Kaşıkçı olayı kedi-fare oyunu

06 Kasım 2018 Salı

- Dinci ve faşist S. Arabistan rejimini eleştiren “muhalif gazeteci”, İstanbul’daki konsolosluğa giriyor ve nişanlısına, çıkmazsam sağa sola haber sal, diyor.
- Çıkmıyor ve bu arada faşist yönetimin infaz takımı, herkesin gözü önünde konsolosluğa, ellerinde aletleriyle girmişler bile.
- Arkadan temizlikçiler konsolosluğa giriyor: bu arada S. Arabistan’ın resmi araçları tenha ve gözden uzak mekânlarda turluyorlar.
- İnfaz takımı ve başkonsolos elini kolunu sallaya sallaya gidiyorlar. Ve bütün bunlar Ankara yönetiminin, ABD’nin ve tüm dünyanın gözleri önünde oluyor. Milyonlar, olan biteni televizyonda dizi film gibi seyrediyorlar.
- Trump açık açık, “işin ucunda 120 milyar dolarlık silah geliri, 450 milyar dolarlık ticaret potansiyeli var. 700 bin Amerikalının yeni iş imkânı söz konusu”, “bir muhalif adamın hayatı mı, 700 bin Amerikalının ekmek parası mı” diyerek “önce Amerika” sözünü tutuyor.
- Ankara’dakiler, “biz valla billa çok ciddiyiz, ne olduysa oldu, işi açığa çıkarırız” diyorlar. Üstüne de “elini kolunu sallaya sallaya giden infaz timini faşist Suudi yönetiminden istiyorlar”. Gülen” misali, biz yargılayalım, daha iyi olur, diyorlar. Bu işin davası mı kalmış, suyu çıkmış, olan biteni faşist yönetim “icra ederken” bütün dünya aptalı oynayarak dizi filmi seyreder gibi izlemiş.
- Ama işin en komik yanı da öldürme emrini veren faşist Arapoğlan, “suçluların cezasını bizim adalet sistemimiz(!) verecek” diyor. Ankara da “bu işi, sizin ve bizim savcılar birlikte çalışarak yürütsünler, işbirliğinde fayda var” diyerek işi yoluna sokmuş. Faşist Vahabi şeriatçısı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları birlikte çalışmaya başlamışlar.
- Sonra bizim taraf Kaşıkçı girer girmez boğazlanmış, sonra da parçalara ayrılarak paketlenmiş, ancak paketlerin nerede olduğu henüz bilinmiyor” şeklinde bir açıklama yapmış, dünya ibretle izliyor!
Herhalde faşist ve Vahabi şeriatçısı ile işbirliği yapılarak paketlerin nerelere postalandıkları ortaya çıkarılacak, ne güzel.

Kimin umurunda
- ABD, emrindeki Suudi rejimlerinin, bölgedeki maşaları olarak nasıl kullanılacağının ve petro-dolarların nasıl cebe indirileceğinin derdinde.
Trump en açığını söyledi: “Kaşıkçı’nın davası ve paketlenmiş parçaları beni hiç ilgilendirmiyor: ben 700 bin yeni Amerikalının cebine girecek paraya bakarım, ‘önce Amerika’ demedim mi, daha anlamadınız mı” diyor.
- Ya bizimkiler: S. Arabistan’ın faşist rejimi ve Selman’la arayı fazla açmadan: “Arapların” daha da kötü vaziyete düşmelerini istemeden vaziyeti nasıl idare ederim derdinde.
Üstelik S. Arabistan, Birleşik Arap Emirliği ve Katar zaten ABD’nin bölgedeki maşaları, askeri olarak gırtlaklarına kadar Pentagon ve Washington’a bağlılar.
Kaşıkçı’nın faşist Arap yönetimleri tarafından “halledilmesi” ve paketlenerek adrese teslim gönderilmesi, ABD emperyalizminin ve emrindeki Arap faşist rejimlerinin birlikte oynadıkları bir oyundur.
Atatürk bölgede bu oyunu bozup o zamanki İngilizlerin uşaklarının hakkından geldiği ve Lozan’a ulaştığı için, bugün de bölgedeki ve içimizdeki “örtülü işbirlikçiler tarafından hedef alınmıştır”. Maskeleri düşürüldüğü için kızgınlar.
Dün İngiliz, bugün ABD emperyalizmi, aynı oyunu siyasal İslam aracılığı ile sürdürmektedir. FETÖ (ve Gülen) bunun son kanıtıdır.
Atatürk’ü silmeye çalışanlar, emperyalizmin örtülü desteği ile ayakta kalmaya çalışanlardır. Son 50 yılda “tedrisimden geçen” on binlerce öğrencimde “emperyalizm, siyasal İslam ve ulusallık (Atatürkçülük) arasındaki geliş gidişleri, bir saha araştırması yaparcasına yaşadım, tanığı oldum”. Çok ünlü öğrencilerim ve “kimi hocalarım” da bunların içindedir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları