam da olanaksız.
Kurtlar Vadisi’ni “devlet-mafya” tematik eksenli bir kurgu olarak “reyting yumurtlayan tavuk” haline getirdikten sonra bir de “aile-mafya” tematik eksenli (“kadın-çekişmesi”ne de eklemli) bir ikinci reyting mucizesi yaratma hedefine kilitlenip bunda başarıya ulaşmış bir ticari aklın ürünü EDHO…
Elbette bu akıl, ticari olduğu kadar eril, “ataerkil” bir akıl.
Deniz Çakır, EDHO’da Oktay Kaynarca tarafından canlandırılan mafya babası Hızır Çakırbeyli’nin eşi Meryem olarak başrolde. Üç yıldır reytingin zirvesinde olan bir yapım söz konusu ve bunda Deniz’in payı büyük.
Yeni sezon için hazırlıklar yapılırken ve Deniz de Meryem rolü için kadroda yerini korurken birden bire onunla yolların ayrıldığını öğreniyoruz. O da sosyal medya paylaşımıyla bunu doğruluyor ve 3 yıldır bütünleştiği “Meryem”den ayrıldığını hüzünlüce ifade eden bildirimlerde bulunuyor.
Son sözü de şu: “Ben duruşumdan taviz vermeden ve omurgalı bir birey olmanın erdemiyle yoluma devam edeceğim. Hep öyle yaptım. İyi insan olmak güzel. Yanlış olanın karşısında durmak da…”

***

Peki, neden oldu bütün bunlar?
Önce Deniz Çakır’ın bir “kadın” olarak özel yaşamına dikkat etmediği, eski alkollü görüntüleri tekrar servis edilip “kovulma”ya gerekçe olarak sunuldu. Sonra daha aleni şekilde onun (yine bir “kadın” olarak) bir “yasak ilişki” içinde olduğundan ve dizideki kurgu karakteri ile “bağdaşmayan” bir gerçek hayat sürdüğünden dem vuruldu.
Ardından yasak ilişkiye girilmiş isim, elbette bir iddia (ya da iftira) olarak telaffuz edilip hadise “magazinel” olarak iyice katmerlendirildi. Orada da bitmedi. Oyuncunun diziden çıkarılmasının, Türkiye film endüstrisinin büyük bir isminin isteği doğrultusunda gerçekleştiği söylendi.
Bunlar at izinin iti izine karıştığı, insanın yüzünü buruşturmasına yol açan iddialar/söylentiler.
Fakat ne, ne kadar doğru/yanlış, net olarak bilinmese de ortada her halükârda bir ataerkil/cinsiyetçi linç icrası var.
Anlatılanları, söylenenleri, yazılanları ahlaken kodlayıp Deniz’e kızma, kınama, teessüf etme özgürlüğü birilerinde olabilir ve bu, onların kendi bileceği iş… Ancak kim ne düşünürse düşünsün ve ne olmuş olursa olsun, bu, bir “özel hayat”.
Gel gelelim bu “özel” ve “hakiki” hayat, ekrandan seyrimize sunulan ve “genel” kabul gören bir “kurgu hayat”ın hükmü altında “eril” bir cezai yaptırıma uğratılmakta.

***

Daha önce de olmadı mı, oldu. Yıl 2003. Çocuklar Duymasın dizisi ekranda kapı-baca yıkıyor ve dizinin anne karakteri Meltem’i canlandıran (hâlâ da aynı role devam eden) oyuncu Pınar Altuğ, yapımcı-senarist Birol Güven tarafından özel yaşamındaki ilişkilerini “tanzim etmediği” takdirde rolünü kaybedeceği tehdidiyle karşı karşıya bırakılıyor.
Pınar’ın da kocası askerdeyken bir “yasak ilişki” içine girdiği ve dizi yayımlanırken bunun devam ettiği dedikoduları magazinel gündemi işgal etmişti. Dizideki “iffet sahibi” anne, Meltem, bunu nasıl yapardı?!
O yüzden hayatı ve hayat ekonomisi “hayal endüstrisi”ne bağlı Pınar Altuğ, Meltem’e tâbiliğini netleştiren sözler sarf etti: “Bugüne kadar Meltem karakterine yakışmayacak hiçbir şey yapmadım.”
O, böyle dedi, rolünü korudu ve “Meltem”, Pınar’ı yuttu!
Deniz Çakır böyle demek yerine “duruşundan taviz vermemek”ten, “omurgalı olmak”tan bahsederek “Meryem” tarafından yutulmaktansa onu “kaybetmeyi” tercih etmiş görünüyor.

***

Sonuçta bu tür olaylarda okkanın altına giden hemen her zaman kadınlar olmakta.
Tıpkı namus cinayetlerinde kurban nasıl hep kadınsa, bu tür “özel hayat” yahut “yasak ilişki cinayetleri”nde de kurban hep kadın…
Çünkü kapitalizm, hâlâ her yerde ata-erkil… Ve bizim alaturka kapitalizmimizin en cafcaflı, janjanlı dilimi medya/eğlence sektörü de, onun bir alt dalı olan “hayal endüstrisi” de Allah’ına kadar eril ve maço.
O yüzden Deniz’i “kestiler”, dizinin “namusunu kurtardılar”. Hadi bakalım!..

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018