Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

20.08.2018 04:24
Güncellenme:
Takip Et:

<video:1057507>

21 Mart 1995’te bir anne, kızlarından birinin doğum günü kutlaması için ailesini evde bir araya getirme arzu ve heyecanıyla emek emek balık yapıyordu.

Oğlu telefon etti ve annesine, kız kardeşinin doğum gününü unutmadığını, o yüzden eve erken geleceği müjdesini verdi.

Bir mütevazı mutluluk resmi, o akşam kendi halinde bir ailenin sofrasında çizilmeyi bekliyordu. 

O resim çizilemedi, mutluluk beklentisi önce korkunç bir kâbusa, sonra derin ve unutulmaz bir acıya yerini bıraktı. 

Hasan Ocak, kız kardeşi Aysel’in doğum gününe gelemedi. Annesi Emine Ocak’ın pişirdiği yemekleri yiyemedi.

Ne o, annesini; ne de annesi onu bir daha göremedi.

Doğum günü sofrası için eve doğru yola koyulmaya hazırlanırken Hasan Ocak’ı gözaltına aldılar.

Sonra da gözden kaybettirdiler.

58 gün boyunca anne Emine Ocak başta olmak üzere bütün aile, Hasan’ın arkadaşları ve İnsan Hakları Derneği’nin ısrarla verdiği mücadele sonuca ulaştı. Ulaştı ama bu, acı, acımasız ve insanlık adına utancı beraberinde getiren bir sondu.

Hasan Ocak’ın işkencelere bulanarak katledilmiş bedeni, kimsesizler mezarlığındaydı. Aile bunu 15 Mayıs 1995’te öğrendikten sonra, kendilerini destekleyen “insanlık dostları”nın da kararlı yüklenmeleriyle gerçek, tüm kirli çıplaklığıyla ortaya çıktı: Gözaltına alındıktan 5 gün sonra Hasan Ocak’ın cansız bedeni Beykoz’da bir ormanlık alanda köylüler tarafından bulunmuştu. Jandarma gelmiş, durum savcılığa intikal etmiş, parmak izi, fotoğraf, kan örnekleri alınmıştı. Ama kimlik tespiti yapılmamıştı.

Bundan 50 küsur gün sonra ailesi Hasan’ı teşhis ettiğinde onun yüzünün (belli ki tanınmasın diye) parçalanmış halde olduğunu ve her tarafında işkence izleri bulunduğunu öğrendi. 

Bilinen iki şey vardı: Hasan’ın en son görüldüğü yer, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi idi. Ölüm nedeni de boğularak öldürülme. 

Faili mi?.. Hepimizce malûm olduğu üzere… Meçhul!.. 

Cumartesi Anneleri’nden ‘Cumartesi Torunları’na…

Hasan Ocak’ın annesi bu sonucu kabul etmedi! Şairin dediği gibi, “Yüzünde bin analık memelerin akı” ile bu “yerli ve milli” utancı, sorumlularının yüzüne her daim çarpacak bir eylemin öncüsü oldu. Oğlunun bir “yurttaş” olarak canının emanet olduğu kurumun bağrından işkencelere uğratılarak çıkarılıp toprağın üzerine bırakılmış cansız bedeninden, bu memleketin en onurlu ve insanlık adına utancı umuda sevk eden hareketini yeşertti: “Cumartesi Anneleri”. 

Elbette Hasan Ocak, bu topraklarda devlet tarafından gözaltına  alınıp böylesi meşum bir sona yollanan ne ilk ne de son “Can”dı. Zaten o gözaltına alınıp izi kaybettirildikten sonra, onu arayan ailesi ve destekçileri hep “Sadece Hasan’ı değil, tüm kayıplarımızı istiyoruz” diye yürütmüşlerdi kampanyayı… Ama Hasan’ın cansız bedenine 15 Mayıs 1995’te ulaşılması bir direniş kıvılcımı çaktı ve 27 Mayıs 1995 Cumartesi günü, Galatasaray Meydanı’nda Emine Anne’nin öncülüğünde ilk oturma eylemi başladı. 

15-20 kişi sessizce oturdular. Bir iki hafta içinde “müdahale” adı altında “resmî” saldırılar başladı. Coplanmalar, yerlerde sürüklenmeler, gözaltılar, tacizler “Cumartesi Anneleri”nin bir kolektif sivil itaatsizlik eylemi olarak varlığının bir parçası oldu. 

Baskıların dayanılmaz hale geldiği 10 yıllık aradan sonra tekrar başlayan eylemlerde “3’üncü kuşak” dahi ortaya çıktı. Analar babalar, bacılar biraderlerle başlayan hareket, evlatlar ve torunlarla hâlâ devam ediyor bugün...

Ve önümüzdeki cumartesi, Cumartesi Anneleri, “700’üncü hafta buluşması”nı gerçekleştirecekler meydanda. 

Kemik, adın ‘hasret’ olsun! 

Dile kolay! İnsanlık umudunun insanlık utancına direnişinde 700 hafta!.. 

Ve Cumartesi Anneleri’nin 700 haftası, bu memleketin “karanlık ama gerçek yüzü”ne dair yazılmamış bir tarih aynı zamanda. 

Bu tarihin özü niteliğinde 700’üncü hafta onuruna hazırlanmış iki klip şu ara sosyal medyada hepimizin ilgisine sunuluyor.

Evlatlarının kemikleriyle içlerindeki acıyı dindirmek isteyen mübarek anneler!.. “Cumartesi 700”e, “Herkesi çağırıyoruz” diyorlar

Orada izliyor ve dinliyoruz anneleri: “Sadece kayıplarımız hakkında bir haber istiyoruz” diyorlar. 

Ve daha müthişi: “Ölmüşlerse kemiklerini istiyoruz, hepsi bu” diyorlar!.. 

Eğer bu memlekette hâlâ insandan, insanlıktan ümidi kesmediyseniz… 

İktidarların yıkıcı eril gücü karşısında kadınlığın/analığın doğurgan, üretken, besleyici, yapıcı, kucaklayıcı direniş gücüne inanıyorsanız… 

Ve ölüme, ölmeye, öldürmeye koşullu resmî karanlık karşısında hayata, yaşamaya, yaşatmaya meyilli ve yeminli analığın “bin evlatlık duaları”ndan pay almak istiyorsanız...

Bu çağrıyı karşılıksız bırakmayın!.. 

                                                                                      ***

Bir yıldır aralıksız şekilde, özellikle de Cumhuriyet PA7AR’ın 2018 başında doğuşundan bugüne çok daha yoğun bir tempoda durmaksızın, nefes nefese çalışmanın beraberinde gelen (elbette mutlu) yorgunluk sonucu, bir parça dinlenme ihtiyacı ile Seyir Defteri’nin kapağını iki haftalığına kapatıyorum. 3 Eylül Pazartesi görüşmek üzere, iyi bayramlar!..

 

 

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018